Parti Zamanı 2

1.5K 81 4
                                    

Kafasındakileri unutabilmek için içiyordu, ama nafileydi. Önündeki tablo unutmaması için çabalıyordu, sanki. Yasemin gözlerini başka yöne çevirse bile onu görüyordu. -Kendisini parti başladığından beri görmemezlikten gelen Ece'yi- Kafasında ne zamandan beridir, bu kadar yer edinebilmişti, hayret ediyordu. "Neden onu düşünmek zorundaymışım gibi davranıyorsam? Eee o zaman neden partiden keyif alamıyorum?" İçkisinden aldığı yudumlar boğazından geçmiyordu. Elindeki bardağı masaya bıraktı, odasına doğru gitmek için hareketlendi. İçkiyi çok hızlı içtiği için hafif başı dönmeye başlamıştı. "Şimdi olmaz, şimdi olmaz. Zaten saçma bir durumun içindeyim. Sakın kendini bırakma." Duvardan destek alarak odasına geçti.

Murat odasına gidene kadar onu izlemişti. Onun ardından gidip gitmeme konusunda kararsızdı. Şuan birilerini dinleme halinde görmüyordu, kendisini. Sadece partinin tadını çıkarmak istiyordu. Kızların dramasından kendi hayatıyla ilgili bir şeyler yapacak zamanı kalmıyordu. Yine vicdanı izin vermeyerek onu, Yasemin'in arkasından gitmesi için mantığını bastırdı. Sıkılarak odasına doğru yürüdü, kapıyı yavaşça araladı. İçeriye göz ucuyla baktı, Yasemin yatağa yüzükoyun uzanmıştı. Uyuyup uyumadığı belli değildi. Adıyla seslendi, herhangi bir cevap gelmedi. Birkaç kez tekrarladı bunu, cevap gelmediğini görünce odadan çıkmaya karar verdi. Kapıdan çıkacakken hıçkırık sesleri onun gitmesine engel oldu. Tekrar Yasemin'in tarafına döndü, yatağa yaklaştı. Hıçkırık sesleri daha net duyuluyordu. Murat iç çekerek yatağın kenarına oturdu, eliyle Yasemin'in başını okşadı.

Sıla, Sezin'e göz kırptı ve yaslandığı duvarı ayrılıp hareketlendi, mutfağa doğru yönelirken arkasına dönüp Sezin'e tekrardan baktı. Bu bir beni takip et sinyali miydi, diye düşünmeye başladı, Sezin. Düşünmeden hareket etti ve Sıla'yı takip etti. Mutfağa ardı sıra girdiler, Sıla, ardından Sezin'in gelmesiyle kapıyı aniden kapattı. Sezin şaşkınlıkla arkasına döndü, Sıla ona aniden boynuna sarıldı. Sezin, ne yapacağını şaşırmıştı, ya kapıdan içeri biri girse, tam şu anda ne olurdu? Sıla bunları önemsemiyor gibi gözüküyordu, belki de bugün ona uymalıydı, bu gün olacakları önemsememeliydi. O da Sıla'ya karşılık verip sarıldı.

"Bunu yapmasaydım, içimde kalırdı. Bütün çiftler el eleyken senle sadece uzaktan bakışıyor, olabilmek cidden haksızlık." dedi, Sıla. Sezin kulağına bu cümleyi söyleyen Sıla'ya bakmak için kendinden uzaklaştırdı. Onun suratında oluşan hüznü görünce daha da kötü hissetti, kendini. Ona güzel bir şey verebilmiş miydi? Pişman olmayacağı bir şeye verebilecek miydi? Kendisinden daha güçlü olduğunu biliyordu, Sıla'nın. Onun bu acı dolu ifadesini görmek kendisi için zordu. Ne yapması gerektiğini, nasıl hareket edeceğini bilmiyordu. Her defasında kendini böyle düşüncelere yönelten ilişki hakkında, ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Emin olduğu tek şey: Mutluluğuydu.

Suratını defalarca öpücüğe boğdu, o kendisine bu ilişki için şans vermişken bunu heba etmeyecekti. Onun kendisini bir hareketle mutlu ettiği gibi kendisi de onu mutlu edecekti. Şimdi derin düşüncelerin zamanı değildi. Kendisinden umut dolu cevap bekleyen sevgilisine, kendi karamsarlığını aşılamamalıydı. Çünkü o etrafına yaydığı karanlıkta herkese yol gösteren bir ışığa sahipti. Onu kendisi gibi karartmamalıydı.

Ellerini alıp ağzına doğru götürdü, onları sıra sıra öptü. "Şuan bunları yapıyor olabilmek yetiyor, bana. Sen beni seviyorsun, ya kimse umrumda değil. Sen benimlesin, ya benim duygularıma karşılık veriyorsun, ya hiç hiçbir şey beni üzemez." dedi, Sezin. Sıla'nın yüzünde oluşan tebessümü görünce gülümsedi ve o tebessümden öptü, onu.

Sıla kendisini öpücüklere boğan sevgilisini kendinden uzaklaştırdı. Daha fazla devam edemeyeceğini söyledi. Sezin bir an geri çekilip ona baktı, kıpkırmızıydı ve seri bir şekilde nefes alıp veriyordu. Sezin durumu anlayınca gülümsedi, ona kulağına yakınlaşıp fısıldadı. "Yani işimi doğru düzgün yapabiliyorum. Seni şuan bile heyecanlandırabiliyorum." Mutlulukla geri çekildi, Sıla'nın kıpkırmızı suratına bakıp son bir kez öptü. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. Sıla arkasından seslendi. "Aptal, sen beni bir dokunuşunla bile heyecanlandırıyorsun. Şahsen bunu bilmesen daha iyi. Senle başım cidden dertte. Bu deli gibi atan kalbimi ne yapacağım cidden bilmiyorum."

Murat, yataktan kafasını kaldıran Yasemin'e baktı. Yasemin'in gözlerindeki hayal kırıklığını görebiliyordu. Şu aralar kızların gözlerinde sıklıkla bunu görebiliyordu. Artık canı o kadar sıkılmıyordu, bu duruma. Sadece Yasemin'in de bu duruma düşebileceğini sanmıyordu, hele Ece tarafından olabileceğini hiç sanmıyordu.

Sahi onların ilişkisi ne ara bu kadar ciddileşmişti, Ecede ki havayı biliyordu. İnsanları kendisine çeken bir aurası vardı. Farklı biriydi, ama aşk konusunda ne düşündüğünü bilmiyordu. Sezin ve Sıla'nın destekçisiydi, ama kendi hayatı hakkında pek bilgi veren biri değildi. Ece hakkında hiçbir şey bilmediğini fark etti, o anda. Peki Yasemin'in ona karşı hisleri olduğundan emin miydi? Kendi kafasındaki kurgudan ibaret olmasındı, bu olaylar? Bunun tek bir cevabı vardı, Yasemin'e bunu sormak.

Yasemin yatakta, kendini oturur vaziyete getirdi, suratını Murat'a çevirdi. Ellerini onun yüzünde gezdirdi, Murat sadece onu izliyordu. Parmakları Murat'ın yanaklarını okşuyordu, gözlerinde tekrardan oluşan gözyaşı birikintisi onu durdurdu. "Keşke sana karşı bir şeyler hissetseydim de, kendime bu kadar şaşırmasaydım. Şimdi dram sırası bende." Gözlerinden akan yaşları sildi. Murat'a sarıldı.

Geçmiş Zamanın Hikayesi GirlxGirlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin