3. BÖLÜM; KARANLIK

9.5K 812 929
                                    

DÜZENLENDİ✔️ 

DÜZENLENDİ.

KEYİFLİ OKUMALAR🕸

KEYİFLİ OKUMALAR🕸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🪦

BÖLÜM ÜÇ

KARANLIK 

Bazen aklımın doğru çalışmadığını düşünürdüm. Kalbim o yüzden aklımla hep bir kavganın içinde olurdu. Kalbimin hissettiği korkuyu zihnim hissetmiyor diye böyleydi belki de. Aklım hissetmiyordu, aklım sadece düşünüyordu.

Gün doğmak üzereydi. Anlamsız bir kabusun kurbanı olarak uyanmış ve bir daha da uyuyamamıştım. Elimdeki kupanın altında kalmış soğuyan kahveyi içtiğimde yüzüm buruştu. Kupayı masaya bıraktım.

Feryal, hâlâ uyuyordu. O uyanmasın diye mutfağa geçmiş, ışığı yakmayı tercih etmeden kendime sert bir kahve yapmıştım. Aklım, o adreste ve yazan mesajdaydı. Oraya gitmeyi içten içe fazlasıyla istiyordum. Sadece kendimi toparlamaya ve olanları sindirebilmek için biraz zamana ihtiyacım vardı.

Gözlerimi mutfakta gezdirdim. Küçük bir mutfağa sahiptim. Yan yana üç dolap, tezgah, tezgahın altındaki dolaplar ve minik bir masa. Ek olarak da bir pencere. Başka da hiçbir şey yoktu. Kalkmak için hareketleneceğim sırada içeriden duyduğum ses irkilmeme neden oldu.

Feryal uyanmış olabilirdi. Olmaya da bilirdi.

İçimde büyüyen kuşkuyla birlikte oturduğum sandalyeden kalkarak sessiz adımlarla mutfaktan çıktım. Aynı ses tekrar etti kendini. Salondan geliyordu. Gözlerim kısıldı. Bedenimi salona yönelttim. Kapı hafif aralıktı. İçeriyi görebilmek için kafamı sokacağım sırada arkamdan bir ses geldi.

"Alev?"

Ufak bir çığlık atarak Feryal'e döndüm. "Feryal?" dedim sorguyla. Bana uykulu gözlerle bakarken sordu. "Ne yapıyorsun?"

Omuzlarımı kaldırıp indirdim. "Hiç. Bir ses duydum salondan. Ona bakacaktım." Tek kaşını kaldırdı. "Ne sesi ya?" diyerek salona daldığında gözlerim bir kez daha büyüdü. Tehlikenin içine atlamaya bayılırdı. "Feryal! Ani ani şeyler yapma!"

Arkasından salona girerek etrafa bakındığımda karşımda gördüğüm şey duraksamamı sağladı. "O ne kızım öyle?" Feryal'in sorusuna cevap bulamadım. Alt dudağımı sarktım. "Bilmem. Kuşa benziyor."

"Öyle kuş mu olur Alev? Şuna bak tek lokmada yutar bu bizi." Televizyonumun üstünde bir kuş vardı ve pencere sonuna kadar açıktı. Salona bir kuş girmişti. Sarı sarı parlayan gözleri ve gür tüyleriyle duyduğum sesin neye ait olduğunu anlamıştım. Kuşu inceledim. Siyah ve kalın tüylüydü. Yer yer kahverengiler parlıyordu. Gagası oldukça keskin görünüyordu. Daha önce hiç böyle bir kuş görmemiştim.

YERALTI MEZARLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin