-Murat mı? Yasemin'in odası aralandı. Hafif uykulu bir şekilde karşılarına çıkan dağılmış, Yasemin; soran gözlerle etrafına bakınıyordu. Yavaş yavaş esneyerek kanepeye doğru yürümeye başladı. Başı çok ağrıyordu, çok susamıştı. Kızlar da kanepeye varması dakikalar alan Yasemin'i şaşkınlıkla izliyordu. Kanepeye geldiğinde oraya uzandı ama bir şey onun düzgün yatabilmesini engelliyordu. Altında ki rahatsız edici eşyayla oynamaya başladı. Kızlar kıs kıs gülüyordu, sabah sabah eğleniyorlardı. Murat kıpırdanmaya başladı. Kendisini rahatsız eden dokunuşları reddetmeye başladığı an daha büyük dirençle karşılaştı. Sonunda yüzüstü dönüp üstünde ki kişiyi yere fırlattı. "Ahhhh." Feryat dolu sesi duyunca yere düşen kişiye baktı. Yasemin'i görünce son duasını etti.
-Üzgünüm, Yasemin. Sabahları kalkma konusunda çok asabi olurum. Yasemin hışımla yerden kalktı, artık uyanmıştı. Kalktığında kıkır kıkır gülen kızları görünce şaşırdı. Kanepeye doğru başını eğdi, Murat'ı görür.
-Ben ne kadar içtim? Her şeyin farkına varınca soru sormaya başladı.
-Demek Sıla da bizde kaldı. Murat'ın olayını da hatırladım. Of başım nasıl sızlıyor. Ben niye bu kadar içtim ya?
Kahvaltıyı hazırlamaya başladılar. Murat ve Sezin mutfaktaydı. Sıla ve Yasemin içeri de sohbete devam ettiler. Mutfakta ise Sezin ve Murat arasında hoş bir sohbet başlamıştı.
-Yemek yapabildiğini bilmiyordum, Murat? Murat yandan sinsice Sezin'e baktı.
-Sıla kahvaltılarımı çok sever. Eminim ki bu becerim sayesinde Yasemin de kahvaltımı beğenecek ve seni yeneceğim. Herkes beni sevecek. Sezin kahkaha atmaya başladı. Murat da ona gülümseyerek baktı.
-O zaman emrinizdeyim, ustam. Size Yasemin konusunda yardımcı olacağım.
-Ha bir dakika o konu öyle değil. Yanlış anlama hemen. Sezin sinsice ona yaklaşır.
-Eminim o niyetle değildir. Ona bakarak gülümsedi sonra aniden suratında ki gülümseme yerini tebessüme bıraktı. Domatesi doğradığı bıçağı bıraktı.
-Yasemin nasıl? Murat'ın olduğu yöne başını çevirdi. "Sizi yalnız bırakmamın sebebi de belki sana bir şeyler anlatabilir umuduydu." Murat yaptığı işi bıraktı.
-Çok bencilsin. Sezin bu söze şaşırdı. Murat kendi tarafına döndü ve konuşmasını sürdürdü.
-Kendi halletmen gereken işleri bile bir başkasına çözdürmeye çalışıyorsun. İçeriye aniden Yasemin girdi. "Eee kahvaltı da neler yapıyorsunuz?" diye seslendi. Sezin birkaç saniye önünde bir şeyle oyalanıyormuş gibi göründü. Kendisine denilen sözü sindirmeye çalıştı. Gerçekten bencil miydi? Murat sorunun cevabını devraldı.
-Sürpriz! O yüzden içeri de bizi bekleyin. Murat Sezin'e baktı. Bir anda bu kadar çökmesini anlamıyordu. "Gerçekten bunları hiç mi düşünmemişti?" Kahvaltı masasını hazırladılar. Yasemin Murat'ın yapmış olduğu ekmekli omleti, mıhlamayı çok beğenmişti.
-Seni alan yaşadı, Murat. Murat kızardığını hissetti, Sıla kıs kıs gülmeye devam etti. Sezin'e baktı, o ise hiç oralı değildi. Zorla gülümsemeye çalışıyordu, moralinin birden bu kadar düşmesi anormal geliyordu. Mutfakta bir şeyler olduğunu düşündü, Muratla konuşmalıydı.
Murat'la Sıla evden birlikte çıkmadan önce kendilerini iyi bir şekilde ağırlayan ev sahiplerine teşekkür ettiler. Murat Sıla'nın kendisini bırakmasını istedi. Sıla da bu fırsatı konuşarak değerlendirmek istedi.
-Sezin'e bu kadar üzecek ne söyledin?
-Pufff. Anladın, hemen demek. İkisinin halletmesi gereken bir olay. Bir iki hafta onlardan uzak dur. Sıla soğuk gözlerle Murat'a baktı.
-Şunu anlaman gerekirdi ki artık bende bu olayın içindeyim. Sezin benim için önemli biri. Onu tekrar üzecek bir şey söylersen hesaplaşırız. Murat takside cama doğru döndü.
