Yasemin Sezin'in bu tavırlarına anlam veremiyordu. En yakın arkadaşının kendisinden bir şeyler sakladığını düşünüyordu. Sinirle önünde duran bardağıyla oynarken Murat onu kendi dünyasından alıkoydu.
-Hey! Artık bu dünyaya dönsen? Yasemin fevri bir tavırla ayağa kalktı. "Ben gidiyorum." dedi. Murat onu engellemeye çalıştı.
-Hey, Sakin ol! O istedi, yalnız kalmayı değil mi? Kızı rahat bırak ve açıkçası biraz da kendini düşün. Anladığım kadarıyla onunla uğraşmaktan sinirlerin harap olmuş. Yasemin yerine oturmuş, karşısında ki çocuğun kendisini dinleyeceğine inanmıştı. Sanırım ihtiyacı olan şey; dinlenilmekti. Yasemin alnını kaşıdı, tırnaklarında ki etleri yemeye başladı. Murat ise onun anlatması için sabırla bekliyordu. Sıladan bu durumlara alışıktı, dert dinlemeyi ve tavsiyeler vermeyi seviyordu.
-Sezin yüzünden bende iyi değilim. Onun ağladığı zamanlar –sebebini bilmediğim için- ne yapacağımı bilmiyorum. Benden bir şeyler sakladığı düşüncesi moralimi çok bozuyor. Mutlu bir ilişkisi var zannederken; birden onun anlaşılmaz tavırlarının başlamasını adlandıramadım. Tunahan'la -eski sevgilisi- konuştum, Sezin konuşmadıkça anlatamayacağını söyledi. Ah hayatım Sezin'in etrafında dönüyormuş gibi artık.
-Çok değer veriyorsun, ona. Onu anlatırken kullandığın kelimelerden belli. Kırılmışsın ama yine de onun yanından ayrılmayı düşünmüyorsun.
-Onun dostuyum, değil miyim?
-Haklısın. Sana söylememe sebebi belki de gerçekten sırrı yoktur. Sen onun bu tavırlarını bir sırra bağlamış olabilirsin. Belki de bu o zamandan beri gelen ve yerleşen tavırları olabilir. Sır var ise de senden çekiniyor olabilir.
-Benden çekinmesi için hiçbir durum yok ama. Yasemin sesli bir şekilde konuştu.
-Bak sakinliğini koruyamıyorsun, bile. Yasemin ellerini sıktı, Murat'ın gözlerine baktı.
-Yani benden sır saklamasının sebebi nasıl tepki vereceğimi kestiremediği için mi?
-Yook. Ben sır var demiyorum. Sadece olasılıklar üzerine konuşuyorum ama var ise evet bu sebepten olmalı diyorum. Yasemin nefes alıp verdi.
-Bunu düşüneceğim, dedi.
Sıla saate baktı. Geç olduğunun farkına varınca kalkmak için hareketlendi. Sezin onu durdurdu.
-Geç oldu, artık. Kal burada. Sıla hınzırca gülümsedi, kafasını olur manasında salladı. Sezin odasında ki kanepeyi hazırlamaya başladı. Sıla yatağında yatacaktı, kendisi ise kanepeye geçecekti. Sıla'yı kendi yatağına doğru yönlendirdi. Yatağın üzerinde ki yorganı açıp içeriye girdi. Hemen üstünü yorganla örttü. Sezin bu aceleci tavrı seyretti.
-Bu acelen ne? Çok mu uykun geldi? Sıla Sezin'in olduğu tarafa döndü.
-Yerimi yadırgayıp yadırgamayacağımı kontrol ediyorum. Başka yerlerde yalnız uyuyamıyorum. Sezin kalbinin atışını şiddetli bir şekilde hissedebiliyordu. Aynı zamanda aklını başka bir şey daha takılmıştı. Her gittiği yerde cidden tek başına yatamıyor muydu? İçine oturan hüzün sevinmesini engelledi. Üzgün bir ifadeyle kafa salladı, Sıla dikkatle onu izlemişti. Kanepe daha genişti, hemen Sezin'in yanına geçti. Yatağa uzandılar, Sezin ne kadar gergin gibi görünse de aklında ki düşünceler peşini bırakmıyor. Yanında ki insana odaklanabilme olasılığını uzaklaştırıyordu. Sıla Sezin'in suratının olduğu yöne döndü.
-Çok arkadaşım olmadığı için başka yerlerde çok kalamadım. Murat'ın evindeyken aynı odada uyuduk, ayrı yataklarda yattık. Senin kokunun bana huzur verdiğini söylemedim, sanırım. O yüzden biraz dediklerimde abartmış olabilirim. Sıla kafasını onunla yüz yüze gelemeyecek şekilde çevirdi. Arka tarafına bakan Sezin'in ağzı açık kalmıştı. Düşünebildiği tek şey "Bu da neydi şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zamanın Hikayesi GirlxGirl
Teen FictionTamamlandı. Sezin etrafa bakınıyordu. O burada mıydı? Yanındaki kızların konuştuklarını duydu. Yan tarafında oturan çocuk da o tarafa dikkat kesilmişti. Bölümün belki de fakültenin en güzel kızı mekandan içeri girmişti. Gözler üstünden ayrılmıyordu...