Okulun ilk günüydü.Ben her zaman ki gibi okula geç kalmıştım. Hava yağmurluydu. Şimşek sesleri beni bir yandan korkutuyordu. Çünkü şimşek benim en korkulur rüyalarımdan biriydi.Okul bize uzaktı. Az ilerideki otobüs durağına koşmaya başladım. Kahretsin ki otobüs hızlı bir şekilde duraktan gitmişti. Ama ben yetişme ümidiyle koşturmuştum. Ve beklenen sonuç... su birikintisine düştüm. Şansız olduğumu anlamışsınızdır. Her neyse otobüs 15 dakika sonra yeniden geldi. Ben okula varana kadar 1. ders bitmişti. Okuldaki öğrenciler bana alaylı gözlerle bakıyordu. Çünkü her yerim ıslak ve çamurluydu. Ben utangaç bir şekilde kafam eğilerek milletin önünden geçtim. Derse girmeden önce tuvalette bir şekilde saçımı ve kıyafetlerimi kurutmaya çalıştım. Pek olmasa da eskisine göre daha iyiydi. Zil çalmıştı. Ağır adımlarla sınıfa doğru çıkmaya başladım. Sınıfa ilk adımımı attım ve ne olsun birsiyle çarpıştım ve yere düştüm. İlk tepkim şu oldu:
- Ya biraz daha dikkatli olsana!
Bu cümleyi kurduğuma çok pişman oldum. Çünkü kafamı kaldırır kaldırmaz yakışıklı bir çocuk,bakışı ile gülümsemesiyle mest olmuştum. Direkt cümlemi değiştirdim:
-Kusura bakmayın. Benim sakarlığım.
Minik bir tebessümle onu etkileyebileceğimi düşünmüştüm. Dediği cümleler ile ağzım en az 1-2 dakika açık kaldı:
-Tabii senin sakarlığın benim olmayacak ya çekil önümden ufaklık.
Kankalarıyla beraber yanımdan tıpkı bir rüzgar gibi benim bir o yana bir bu yana savurup yerlerine geçtiler. Hemen ardından hoca sınıfa girdi. Bende şoktan çıkıp hemen yerime geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tut Ki Öldüm Nasıl Bakacaksın Gökyüzüne?
Teen FictionBir aşk acısıyla baş edemeyen,bir kızın bir çocuğu kendinden çok sevmesi,egolu ve karizmatik çocuğun bunları öğrenmesi ve yaşadıkları aşk ve hüzün dolu çoğu kişinin yaşadığı olaylar... Not: Bu hikayede kendinizi bulacaksınız.