-Yine başladın, psikopat tavırlarına. Ürkütme beni. Murat buğulanan cama isim yazdı. "Hepimizin ortak noktası 'Sezin' kimse kaybetmek istemiyor, sanırım. Bu kızda ne varsa bu kadar." Birden kendi olayı aklına gelince sustu. Sıla'nın üstüne gitmemesi gerektiğini biliyordu. Arkadaşlık konusunda çok hassastı. Bu olayın farklı yönlere kayabileceğini ve Sıla'nın yaralanabileceğini düşünüyordu. Ne zaman birilerini sevse sürekli üzülüyordu. Bunun için kendisinin devreye girmesi mi gerekliydi; eve gidince ayrıntılı düşünmeliydi.
Yılbaşı planı
Bir haftadır Sıla ile iletişime geçmemişti. Murat'ın dediği şey hakkında düşünmekten geceleri uyuyamıyordu. Gözaltı torbaları belirginleşmiş ve rengi siyahlaşmıştı. Yasemin'in bu halini anladığından beridir, -ona daha nazik yakınlaşması yüzünden- kendisine çekidüzen vermesi gerekiyordu. Düşündükçe Sıla'ya aşık olduğundan beridir, Yaseminle ilişkilerinde bir şeylerin değiştiğinin farkına vardı. Onu kendinden uzak tutmaya çalışıyordu. Yakın arkadaşı olduğunu bilmesine rağmen bu hissettiği duygular hakkında ne yorum yapabilirdi, emin değildi. "Bir kıza karşı bir şeyler hissetme mi anlayabilir miydi?"
Yasemin usulce Sezin'in odasına girdi. Bacaklarını karnına kadar çekip yatakta oturan arkadaşına baktı. Son zamanlarda gülmeye başladığını görüyordu, şimdi ise yine başa döndüklerini hissetti. "Niye böyleydi bu kız? Bu kadar karamsar değildi bu kadar bıkkın değildi. Hep böyle miydi yoksa?" Ona dikkatlice baktı. Başını sağa sola doğru salladı. "O kadar senedir tanıyorum. Bir insan bu kadar saklamaz, kendini." Aklında ki bütün negatif düşünceleri silmeye çalıştı. Sezin'i üzecek herhangi bir düşünce aklında bulunmamalıydı.
-Hey melankoli prensesi! Sezin irkildi, sesin geldiği yöne doğru bakındı. Kendini gülümsemeye zorladı. "Bencil olma, bencil olma." Cümleleri kulaklarında yankılanıyordu.
-Sende mi yeni lakabımı öğrendin? Yasemin'e bakıp gülümsedi. Yasemin'in içi rahatladı, ters bir durum sezmemişti.
-Lakabın senden önce herkesin kulağına gitmiş. Melankoli prensesi deyince seni tanıyorlar. Kahkaha attı. Sezin kendi hakkında gerçekleri öğrense Yasemin bir daha böyle kahkahaları yanında atar mıydı? Sezin de suratında ki gülümsemesinden vazgeçmedi ama katıla katıla gülemedi.
-Yılbaşı yaklaşıyor. Final sınavları öncesi iyi bir eğlenceyi hak ediyoruz. Bizim grup toplansın mı? Soran gözlerle Yasemin'e baktı.
-Bizim grup?
-Evet, Sıla ve Murat. İyi bir ekip oluşturduk, son zamanlarda. Kısa sürede iyi kaynaştık. Özellikle Sıla'yı kıskanmıyorum, değil. Çok samimisiniz. Telaşlı bir şekilde Yasemin'e baktı. Biliyor muydu ya da tahmin mi ediyordu? Soğuk terler akıtmaya başladı, cevap vermeye çalıştıkça aklında ki tüm varsayımlar yok oluyor. Kelimeler anlamsız yığınlara dönüşüyordu,bir şey söylemeliydi.
-Ahh ben böyle diyorum da. Belki de ikisinin başka planları vardır, arkadaşları ya da sevgilileriyle. Sezin kalbinin sızladığını hissetti. Sıla hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Nasıl bir arkadaş olduğunu gördükçe Murat'a hak vermiyor değildi.
-Yine de soracağım. Hatta şimdi arayacağım. Odasına telefonunu almaya gitti. Tekrar Sezin'in odasına geldiğinde telefon kulağındaydı. İlk Murat'ı aramıştı.
-Hey kahvaltı ustası!
-Yasemin?
-Öğrenmek istediğim bir şey var. Yılbaşı günü bir planın var mı?
-Sanırım yok. Kimseden davet almadım. Ailemin bile beni istediğinden şüpheliyim.
-Tamam ayrıntısına gir demedim.
-Çok duygusuzsun, be.
-Sıla'nın da herhangi bir programı var mı biliyor musun? Murat birkaç saniye düşündükten sonra:
-O genelde babasının yanına gidiyor. Hiç burada kaldığını görmedim.
-Yani planı yok, iyi. O zaman yılbaşını birlikte kutluyoruz.
-Benim için sorun olmaz, tek başıma olmaktansa...
-Batıyorsun, konuşma. Sıla gelir, sanırım değil mi? "Ben onu ikna ederim." dedi Murat.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zamanın Hikayesi GirlxGirl
Novela JuvenilTamamlandı. Sezin etrafa bakınıyordu. O burada mıydı? Yanındaki kızların konuştuklarını duydu. Yan tarafında oturan çocuk da o tarafa dikkat kesilmişti. Bölümün belki de fakültenin en güzel kızı mekandan içeri girmişti. Gözler üstünden ayrılmıyordu...