"Yani demek istediğim,marka için yeni reklam filminde modelimiz makyajsız olacaktı,fakat henüz uygun birini bulamadık eğer istersen -"
"Teşekkür ederim ama bana göre birşey değil"
"Nasıl istersen.Daha iyi misin?"
"Evet,sadece çok işimiz var katalog,reklam filmi"
"Kolay gelsin" diyerek kendi odasına gitti Yankı. Dolunayda kahvesini alarak işinin başına döndü.Az önceki konuşma oldukça garip gelmişti,Yankı garip görünüyordu,kırılmış olmasından endişeleniyordu.
Reklam filmi için yeni koleksiyondan kombin yapmakla o kadar meşguldüki saatin 5 olduğunu fark etmemişti bile,normalde iki ile üç arası bitirmesi gerekiyordu. Sevilay elindeki kahveyi masanın üzerine koyarken endişeli gözlerle Dolunaya baktı. "Bu içtiğiniz beşinci kahve ve kaç saattir çalışıyorsunuz,yiyecek birşeyler getirmemi ister misiniz?" Çekinerek söylediği bu cümlelere karşı gülümsedi. "Hayır teşekkür ederim" diyerek telefonuna baktı,birkaç dakika önce mesaj sesi duymuştu. Gelen mesaj annesindendi.
Uzay'a eve dönmesini söyle.
Annesinin dediğini yapacaktı fakat onunla kalmak isteyen kardeşine gitmesi gerektiğini nasıl söyleyeceğine karar vermek epey zordu.Annesine akşam Uzayla konuşacağına dair bir mesaj atarak kahvesini içti ve son kombin de bitmişti.
Kapı aniden açıldığında içeri Eslem girdi. "Pardon,kapıyı çalmam gerekiyordu,herneyse.Dolunay 5 fincan kahve içmişsin günde en fazla 4 içilebileceğini herkes biliyor" Dolunay onu fazla ciddiye almadan kaşlarını çattı "koridordaki kameradan odama getirilen kahve sayısına mı bakıyorsun?" Eslem gülümseyerek koltuğa oturdu. "Aslında sekreterine soruyorum,bu arada çok yorgun görünüyorsun,eve gidip dinlen bence" Dolunay ayağa kalkarak masanın üzerinden telefonunu ve çantasını aldı "Tam olarak onu yapıyordum" odasından çıktığında aynı anda Yankı da çıktı,yan yana ilerlerken aralarındaki sessizlik,bir sebep olmamasına rağmen Yankının sinirli olduğunu belli eden tavrı arayı iyice geriyordu. Şirketten çıktıklarında Yankı bir şey söylemeden Dolunaya anahtarı uzatıp kendi arabasına doğru ilerledi. Dolunay da sessizliği bozmadığı için memnundu,şirketin önündeki arabasına binerek eve sürdü,yol boyunca gözlerini açık tutmak için büyük çaba sarf etmişti.
İçeri girer girmez Zeus üzerine atladı,halsiz olduğu için sendeledi,Uzay fark edince Zeusu üzerinden çekip ablasına yardım etti. "Ambulans çağırayım,yada ben hastaneye götüreyim evet ben hadi-" daha fazla konuşmasına izin vermemek için eliyle ağzını kapattı. "İyiyim Uzay sadece biraz dinlenmem gerekiyor"
"Hayır,hasta olmuşsun.Pekala ben gidip sana suşi ve çorba alacağım sende dinlen"
"Çorba ve suşi..ilginç"
"Hasta olunca çorba içilir,suşi ise sadece çok sevdiğin için"
Uzay evden çıkarken Dolunayda kıyafetlerini değiştirip yatağa yattı.Hasta olmaktan nefret ediyordu,yataktan kalkamayacak kadar yorgun hissetmek yatmayı sevmeyen biri için katlanılamaz oluyordu.Kapının sesi duyulduğunda "Uzay telefonumu getirir misin?" Diye seslendi.
"Kapı aralıktı..ben sadece iyi olduğundan emin olmak istedim"
"Araya bilirdin,zahmet etmeseydin yani"
"Kötü olduklarında insanları aramak yerine yanlarında olmayı tercih ederim"
Yankının gelmiş olması onu çok şaşırtmıştı böyle bir şeyi beklemiyordu.Kapı sesi tekrar duyulduğunda bu sefer gelen Uzaydı.Odada Yankıyı gördüğünde kaşlarını çatarak Dolunaya baktı.
Yankı elini uzatarak "Yankı Sayer" dedi. "Uzay Acar" diyerek elini sıktı ardından elindekileri komodinin üzerine bırakarak ablasına döndü. "Annem aradı,benimle acil konuşması gerekiyormuş,iyi olmadığını söyledim ama pek dinlemiyor beni.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E K S İ K
General FictionVe kadının tek ümidi, koca şehrin içinde kaybolmak,belki de Eksik kalanını saklamaktı..