Arsel' in Hediyesi

57 14 7
                                    


 Arsel :

- Aç bakalım; beğenecek misin? 

Gülerek söylediği için biraz tedirgin oldum. Ama negatif düşünmedim. Yavaş yavaş açtım kutuyu. Veeeee....... o hediye bir süs aynası idi. Arsel:

- Ben sana bunu aldım. Çünkü güzel olmaya çalışırken daha da çirkin olmuşsun. Ve kendini güzel zannediyorsun. Bir de hava atıyor ya. Biraz aynaya bak ve ona göre davran.

Çok sinirim bozulmuştu. Aynayı ona fırlattım. Ve gittim. Kızlar tuvaletindeki aynaya bakmıştım. Hiç de çirkin gözükmüyordum. Ayrıca çirkin olsam bana neden ''vay'' desin ki? İşte bu tükürdüğünü yalamak demek. Güzel olduğumu kastetmek için aldı bana o aynayı. Ama egosuna yenik düşmek istemedi beyefendi.  Sınıfa sakinleşmek için geldiğim de ise sıranın üstünde ayna duruyordu. Bir an düşündüm ''Bu sonuçta sevdiğin çocuktan hoş olmasa bile bir hediye. Belki beni seviyorsa. Mira kızım al şu hediyeyi.'' Ve hediyeyi kimse görmeden aldım.Koştura koştura yanıma geldi Melisa. Ne olduğunu anlamamıştım. Melisa:

- Kızım sıkı tutun sana bir şey diyeceğim. Arsel bahçede kendi kendine dedi ki ''Of ya acaba Mira' ya yanlış mı yaptım? Ne yanlışı yaptım ki? Neden yanlış yapayım ki? Ayrıca Mira' da bu kadar şapşal olmasın. Suç bende değil. Şapşal kızlarla uğraşmak çok zevkli.'' Kızım bizim egolu Arsel ilk defa yanlış bir şey yapabileceğini düşündü. Sana ne yaptı bu kadar?

Ben:

-Emin misin?

Melisa:

- Evet. Ama benim arkasında olduğumu fark etmedi. Sen şimdi bırak şunu bunu Arsel sana ne yaptı?

Ben:

- Sınıfta milletin için de bana ayna verdi ve çirkin olduğumu kendimi bir şey sandığımı söyledi. Allah'tan Çisem ve Beste yoktu sınıfta. Kankaları, kendisi ve bir kaç kişi daha vardı. Çok sinirim bozuldu. 

Melisa:

- Kızım takma kafana. Senden hoşlanıyor olabilir.

Ben:

- Güldürme beni ya! O mu benden hoşlanacak. Bende ki sadece platonik bir aşk başka da bir şey değil. 

Melisa:

- Ya kızım olur mu olur?

Cevap vermedim Melisa' ya. Çünkü böyle bir şey olmayacaktı. Acaba neden pişmanlık duymuştu. Herhalde yine kendi kendine rezil olduğunu düşünmüştür de ondan. Ders matematik idi. Arsel matematikte başarılı değil idi. Hoca bunu biliyordu. Çünkü Arsel hiç bir soruyu çözemiyordu. Çisem' de matematikte pek başarılı değildi. 10 sorudan 2 tanesini çözebiliyordu ancak. Benim en sevdiğim ders matematik idi. Ve bu derste başarılıyım. Hoca:

-Çocuklar şimdi dinleyin burayı! Matematikte ikişerli guruplara ayıracağım sınıfı. Bir iyi kişi bir kötü kişi aynı gurupta olacak ve size matematikte daha başarılı olun diye ödev vereceğim. Emin olun ki hepiniz bu ödev sonucun da daha başarılı olacaksınız.

Sınıfımız 30 kişi idi. Sınıfta ben dahil sadece 10 kişi matematikte iyi idi.  Diğerlerinin pek iyi olduğu söylenemezdi. Beste' de derslerin de gayet iyi idi. Şu düşünceye kapılmıştım ''Ya ben Arsel ile aynı gurupta olursam?'' Bu düşünce beni çok mutlu ediyordu. Çünkü Arsel' i seviyorum. Ama ya Beste veya diğer kişiler olursa... Hoca:

-Çocuklar yarın sizin ile dersim var. O zaman gurupları belirleyeceğim ve ödevinizi size söyleyeceğim. 

Yarın olsun istiyordum bir an önce. Çünkü Arsel ile aynı gurupta olabilirdim. Çisem:

- Hocam ben matematikte iyiyim dimi?

Hoca:

-Kızım ben iyileri dedim. Sen yanlış anlamışsın seni katmadım. 

Çisem kıpkırmızı olmuştu. Hep o bana sınıf ile beraber gülüyordu sıra bana geldi. Sınıf ile beraber ona gülüyorduk. 

Okul çıkışına geldik. Arsel:

- Umarım Mira ile olmam da kimle olursam olurum. Sonuçta matematik kralıyım. Ona şimdi öğretmek ile uğraşamam.

Resmen benim ile alay ediyordu. Ben yine sustum. Beni konuşturmalarından korkuyordum. Çünkü ben konuştuğum zaman çok kalp kırıcı olabiliyordum. Melisa:

- Boş ver şu yaratıkları. 

Melisa ile vedalaştıktan sonra otobüsü beklemeye başladım. Otobüs gelmişti. Yollar boştu. Çabucak eve vardım. Üstümü değiştirdikten sonra son ses bir şekilde kulaklık ile en sevdiğim müziği dinliyordum. Müziğin içinde kendimi buluyor ,avutuyordum. Ben onun için değişmeye bile varken o ancak bana kötü davranmada vardı. Annem ve babam eve geldi. Bu akşam yemek yemek istemiyordum. Onlar da beni anlayış ile karşıladılar. Müzik dinleyerek uyuya kalmıştım. sabah kulaklık kafamda bir şekilde uyanmıştım. Hazırlandım dün ki gibi ve okulun yolunu tutmaya hazırlanırken babam beni okula araba ile bırakmak istedi. Bende kabul ettim. Okula kısa bir süre içinde vardık. İlk dersimiz matematik idi. Guruplar açıklanacaktı. Herkes kim ile eş olacağını merak ediyordu. Hocayı sabırsızlıkla bekliyorduk. Hoca geldi. Kalbim güm güm atıyordu. Hoca gurupların ismini okumaya başladı:

Beste-Buray

Berke- Melisa

Gözde- Hande

Beril - Burak

Arsel - ?

Hoca Arsel ile kimin eş olduğunu söyleyecek iken kapı çaldı. İçeriye imza almak için görevli öğrenci gelmişti. Daha da çok heyecanlanmıştım. Daha okunmayan çok kişi vardı. Çisem de daha okunmamıştı. Hoca mecburen çok az kişi matematikte iyi olduğu için başarısızlar ile de eşleşme olacaktı. Çisem olursa yıkıla bilirdim. Ama olumlu düşünmek lazım daha benim de ismim söylenmemişti. Acaba Arsel ile kim eşleşecekti? 

Tut Ki Öldüm Nasıl Bakacaksın Gökyüzüne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin