Rüyadaki Kim?

34 10 5
                                    


 Şaka gibi bu Mert idi. Mert benim eski sevgilimdi. Beni başka bir ile taşınacakları için terk etmişti. Oysa ben ona her zaman onu bekleyebileceğimi söylemiştim. Ama beni dinlememişti. Onun sayesinde kahrolmuş, hayata küsmüştüm. Şimdi ise rüyama girmişti. Bir an yavaş yavaş her şeyi hatırlamaya başladım. Yalnız o kaza gününe dair hiç bir şey yoktu kafamda. Ama ondan öncesi ful aklımda idi. Hemen doktoru çağırdım. Annem ve babam uyuya kalmıştı. Ben:

- Doktor bey kaza günü dışında tüm yaşadıklarım aklım da neden kaza günü yok?

Doktor:

- Ben sana da demiştim. Her şey 1-2 güne tamamen aklında olacak. Allah'tan kafana çok sert bir darbe almamışsın. Zedelenme sonucu oluşan bir darbe. Merak etme geçer. Yalnız hafızanı çok yorma olur mu?

Ben:

- Tamam doktor bey. Çok teşekkür ederim.

Yarın olmuştu. Benim taburcu olma zamanım gelmişti. Doktor bir kaç tane ilaç yazmıştı. Anneme ve babama hafızamın yavaş yavaş geldiğini söyledim. Onları hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Annem:

- Kızım kendini çok yorma. Hastaneden daha yeni çıktık. Hadi odana git dinlen biraz hadi kızım.

Odama gidiyordum. Biraz da hastane de Arsel' in bana kurduğu cümleleri düşünüyordum. İyi ki de hafızamı kaybetmiştim. Arsel bana çiçek almıştı. Hem de çok güzel. Bunu düşünmek bile beni bu kadar mutlu ediyorsa beni sevmesini hiç düşünemiyordum bile.... O çiçeği ölene kadar saklayacaktım. Melisa ile telefonda konuşmak istedim. Sonuçta ben cuma günü okulda yok iken o gözlemledi Arsel'i.

Telefonu açtı. Ben:

- Melisa nasılsın kanka?

Melisa:

- Mira her şeyi hatırlıyor musun? Ben iyiyim. Sen nasılsın?

Mira:

- Kaza günü dışında her şeyi hatırlıyorum. Ama 1-2 güne tamamen hafızam yerine gelecekmiş. İyiyim. Ya ben sana bir şey soracağım. Arsel cuma günü ne yaptı?

Melisa:

- Haberi öğrenince şok oldu. Bir üzüldü. Çıkışa kadar ağzını bıçak açmadı. Sonra hastaneye gitmeden önce sana çiçek falan aldı işte. İlk defa onu bu kadar üzgün görüyorum. Senin hafızan nasıl yerine geldi?

Ben:

- Rüyalarım sayesinde. Rüyalar ışık tuttu, yolumu aydınlattı. Ben de biraz kendimi zorladım ve geldi. 

Melisa:

- Çok sevindim. Pazartesi okula geleceksin dimi?

Ben:

-  Evet geleceğim. 

Melisa:

- Tamam canım. Neyse ben kapatıyorum. Matematik ödevi hakkında araştırma yapıyorum da.

Ben:

- Tamam hadi görüşürüz. 

Hafta sonum bu şekilde dinlenerek geçti. Pazartesi gününe geldik. Ben sınıfa gelince Çisem ve Beste dışında herkes alkışladı ve geçmiş olsun dedi. Ben çok mutlu olmuştum. Arsel ben sıraya oturur oturmaz yanıma geldi. Arsel:

- Bak ben sana yaptıklarım için çok özür dilerim. Bir an sana öyle bir tepki vermek istememiştim.

Çisem ise tam ben konuşmaya başlayacak iken kendisi konuşmaya başladı. Çisem:

- Ay şekerim geçmiş olsun. Biraz dikkat et. Sınıf seni alkışladı ama bunun senin ile ilgisi yok. Bizim sınıf hep böyledir.

Kulağıma eğildi. Çisem:

- Keşke oracıkta ölseydin.

Ben birden Çisem'in saçına yapıştım. ''Bırak bırak!'' diye bağırmaya başladı. Ben:

- Kızım seni şuracıkta öldürürüm anladın mı? Beni sinir etmeyeceksin. Eğer böyle devam edersen bu senin için bir başlangıç bile olmaz. Beni delirtme! Ayağını denk al yoksa sonuçlarına katlanırsın. Şu zamana kadar hep kendimi tutum ama yetti! Beni hafife alma. Yeter ama bende insanım!

Etraftaki herkes şaşırmıştı. Ben den böyle bir hareket beklemiyorlardı. Arsel, Melisa ve Beste ayırmaya çalışıyordu. Hoca gelmişti. Biz ancak öyle ayrılmıştık. Melisa:

- Kızım sen ne çıktın böyle be!

Ben:

- Hak etmişti. Kulağıma söylediklerini duysaydın...

Melisa:

- Az bile yaptın. Bir daha kinde beraber dalarız. Bu sefer kusura bakma hastasın diye ayırmaya çalıştım. 

Ben:

- Umarım bir daha ki olmaz. Yoksa onun için kötü olacak.

Hoca:

- Susun! Gençler aranıza yeni bir arkadaşınız katılacak. Onun ile iyi anlaşın. Sakın bir kötü haber almayım anlaşıldı mı?

Sınıfça çok meraklanmıştık. Ama benim umurum da bile değildi. Çünkü hala sinirim tepemde idi. Ve birden sınıf kapısı açıldı ve yeni kişi içeriye girdi. Benim o sırada gözüm Çisem' de idi. Melisa:

- Bak geldi yeni çocuk. Kızım çok yakışıklı.

Ben kafamı birden çevirdim. O... o çocuk... Mert idi. Gözlerime inanamamıştım. Beni bırakıp giden eski sevgili Mert. Ben seni beklerim dememe rağmen ''Bitti anlamıyor musun bitti. Uzak mesafede aşk yaşanmaz!'' diyen Mert idi. 

Peki ben şimdi ne yapacağım?


Tut Ki Öldüm Nasıl Bakacaksın Gökyüzüne?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin