10. BÖLÜM

36 4 0
                                    

Bölüm şarkısı =
Can Gox & Neredesin sen
İyi okumalar ♡







Yaptıklarınız benim için çok değerli.  Hakkınızı ödiyemem ama olurda bir gün toparlarsam mutlaka karşınıza çıkacağım. Herşey için teşekürler...
Esma.

Yazdığım kağıdı katlıyarak masanın üzerine bıraktım. Aynada son birkez kendime bakıp. Sesiz olmaya özen göstererek odadan çıktım. Kuzeyin konuşma sesleri kulaklarımı doldurduğu an aslında ona veda etmek istediğimi hisettim. Lakin  hiç bir veda tamamlamazdı bırakıp gittiklerimizi  hep eksik kalır. Ya bir öpücük eksik, ya bir nefeslik. Hiç bir giden doyamaz arkada bıraktıklarına bunu iyi biliyordum.  Bu vedanın da düşündüğüm kadar kolay olmıycağnı bilerek sesiz olmaya devam ettim. Küçük adımlarla evin giriş kapısına doğru yöneldim. Arkada bıraktığım artık bir veba borcum olan bir insan, mutlu bir aile, özenilecek kadar mutlu kıskanılacak kadar huzur dolu bir yuva. Belkilerin üstünü siyah kalemlerle karaladım parçalayıp yok ettim "belki benimde böyle bir ailem olurdu" Cümlesi benim için bir balığın çölde yaşıyabilme ihtimali kadar
im kan sız!

Kararlılıkla kapıyı açarak hızlı adımlarla bu evden bu insanlardan herkesden herşeyden en çokta kendimden kaçtım. Evet cesaretini yitirmiş bir korkağın tekiyim artık. Veda etmekden bile kaçan  korkak. Hızlı adımlarla asansöre ulaştım biran önce burdan uzaklaşmak istiyordum. Zemin kat düğmesine basarak asansörün hareket etmesini bekledim nefesimi kontrol altına almaya çalıştım neden bu kadar gerilmiştim bilmiyorum. Kapıya arkamı dönüp iki elimi de duvara yasladım bedenim direnmekte zorlanıyordu artık ruhum güçsüzleşmişti. Bir mucize diledim Allahtan bir mucize... Yüklerimin hafiflemesi için.
Bundan sonrası benim için asla toz pembe olmıycaktı daha öncesinde de olmadığı gibi bunu beklemiyordum da zaten. Sadece bukadar zor olmasını kaldırabilceğimi hiç sanmıyorum biraz olsun dayanma gücü diledim . Asansörün durma sesiyle kapıyı açıp tekrar çıkış yoluna doğru ilerledim. Dairenin giriş kapısını açtığımda binanın önüne yeni yanaşmış olan araba fazlasıyla tanıdık geldi gözüme  arkası dönük bi şekilde kapıyı kapatıyorken beni görmediğini anladığım için arkamı dönüp koşar adımlarla hızlı bi şekilde ilerledim. Bu nerden çıktı şimdi neden burda düşünceleri beynimi didiklemeye çoktan başlamıştı. Arkamdan gelen adım sesleriyle tedirginliğim daha da çoğaldığında asansörün üst katlarda olduğunu fark edince korkularım an be an artı adım seslerinin çok yaklaşmasıyla karşıdaki dairenin girintili kapısına saklanmaya çalıştım. Nefes bile almıycak kadar sesiz olmaya çalıştım. Aramızda sadece bir kaç adım vardı asansör kapısına gelip asansörün aşağı inmesi için düğmesine bastı korku dolu anlarımı telefonunun çalma sesi bozdu. Karşı tarafdan gelen cevapdan memnun kalmamış olucak ki siniri tavan yapmış bi şekilde dişlerinin arasından tıslıyarak konuştu.

-O selim denen herifi bulucaksınız anladınmı.

Tehditkar bi dilde emirler yağdırıyordu.

-Ben napıcağmı iyi biliyorum tam herşeyi unutuğu anda karşısına çıkıp canını en derinden yakacağım onun.

