Melisa Ne Diyecek?

20 8 0
                                    

Melisa:

- Biz biliyorsun ki Berke ile aynı matematik grubundayız. İşte dün onlara ödev yapmak için gitmiştim ve bana dedi ki seni seviyorum. Ben ilk önce bir kaç dakika dondum kaldım ondan sonra da hiç düşünmeden ama ben seni sevmiyorum dedim ve oradan gittim. Berke' de okul da çok üzgündü. Ama ben ona hiç o gözle bakmadım ki... Seviyorum desem yalan söylemiş olurdum. Biliyorsun bende ağzıma ne geliyorsa pat diye söyleyen insanlardanım. Bu işin içinden çıkamıyorum. Mira yardım et bana...

Ben de şok olmuştum öyle bir şey beklemiyordum. İlk duyduğum zaman kulaklarıma inanamamıştım ama Melisa' nın hiç şaka yapıyormuş gibi gelmiyordu sesi. Ne yapabileceğimi düşündüm. Ben:

-Melisa ben de sana açıkça söyleyeyim şok oldum. Valla ben de beklemiyordum böyle bir şey. Ama kim aynı durumu yaşasa kırılırdı. Bu cevabı benim aldığımı düşün... Ben okulu bırakırdım. Çok ani bir cevap olmuş sanki.

Melisa:

- Of farkındayım. Şimdi onu bunu bırak ta ne yapmalıyım sen onu söyle...

Ben:

- Bak sen Berke' den hoşlanıyor musun? Eğer hoşlanıyorsan ve o an ki tepkiden böyle dediysen hemen yarın ilk işin bunu Berke' ye söylemek olsun. Ama eğer hoşlanmıyorsan Berke ile yarın güzel bir şekil de konuş ki çocukta iyice her şeyi anlasın. İlk işin kendini tespit etmek olsun. İyi düşün. Çıkmazı olmayan sokağa sakın girme. 

Melisa:

- Tamam.Bu gece iyi bir şekil de düşüneceğim. Ve en doğrusunu Berke' ye yarın söyleyeceğim. Teşekkür ederim. İyi akşamlar...

Ben:

- Tamam. İyi akşamlar...

Arsel neler olduğunu sormuştu. Ben şimdi Arsel' in haberi olmalı mı yoksa olmamalı mı diye düşünüyordum. Sonuçta çok yakın arkadaşı. Ben:

- Şimdi sende duyunca kulaklarına inanamayacaksın ve benim gibi şoka gireceksin. Bundan eminim. Berke Melisa' dan hoşlanıyormuş ve bunun Melisa'ya söylemiş. Melisa sevmediğini söylemiş. Ve o zamandan bu zamana böyleler. Yarın Melisa okul da onu sevip sevmediğini dile getirecek ve konuşacaklar. İyice her şeyi düşünmesini söyledim.

Arsel tahmin ettiğimden de daha fazla şoka girmişti. Kurabiyelerimiz kadar sert olmuştu ki ağzı açık olduğu için ağzını kapatamıyorum. Gözleri ise san ki buraya doğru fışkıracak gibiydi. Çok komik bir hali vardı.Yavaştan tokatlamaya başlayınca kendine geldi. Arsel:

- Kızım sen tokat manyağı mısın da beni sürekli tokatlıyorsun. Hem Melisa senden neden yardım alıyor ki sen aşk doktoru musun?

Ben:

- Yakın arkadaşım olduğu için benden yardım istemiş olamaz mı? Ben aşk doktoru da değilim tokatçı da. Sadece ilk defa sana tokat atmıştım. San ki oda biraz ağır olmuştu.

Arsel:

- Vay Mira Hanım'ın ilk tokatını biz mi yedik? Bu şeref bize mi ait yoksa?

Biz gülmekten zamanın nasıl geçtiğini bir türlü anlayamıyorduk. Ama saat çok geç olduğunu annem beni aradığı zaman fark ettik. Telefonu meşgule atmıştım. Ben:

- Saat çok geç olmuş. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Ödevimizin bitmesine de az kaldı. Yarın devam ederiz. Benim şimdi gitmem lazım. 

Arsel:

- Dur Mira. Yine başına bir iş alırsın falan. Gel benim araba ile gidelim. Hem hava da yağmurlu. 

Ben:

- Ne yağmurlu mu? Şimşek çakıyor mu?

Cümlemi bitirir bitirmez hemen Arsel' in vermesi gereken cevabı gökyüzü verdi. Çok yüksek bir sesle bağırmıştım. O an ki korkuyla Arsel' in boynuna sarılmıştım. Korktuğum her halimden belliydi.  Arsel bir türlü ne olduğunu anlamamıştı. Arsel:

- Mira ne oluyor?

Ben:

- Kusura bakma ya ben şimşekten çok korkarım. 

Arsel:

- Sen bir korkaksın ha ha!

Ben:

- Ya Arsel!

Arsel:

- Tamam korkma. Ben yanındayım. Hadi gidelim...

Arsel' in bu sözleri korkumu hafifletmişti. Arabaya atladık. En azından ıslanmadan eve varacaktım. 10 dakika da eve vardık. Ben:

- Çok teşekkür ederim. İyi geceler. Yarın yine görüşürüz.

Arsel:

- İyi geceler. Görüşürüz.

Ben eve çıkmıştım. Annem ve babam salonda beni bekliyorlardı. Annem:

- Mira saatin kaç olduğunun farkında mısın? Bizi korkuttun. Bir daha bu kadar geç saatte sakın gelme.

Ben:

- Tamam. Özür dilerim. İyi geceler...

Arsel' i düşüne düşüne uykuya dalmıştım. Harika bir günün sonuydu. 

Sabah olmuştu. Annem ve babam işe gider gitmez ben yine erkek kılığına bürünmüştüm. Direkt istikamet otobüs durağı oldu. Otobüsü biraz bekledikten sonra gelmişti. Yol durumu fena değildi. 10 dakikaya okula varmıştık. Arsel her zaman ki gibi yine beni bekliyordu.

Arsel:

- Günaydın. Nasılsın?

Ben:

- Günaydın.İyiyim. Sen nasılsın?

Arsel:

- Bildiğin gibi ama dünkü kurabiye faciasından sonra dişçiye gidebilirdim bugün okula gitmek yerine.

Yine her zaman ki gibi gülüyorduk. Tabii ki yine gülmemiz yarı da kesildi. Çünkü Melisa geliyordu. Berke Melisa' ya ne diyecekti çok merak ediyorduk. Günün konusu idi.Melisa Berke'nin yanına gitti. Biz gizliden izliyorduk. Melisa:

- Biraz konuşabilir miyiz Berke? Önemli...

Berke:

- Neymiş bu kadar önemli olan mevzu. Tamam konuşalım...

Melisa:

- Ben dün iyice düşündüm ve taşındım. Bir karar aldım ve bu kararım...

Melisa ne diyecekti?

Yoksa yeni bir aşk mı doğuyordu?

''Siz siz olun iyice düşünmeden hiç bir cevap vermeyin. Dediğim gibi çıkmazı olmayan sokağa sakın girmeyin...''

Tut Ki Öldüm Nasıl Bakacaksın Gökyüzüne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin