16. BÖLÜM

10 4 0
                                    

Yüzüme deyen bir kaç su damlasıyla kafamı yastığın altına soktum.

-Anneeee bu çatı su sızdırıyor!

Kulağıma gelen kahkağa sesleriyle hayretlere girdim yok artık bu kabus olmalı. Yattığım yerde doğruldum Ömer yatağımın başında dikilmiş tek elinde bir bardak su diğer eliylede ağzını kapatmaya çalışıyordu sesi çıkmasın diye. Arkamdaki yastığı tuttuğum gibi Ömere doğru fırlatım oda bu hareketinin ardından başına gelecekleri anlamış olucak ki hızla kapıya doğru koşmaya başladı yastıkda sıyırarak yeri boyladı. Hırsımı alamadığım için hemen kalkarak peşiden koşmaya başladım.

-Kaçma bu sefer geberticem seni.
Yarın bütün Aydın ikimizi konuşacak kuzenler arasında çıkan cinayet diye.

-Teyze bu cadı kızın öldürecek beni kurtar.

Masanın etrafında bikaç tur atırdıktan sonra meldivenlerden aşağıya doru koşmaya devam etti o önde ben arkada deli danalar gibi koşuyorduk bütün nefesimi tüketmişti aramızda fazla bi fark yoktu yinede pes etmiycektim.

-Seni kralı gelse kurtaramaz ! İnsan böyle uyandırılırmı bittin sen bittin.

Teyzem elerinde kahvaltılıklarla çıktı mutfakdan masaya bir, bir yerleştiriken bize bakıp gülüyordu.

-Teyzoooşum

Boynuna atladım hemen. Elindekileri dökmekten son anda kurtarmıştı.

-Dur, dur deli kız döktüreceksin elimdekileri.

Yanaklarını sıkıp öpücükler kondurdum. Sarılmış bi vaziyetde iltifatlar yağdırıyordum çünkü teyzem dış görünüşüne takıntılı yaşlanmaktan korkan bi insan olduğunu iyi biliyordum onu mutlu etmek banada iyi geliyordu.

-Oh oh teyzelerin en tatlısı en çıtırı en güzeli gelmiş.

Ömerde masaya oturmuş bi ondan bi bundan tıkınıyordu. Annem de ellerinde çaydanlıkla masaya geldi. Herkes masaya yerleşmişti. Sohbetlerle tadına doyamadığım bir kahvaltı yapmıştık. Yalnız başıma dünyanın en güzel lezzetli yemeklerini yesem bile tadını alamıyordum. Benim kalabalık bir ailem olamıycaktı en yakın zamanda evleniyordum lakin sadece kağıtların verdiği bir söz olucaktı bu. Peki ya o nikah masasında nasıl evet diyecektim nasıl dönecekti bu dilim bir kelime değildi arkada bıraktığım. Arkamda bıraktığım bir sürü hayalerim yarım kalmış olacaktı kalmıştıda zaten. O gece benim hayatımın sonu olmuştu bundan sonra sadece karnımdaki meleğimin hayatın da ortakçıydım paya düşen neyse razı gelip kabulenmiştim.

-Esma hadi öğlen oldu bizimkilere erken toplanalım demiştim hazırlan da çıkalım artık.

Daldığım düşüncelerden beni Ömer çekip çıkardı korkularımla yüzleşme vakti gelmişti artık. Aliyle sevdamla yüzüne baka, baka kalbim ona ait olduğu halde evleneceğim diyecektim kalbimin üstüne sanki büyük bir taş koymuşlardı çok ağır geliyordu yüreğim bu olanları kaldırmakda güçlük çekiyordu.
Oturduğum yerden kalkıp odama doğru yürüdüm Allahım bitecekmi bu ızdırap rahat, rahat nefes aldığım günleri görecekmiyim?
Çok korkuyorum bu aşk lanetliymiş oysa kitaplarda şarkılarda o pembe dizilerde aşkın çok güzel birşey olduğunu söylemiyorlarmıydı. Öyleyse benim canım neden bukadar yanıyor! Onların aşkı mı gerçek değil yoksa benim aşkım mı yakıcı ? Titreyen ellerimle kapı kulpunu açtım ardımdan hemen kapatıp kapının arkasında olduğum yerde çömeldim dizlerimin üzerine.
Ellerimle gözlerimi kapattım bütün bu olanların kötü bir kabus olmasını diledim sanki ellerimi açınca hiçbirşey olmamış gibi hayatıma devam etmek istedim farketmeden sımsıkı yumduğum gözlerimi açtım hiçbirşey değişmemişti hiçbirşey değişmeyecekti.
Birazdan çocukluk aşkıma sonsuza dek veda edecektim hoşçakal Alim hoşçakal hayalerimin beyaz atlı prensi hoşçakal kara sevdam en kıymetli hazinem kalbimin sahibi burası senin toprağın senin çiçeklerin açmış kalbimde birbaşkası yeşermez kök salmışsın herbir hücreme seni koparıp atabilmek mümkünmü ince ince işlenmişsin düşlerime gönlüme seni bir kalemde atabilmek nemümkün ?..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

CAN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin