Bu tabloyu daha önce hayalimde çokca kurmuştum ama hiç biri böyle değildi. Şu an içinde bulunduğum bu his düşlediklerime okadar uzak ki. Bunun adına imkansız koymamışmıydım ben annelik duygusu benim için bukadar uzaken karnımda bir can taşıdığımı söylemeleri bu kadar basit olabilirmiydi? Bu sorularımın hepsini cevaplıycak birine ihtiyacım vardı aksi takdirde kafayı yemem an meselesi olacaktı. Yummuş olduğum gözlerimi hafifçe araladım camı sonuna kadar açıp soğuk havanın yüzüme çarpmasına izin verdim şöförün aynadan tek gözüyle beni gözlemlediğinin farkında olsamda pek önemsememeye çalışıyordum. Artık hayatımın ipleri benim elerimden kayıp gitmişti pusulamı kaybetmiş nereye gideceğimi bilmiyordum ordan, oraya savruluyordum hissizlik işte bu arşa ermiştim artık canımın acısını hisetmiyordum sevgi ya peki kalbim sevmekden de vazgeçmişmiydi? İşte bunuda bilmiyordum korkuyorum ki kalbim kuruyor belkide ölüyordu sadece son nefesini vermeyi bekleyen bir yaşlı gibi yada sadece bir robot gibi hiç bir işe yaramaz!
Kalp yoksa sevgide yok. Kalp yoksa duygularda yok. Kalp yoksa aşk, AŞK ta yok.
Rüzgar yüzüme çarptıkça gözlerim yaşarmıştı hayır kesinlikle ağlamıyordum artık göz yaşlarıma son vermiştim güçsüz bir kız değildim ben herşeyle baş edecektim hepsinin altından kalkıp dim dik ayakta duracatım ki katilimin bitiğini kendi gözlerimle görebileyim o güne kadar sabredeceğim. Dayan yüreğim dayan ağır yükler taşıyacağız seninle.
Taksicinin anlamsız bakışlarıyla irkildim bir an bedenim düşüncelerden dünyayla bağlatısını kesmiş olmalıydı. Sonra arabanın da büyük bir sitenin önünde durduğunu farkedince geldiğimizi anladım parayı uzatarak üstünü beklemeden hemen indim taksiden. Artık insanlara sadece güvenmiyo değil vütiş bir korkuda duyuyordum hiç kimseyle yalnız başıma kalmak istemiyordum ama tamda aksine bana yardım edebilecek hiç kimsem yanımda olmadığına göre bununlada baş edip korkumu yenmeliydim başka çarem yoktu. Büyük demir kapılı bahçe içerisindeki çokça binalar gayet güvenliğe önem verilmiş gözüküyordu tam taksici arabayı vitese takıp gaza yükleniceken adresi onda unutuğum aklıma geldi ani bi refleksle hemen arkamı dönüp arabanın camına vurdum merak dolu bakışlarıyla bişey söylemesine fırsat vermeden. İşaret parmağımı torpidonun önüne bıraktığı kağıdı işaret ederek-Adres yazan kağıt o bana lazım.
Adam şaşkınlığını hemen attıp kağıdı bana uzatıkdan sonra ortadan kayboldu. Kapıdaki güvenlik görevlisinin yanında doğru ilerledim adam muhtemelen otuzlu yaşlarında elindeki alyanstanda anlaşıldığı kadarıyla bir aile babasıydı. Sert bakışları ve donuk süretiyle tamda mesleğiyle birleşen bi kişilik gibi gözüküyordu bazı şeyler vardır hani tamamlanmış onun gibi birşey bazı şeyler hep eksik kalırken bazılarıda tamamlamayı başarabiliyordu bu zor hayatda bazılarına gülebiliyordu kader. Ve o bazıları farkında değildi elindeki değerin. Elimdeki kağıda tekrar bakıp emin olduktan sonra tabelalardan da bulabilceğmi düşünerek hiç bir diyaloğa girmeden kapıdan geçerek durmadan yoluma devam ettim. Yürürken önüme çıkan bütün sitenin krokisine kısaca göz attıkdan sonra a5 yazan binanın sol arkada kaldığına emin olduğum yöne doğru yürümeye devam ettim. Binanın önüne geldiğimde 7 katı aradı gözlerim Alya &Emre Turan yazıyordu zilde adını bile yeni öğrendiğim bir insana sığınıyordum bunun adıda çaresizlik olsun dedim ve zile bastım kamera sisteminden kontröl edildiğini farketim aradan kısa bir süre sonra otomatik kapı açıldı iterek yoluma devam ettim. Karşıda gözüme çarpan asansöre doğru ilerledim zemin kata olması işime yaramıştı kendime düşünmek için zaman tanısam yolumdan dönecekmiş gibiydim. Kapısını açıp bindikten sonra 7 yazan düğmeye bastım arkamı dönüp aynaya baktığımda saçlarımın hepsini arkama doğru attıp düzensiz görüntüsünü yok etmeye çalıştım kendime acımaktan korkuyordum bu yolun sonu demek kendinizden vazgeçersiniz oyun biter, yol biter.
Asansörün durmasıyla hemen dışarı çıkıp soldaki ilk kapıya yöneldim Büşra & Hasan yazdığını görünce bu değil diye düşünerek ilerdeki kapıya gittim Alya & Emre yazıyordu tedirginlikle zile bastım bir kaç saniye ardından kapı hafifçe aralandı arkasında minik bedeniyle yaklaşık dört, beş yaşlarında olan sarışın masmavi gözlü bir çocuk görüldü uzun günlerin ardından yüzüme yayılan gülümsemenin sahibi muhtemelen bu evin biricik şanslı oğluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN KIRIKLARI
Teen FictionHerkesin hayalleri vardır, farketmeden saatlerce düşleyebileceği o toz pembe hayaller. Bembeyaz gelinlik, sevdiği adam yıllardır kendine dahi itiraf edemediği o kıymetli hazine AŞK. Korkup hep biyerlerde saklamaya çalıştığı en güzel en masum sevdam...