Resmen Kabus

25 6 0
                                    

Of bu saatte de eve gidemezdim. Annem ve babam Melisalar' da kalacağımı sanıyorlardı.  Melisa' ya da bu saatte gidilmezdi. Şimdi rahatsızlık vermiş olurdum. En iyisi bir pansiyon da bu geceyi geçirmekti. Yanım da 150 liram vardı. Hastanenin yakınların da ucuz bir pansiyon vardı. Oraya gittim. Fiyatı da uygundu. Hemen bir oda kiraladım. Zaten çok uykum vardı. Gözlerim yarı açık yarı kabalı idi. Bir den önüme Mert çıkmıştı san ki. Uykulu olduğum için yanlış gördüğümü düşünmüştüm ilk başta ama sonra bana merhaba dediği zaman anladım. Uykuyla ilgisi yoktu. Karşımda ki bas baya Mert idi. Direkt bağırmaya başladım. Ağzımı kapattı. Mert:

- Sus sakin ol. Sana zarar vermeyeceğim. Senin ile konuşmam lazım. Şimdi ağzını açacağım ama sakın bağırma Mira.

Ben kafamı sallamıştım. Ben:

- Sen bir adam öldürüyordun az kalsın benim ile ne konuşacaksın?Polis seni her yerde arıyor. Haberin var mı?

Mert:

- Biliyorum da her halde bu pansiyon da saklanıyorum dimi. Mira ben senin için ölürüm de öldürürüm de. Zaten Çisem Arsel ile konuşmuş. Şikayetçi değilmiş ama neredeyse onu öldüreceğim için birazcık  hapiste yatacağım. Ve ben teslim olacağım yarın. Sadece senin ile bir şey konuşmam lazım. Mira beni lütfen son kez bile olsa dinle ne olur...

Ben:

- Ne demek Arsel şikayetçi değil ya?

Mert:

- O sözde bana günümü gösterecekmiş. İşte laf torbası...

Ben:

- Anlat dinliyorum...

Mert:

- Bak ben senin ile ayrılmak zorundaydım. Bunun taşınma ile bir alakası yoktu. Sana yalan söyledim. Annen ve baban benim ile senden ayrılmam için konuştu. Sana zarar verdiğimi söylediler. Senin için seni terk etmemi söylediler. Yoksa ben senden en uzak ülkeye gitsem bile vazgeçmem Mira.

Ben:

- Ne! Annem ve babam benim için benden vazgeçmeni söyledi ve ben seni o kadar çok sevdiğim halde onların bir çift yalan sözlerine inanıp beni mi bıraktın? Mert neden bana söylemedin? Görmüyor musun halimi çok kötüyüm. Senden sonra kimseyi sevemeyeceğimi düşünmüştüm. Ama ilk görüşte aşk ile Arsel' den hoşlandım. O beni çok üzdü. İlk sen sonra o. Ben kimseyi sevemeyecek miyim? Gülemeyecek miyim? Şimdi yaşananlar san ki dört dörtlük. Kahretsin ki ben daha kötüyüm, sen daha kötüsün, Arsel daha kötü, kısacası hayatım çok kötü... Belki annem ve babamın sözüne dinleyeceğine benim ile gelip konuşsaydın şuan her şey belki daha güzel ve belki daha farklı olabilirdi. Bunu biliyorum ki sen de biliyorsun. Şuan seni anlayabiliyorum ama Mert her şey için artık çok geç. Artık tutunacak dalım, dayanacak gücüm kalmadı. Beni anlıyorsun. Bunun farkındayım. Çok doğru bir karar vermişsin teslim olmak ile. Böyle hiç bir işin çözülmeyeceğini de anlamışsındır. Her şeye rağmen arkadaşımsın. Ama yaptıkların çok yanlıştı. Hoşça kal Mert.

Mert arkamdan baka kalmıştı. Ben daha bir olayı atlamadan yepyeni ve acı bir olaya başlamak çok kötüydü. Üst üste darbe alıyordum. Annem ve babam beni mahvetmişlerdi. Belki Mert' den sonra bu yaşadığım acıların sorumlusu annem ve babam idi...

Ben odaya yatmaya gitmiştim... Ölecek gibi canım acıyordu. Uyumuştum ama uykum da bile yaşadıklarımı görüyordum. Sabah olmuştu. Günlerden cuma idi. Ben iki cumadır okula gidemiyordum. Ve bu nedenle de hiç beden dersine girmemiştim. Eve gidecektim ama eve gitmek için annem ve babamın işe gitme saatini bekliyordum. Çünkü anneme ve babama aşırı derecede kızgındım. Ve akşam onlarla bu konu hakkında konuşacaktım. Telefonum çalıyordu. Melisa beni arıyordu. Melisa:

- Kızım sana bir şey diyeceğim ama ilk önce otur ve sakin ol. Tamam mı?

Ben:

- Ne oluyor Melisa? Yoksa Arsel' in başına bir iş mi  geldi?

Melisa:

- Hayır ama senin başına bir şey geldi. Şimdi ben okula gitmeden önce hastaneye Arsel' in yanına ziyarete gitmiştim. Çisem de oradaydı. Ben tam içeri girecektim ki kapıyı açar açmaz ne göreyim? Çisem Arsel' in elini tutuyordu! Ben direkt odadan çıktım.

Ben konuşmadan direkt telefonu kapatmıştım. Bir günüm de güzel geçmeyecek miydi benim? San ki canımdan can kopuyordu. Telefonu sinirden camdan aşağıya fırlatmıştım. Kafama bir şey koymuştum. Mert teslim olmadan önce onun ile çok mühim şeyler konuşmam lazımdı. Belki hayatım tamamen değişecekti. Düşünmeden karar veriyordum. Ve genellikle böyle zamanlar herkes üzülüyordu.

Acaba yanlış bir şey mi yapacaktım?

Bu olaylar nedeniyle kalbime bir tanede benim hançer saplamam doğru muydu?

Tut Ki Öldüm Nasıl Bakacaksın Gökyüzüne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin