1.BÖLÜM
Teyzem ince sesiyle adımı söylüyordu.
"Gece uyan artık tatlım,bugün okulun ilk günü."
Gözlerimi kırpıştırırken 3 ayın ne çabuk geçtiğini düşündüm.Teyzem odama geldi,güneşliği sonuna kadar açtı ve alnımdan öptü.
"Heyecan var mı?"diye sordu.Heyecan yoktu çünkü aynı okul,aynı arkadaşlar hatta biraz daha zor dersler.Nasıl heyecanlı olabilirdim ki?Başucumda duran komidindeki kağıt kalemimi aldım ve yazmaya başladım.
"Heyecanlı olacak bir durum yok ki.Değişen bir şey olmayacak."
Yazımı okuduktan sonra kafasını olumsuz anlamda salladı ."Hayır hayatım.Bu sene farklı olacak buna inanıyorum.İlkim ve sen daha çok eğleneceksiniz."derken gülümsedi."Bilmiyorum bu yıl senin yılın,öyle hissediyorum."
Konuşmayı sevmezdim.Yani yazmayı çünkü elimi çok yorardı.Bu nedenle cümlelerimi olabildiğince kısa tutardım.Konuşmak yazmaktı benim için.Az yazıyorsam az konuşuyordum,yazmayı sevmiyorsam konuşmayı da sevmiyordum. Bu anlama gelirdi çünkü konuşamıyordum.
Teyzem odadan çıktıktan sonra üstüme okul üniformamı geçirdim.Siyah saçlarıma mısır örgüsü yaptıktan sonra mutfağa geçtim.Elimde İlkim'den sonra en yakın dostum olan kalem kağıdımı alarak.Kahvaltıda teyzemin gözleri ışıldıyordu.Okula başlayacak oymuş gibiydi.Dayanamadım .Canım konuşmak istiyordu.Teyzemle bunu başarabiliyorduk.Konuşmadan konuşabiliyorduk.
"Çok mutlu görünüyorsun ama emin ol okula sen başlasaydın hele de 3 aylık bir tatilin ardından bu kadar mutlu olmazdın."dedim kağıdımı ona göstererek.Kahkaha attı.Teyzem bu kadar neşeli olmayı nasıl oluyor da başarabiliyordu?
"Senin geleceğine güveniyorum."dedi.Yüzü ciddileşerek."Çok zeki bir kızsın. Annen ve babanın başarını görmesini isterdim."
Teyzem bu konulara girmezdi.Sadece küçükken bir kere yazmıştım istediğim bilgiyi verdikten sonra bir daha hiç konuşmamıştık.Sadece onları hatırlatan bir durumda konuşuyorduk.Teyzem aşamadığımı mı sanıyodu? Belkide ben aştığımı sanıyordum.Ama ortada bir gerçek vardı .Onları çok özlüyordum.Gözlerim uzaklara dalarken hatırladım.
"Teyze annemler nerde ?Ben senin neden çaresiz meleğinim ki ? Ben melek değilim ki.Yoksa annem ve babam mı melek oldu?"yazmıştım 1.sınıftaki el yazımla.O olaydan aylar sonraydı.Ama yinede teyzemin çaresiz meleğim dediğini unutmamıştım.Aslında o zaman ki tabirime göre yok olduklarını anlamıştım ama yinede sormuştum teyzeme. Belki gelirlerdi? Teyzem gözlerimin içine bakamamıştı.
"Evet tatlım melek oldular.Seni çok seven 2 tane meleğin var."
Zamanla,büyüdükçe söylediklerini anlamıştım.Onlar ölmüştü hem de o seslerin geldiği lanet günde .Yangın çıkmıştı.Alevleri hatırlıyordum.Taşlar yerine oturmuştu.Anlamama rağmen çok zor kabullenmiştim. Kendi dünyamda olsa bile yanarak öldüklerini itiraf edememiştim kendime.Büyük ihtimalle bir şey patlamıştı.
Ben soğukkanlı olmayı öğrenmiştim artık.Teyzem beni kimseye vermemiş ,kendisi bakmıştı.Henüz 25 yaşında bir anne olmuştu.Şuan 35 yaşındaydı hiç evlenmemiş ama 17 yaşında bir kızı vardı.O kızı 10 yıldır konuşmadan bekliyordu.Konuşabilirdim.Gitmediğimiz doktor kalmamıştı.Küçükken yaşadığım bir şoku bir sabah uyandığımda atlatmış olabilirdim.10 yıl boyunca hergün ümidim biraz daha azaldı.Artık bir beklentim yoktu.Hala o gün rüyalarıma giriyor aynı sesleri duyuyorken nasıl şoku atlatmış olabilirdim ki?Şunu biliyordum.O gün kabuslarımdan çıkmadıkça ve sesler kulağımda yankılanmaya devam ettikçe ne şoku atlatacaktım ne de konuşacaktım. Konuşmam için şoku atlatmam kabuslar görmemem sesler duymamam gerekiyordu . Ama kabuslar azalmaya başlasada devam ettiği için atlatmayacağımı biliyordum.Atlatamadıkça da konuşamayacağımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ DUYABİLİYORUM
Teen FictionYüzünü yüzüme dahada yaklaştırdı ve gözlerimin içine baktı. "Seni gözlerine bakarak anlayabiliyorum.Ne demek istediğini ,ne anlattığını...Biliyor musun Gece? Sen konuşamıyorsun ama BEN SENİ DUYABİLİYORUM."