2.BÖLÜM
Sabah uyandığımda abim yine başka bir kırmızı ders kitabıyla uyuyakalmıştı. Gerçekten de çok çalışıyordu. Yanına gidip hem uyandırmak hem de biraz para almak için uyuduğu koltuğa oturdum. Annemden aldıkların pek yettiği söylenemzdi.
Sakince oturduğumu sanmıştım ama abim birden fırlayıp omuzlarımdan tuttu"Hocam lütfen!". Korkuyla koca bir çığlık attım. Gözlerini kocaman açmıştı. Nefesim hızlanmıştı ve abim hala omuzlarımdan tutmuş gözlerime bakıyordu. Nasıl bir yerde okuyordu böyle?
Sonra koridordan yine bir koşma sesi,annem ve komik pijamaları. Korkmuştu. Ben de korkmuştum. Annem de korkmuştu. Annem yanıma geldi,
-Alya yine ne oldu?
-Anne,abim rüya gördü sanırım. Uyandı birden.
Abim hala bana bakıyordu. Omuzlarım ağrımaya başlamıştı artık. Usulca seslendim "Abi,uyan." Gözlerini kapattı,kaşlarını çattı ve başını salladı. Annem güldü. Belki de sinirdendi bu gülüşü,
-Murat,oğlum bundan sonra yatağında yat. Bu ne mülteci gibi her gün başka bir odanın başka bir koltuğunda uyanıyorsun! Açık kalıyor üstün. Sonra kötü kötü rüyalar.. Alya sen korkutmadın abini yine değil mi?
-Hayır anne.
-Ay dün iş yerinde kızıl mı kırmızı mı ne renkse saçlı bir kadın var. Güya patron!Kadın bir üzerime yürüdü. İnce kara kara kaşları var. Dişleri de çarpık Allah affetsin öcü gibi. Bir de sen gelme üzerime...
- Anne ben prensip olarak abimi korkutmam ki seni korkuturum. Mesela dün bi kızı yoldum.
-Hİİİİ! Alya, demedim mi ben sana akıllı ol diye! Dedi
ve bana doğru yaklaşıyorken kıkırdayarak koltuktan kalktım ,kapının oraya kadar darbe almadan koşabildim. Tam döneceğim sırada... O terlik ve kafam yine buluştu. Yıldızlarla barışıktım artık. "Anne beyin hücresi kalmadı bende.." diye aklım yerinde olmaksızın sayıklıyordum. 1 dakika kadar sonra yanıma gelip kolumdan tuttu ve kaldırdı.
-Sınavın yok mu senin? Git hazırlan çabuk bla bla bla...
Okula gidip yine 3 kat tırmanmak zorunda kalmıştım. Sınıfa girdiğimde Masal ve Sevim sıralarından "Günaydın Alya!" diye bağırdılar. Onlara cevap verdikten sonra sırama oturdum.
Önümde oturan Yaren'in omzuna dokunup ilk dersin ne olduğunu sordum . Önce saçıyla oynayarak arkaya yavaşça döndü. Yüzünde öylesine alaylı bir ifade vardı ki bir an ne yapmış olabileceğimi düşündüm. Ağzındaki sakızı çiğneyerek yüz hatlarımı inceledi. Burnuma baktı ve tekrar gözlerime baktı. Bu amaçsız ve uzun inceleyişi anlayamamıştım. "bilmiyooaoaoaom" diye cevap verdiğinde iyice kıl oluştum. Ağzı iki metre açılmıştı. Tiksinmiş bakışlarımı ona gönderdikten sonra "Hımm" dedim onun gibiler gibi.
Sınıfımda garip garip kızlar vardı. Kimisi çok ciddiydi. Güldüğü çok görülmezdi. Buz gibiydi. Kimisi adını koyamadığım bir şekilde Yaren gibilerdi. Uyuz. Bazısı ise şenşakraktı ;Nergis, Masal,Sevim,Nil ve belki de biraz da benim gibi. Kimisi Vildan gibiydi. Bütün gün sırasından kalkmaz ve uzun saçıyla arkadaş olurdu. Vildan derste saçıyla oynar dururdu. Sesi hiç çıkmaz,kimseyle konuşmazdı. Ağır hareket ederdi,kimseye zararı dokunmazdı. Biraz gizemliydi belki ama ben en çok Nergis'in gizemini merak ediyordum.
Onun en yakın arkadaşı bütün sınıftı. Herkesle iyi anlaşırdı. Biraz daha yakınından bahsedecek olursak da Nil onun en yakın arkadaşıydı. Nil çok uzun bir kızdı sınıfa göre. 1.76 boyundaydı ve oldukça zayıftı. Çok güzel bir fiziği olmasına rağmen güzel bir yüze sahip olduğu söylenemezdi. Nergis ise 1.58 boylarında esmer ufak tefek bir kızdı. Ve tam esmer güzeliydi. Şımarıklığıyla bilinmesinin yanında ona çoğu kız güzel olduğunu söylerdi. Bunların kafaları uyuşuyordu. Bütün düşünceleri aynıydı. Benzetiyordum bu iki uzaklığı birbirine. Garip bir şekilde sadece arkadaş değillermiş gibiydi. Kendi aralarında konuştuklarında, daima bağırarak, gülerek konuşan Nergis, sessizleşiyordu. Nil de öyle. Aralarındaki bağı hep garipsemiştim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AYRINTILAR
Teen FictionHer şey aniden olmuştu. Sabır gerekti. Hayat ne gösterdi? Çıkmazlarla dolu,tersköşe günler..