Asansöre binip gözden kaybolduğu an derin bi nefes verdim biraz önce şahidi olduğum telefon konuşmasından anladığım kadarıyla Rüzgâr, Selimle olan meselesini bitirmemiş kolay, kolay da bitirmiycek gibi gözüküyordu. Şu an umrumda bile değilde aralarında olan benden uzak olsunlar tek umrumda olan buydu arkama bile bakmadan koşarak burdan uzaklaşmaya başladım. Caddeye kadar koştum karşıda gözüme kestirdiğim otobüs durağıda biraz dinlenmeye çalıştım. Gelen otobüse nereye gittiğine bile bakmadan bindim. Tek isteğim burdan uzaklaşmakdı nereye gittiğim önemli değildi. Bugün zaten benim için zor geçeceği dünden beliyken bide başka zorlukları istemiyordum. Öncelikle evime gidip eşyalarımı toparlamalıydım. Günlerdir orda olmadığımdan umudunu kesmiştir artık diye düşündüm birde onunla günümü zorlaştırmak istemiyordum. Rüzgârın konuşmaları aklıma geldiğinde ona zerre acımadım aksine lanet herif belasını bulur inşallah diye geçirdim içimden. Ne bekliyor olabilir ki bana yatıklarından sonra. Hatta Rüzgâra intikamında yardım bile edebilirdim  iğrenç herifin teki olmasaydı tabi. Onada ihtiyacım yok ben kendi intikamımı tek başıma alabilirim alacağımda!
Evet kainataki bütün gerçeklerin üzerine yemin ederim ki bunu yapıcam bana yaşatığı her acının intikamını alıcam. Yanına kalmıycak her ne pahasına olursa olsun! Camdan dışarısını seyrederken tanıdık gelen yolar tesadüfen bindiğim otobüsün beni doğru adrese getirmesiyle şansımın biraz olsun güldüğünü düşündüm. Otobüsün nereye gideceğini kestiremediğim için evime yakın olabilecek mesafede olan durakta indim. Peki ya sonra diye düşündüm bebeği aldırdıktan sonra bitiremediğim okul mu ailem mi ne yapıcaktım nereye gitmeliydim. Annemin yüzüne de bakamazdım en iyisi okulumu değiştirip son bir seneyi bambaşka biyerde geçirmek en doğrusunun bu olacağını düşünerek kararımı verdim. Okul için henüz önümüzde uzun bir tatil vardı. Lakin bu işi biran önce araştırıp erken gidip herkesden uzak kalmak en iyisi olucaktır. Belki parftaym iş bulurum şimdilik okul saatleri dışındada devam edebilirim. Farklı bir hayat kendimden biraz olsun uzaklaşmaktı belki de istediğim. Evin kapısına geldiğimde anahtarım yanımda olmadığı için otomatik şifreyi girerek kapının açılmasını sağladım. Günler sonra dört yıldır evim diye benimsediğim yere gelmek biraz olsun bedenimi rahatlatı ama ruhumu daraltı. Hele ki bu evden en son çıktığım halimi hatırlayınca. Adımlarımı ürkerek atığımı bile söyleyebilirdim. Kapıya geldiğim de şemsiyeliği ters çevirip içindeki yedek anahtarın düşmesini bekledim metal anahtar mermerle buluşunca tok bi ses bıraktı. Çok fazla zaman kaybetmeyip anahtarı alıp kapıyı açtım ardından aynı hızla içerden sonuna kadar kilitledim. Derin bi nefes verdim. Saate baktığımda randevum için bayabi erken olduğunu görünce titreyen elerimle gardolapdan eşyalar seçip banyoya gittim. Önce suyun ılık tarafından sonunu kadar açtım  üzerimdekilerden kurtulup küvete girdim vücudum suyla buluştuğu an bütün bedenim ürperdi dizlerimi karnıma doğru çekip iki elimle desteklemek amaçlı sarıp kenetledim  başımıda dizlerimi yasladım. Hiç bir şey düşünmeden suyun sesini dinlemek istedim bir nini misali...
Bütün yıllar boyunca hayalini kurduğum şeyin şimdiyse kurtulmak için dakikalarını sayıyordum. Hayat garip hemde fazlasıyla! Küveteki su taşacak kadar dolduğunda tek hamleyle suyu kapatarak tekrar aynı pozisyonu aldım. Yalnız bile değildim karnımda bir can vardı istemesem bile vardı bunu inkar edemezdim bir bebek dört duvar beni yalnız bırakmaya yetmiyordu. Acaba karnımdaki can bebek kızmı erkek mi benim bile diyemiyorum yakıştıramıyorum haketmiyordum! Gözümden sızan yaşlarımı silmedim akmasına izin verdim. Damla, damla süzüldü ben bu duyguyu çok istemiştim çok, çok istemiştim anne olmak istemiştim bir kızım olsun saçlarını örmek isterdim oğlum olsa hayalini kurduğum adama kalbimdeki tahtın sahibine Ali ye benzemesini düşledim. Şimdi ne kadar uzak ne kadar imkansız bu hayaler. İki elimi de karnıma indirip doladım süzülen yaşlarım usul, usul eşlik etti çaresizliğime.

-Özür dilerim...
Sadece bunu diyebildim acizce özür dilerim ne kadar eksik ne kadar güçsüz ne kadar yarım bir cümle özür dilerim bebeğim afet ANNEni !

CAN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin