Multimedya'da Yankı var 💖
"Onur" dedi yüzünde oluşan buruk gülümsemesi ile.
"Beni unuttun Dolunay" karşısındaki mezar taşının üzerine oturmuş ona bakan Onur'du. Yıllar sonra ilk kez bu kadar yakından görüyordu yüzünü, fotoğraftan değil hemde.
"Hayır" diyerek Onur'a yaklaştı,ellerini yüzüne koyacağı sırada Onur geri çekildi.
"Sen benim yerime Yankıyı koydun! Beni unutmayacağına söz vermiştin Dolunay..Yalan söyledin,seni affetmeyeceğim"
"Hayır, hayır yalan söylemedim Onur gitme! Daha sarılmadım bile lütfen gitme.."
Onur gözlerinin önünden yavaş yavaş kaybolurken yorgunluktan bitkin düşmüş bedeni tamda Onurun mezarının önünde yere yığıldı.
Yankı saatlerdir onu arıyordu,annesinin mezarına gitmiş, arkadaşlarını aramıştı ama hiçbir yerde bulamıyordu. Korku ve endişe zihnini ele geçirmişti,her sokağı dolanıyor bakılmadık hiçbir yer bırakmıyordu.
"Nasıl yalnız bıraktım onu nasıl!" Diye sinirle bağırdı elindeki telefonla hastaneyi tekrar ararken.
Yine aynı cevabı almıştı, hastanede öyle biri yoktu veya acile gelenlerde anlattığı gibi biri de yoktu.
Telefonu çalmaya başladığında bekletmeden açtı. Başka bir hastanede çalışan doktor arkadaşıydı ve Dolunay oraya getirilirse haber vermesini istemişti.
"Yankı, Dolunay az önce acile getirildi ama endişelenme sadece bayılmış önemli birşey yok"
"Ben hemen oraya geliyorum Adem sen yalnız bırakma" diyerek telefonu kapatıp arabayı çalıştırdı,çok hızlı kullanıyordu ve şuan bu en son umrunda olacak şeydi. Son günlerde bayılmaları çok sık oluyordu tabi bunun yanında başka sorunlarda vardı,bu sefer Dolunay ne kadar itiraz ederse etsin doktora hatta gerekiyorsa psikoloğa görünecekti,eğer önemli birşeyi varsa bu şekilde ertelenecek kendine zarar veriyor ola bilirdi.
On dakika sonra hastaneye gelmişti,Adem onu girişte karşılayarak Dolunayın kaldırıldığı odaya götürdü "Kim getirdi hastaneye?" Dedi Yankı hızla merdivenleri çıkarken. "Mezarlıkta baygın yatarken bulup getirmiş biri ama burada değil getiren kişi,çok kalmadan gitmiş" sözünü bitirince Yankı anladığını belli edercesine başını salladı.
İçeri girmeden Adem'e teşekkür etti ve yalnız girdi odaya. Dolunayın kolunda serum vardı, uyumuyordu, bakışlarından belli oluyordu ne kadar yorulduğu.Belli bir noktaya sabitlemişti bakışlarını, aklından neler geçiyordu şimdi kim bilir..Belki günlerdir sık sık geldiği hastanelerden sıkılmış belki de sadece uyumak istiyordu.
Yankıyı görünce kolundaki serumun iğnesini çıkarıp ayağa kalktı,Yankının önünde durup yüzüne baktı ve ilk defa sonrasını,bundan ne anlam çıkaracağını,ne tepki vereceğini..Hiçbirini düşünmeden sıkıca sarıldı ona, şimdi tam olarak bunu yapmak istiyordu çünkü.
Yankı önce şaşırdı,bunu beklemiyordu ayrıca kızgındı telefonunu almadan,bir haber vermeden çıkıp gittiği için..ama hepsini unutup sarıldı Dolunaya. Bunu düşünmüştü,bu sahneyi gözlerinin önünde canlandırmıştı,tek fark bir hastanede olacağını düşünmemişti.
"Seni onun yerine koymuyorum" dedi yorgunluktan zayıf çıkan sesiyle "çünkü kendine çoktan bir yer edindin"
Duyduğu sözlerle Yankının yüzünde belli belirsiz bir gülümseme oluştu. Biliyordu,onda bir yere sahip olduğunu biliyordu ama Dolunayın kabul etmiş olması..Bu en kötü zamanda bile onlar için daima bir ışık olduğunun kanıtıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
E K S İ K
General FictionVe kadının tek ümidi, koca şehrin içinde kaybolmak,belki de Eksik kalanını saklamaktı..