Atıyla son sürat, Chio'nun gittiği yöne devam ederken, bir yol ayrımı gördü. Atından atlayıp, yere baktığında, Leonda'nın bıraktığı izleri gördü. İzler, yolun sağındaki bir kasabaya gidiyordu. Wilson atına atlayıp devam etti. Kasabının barlarından birinin kapısının önünde bağlı olan Leonda'yı gördü. Leonda'ya yaklaştığında, Leonda herkese yaptığı sert tavrını ortaya koymadı. Wilson, onun başını okşadıktan sonra, içeri girdi. İçeriye ne kadar bakarsa baksın, Chio'yu göremedi. Daha sonra bir at sesi duydu. Ardından nalların toprağa vurduğunda çıkardığı gürültüleri. Wilson hemen barın kapısından dışarıya fırladı. İleriye kafasını çevirdiğine, Chio'nun atının çıkardığı toz bulutları içinde kaybolduğunu gördü. Wilson geriye baktığında, kendi atının orada olmadığını gördü. "Lanet olsun Chio!" Hemen, kasabanın etrafında dolandı, sonunda seyisi bulabildi. "Bana en hızlı atını ver ve beyaz renkte olsun!" Seyis, bembeyaz atı göstererek, "Bu kontumuzun atıdır efendim. Adı, Beyaz İncidir. Kont, kötü durumda olduğu için satmamı istedi." Wilson bağırarak "Lanet olası kontun ne dediği umurumda değil! Bu at için ne kadar istiyorsun!" Seyisin istediği parayı karşılaması mümkün değildi. "Atı çıkar çabuk." Seyis, tebessümle atı çıkardığında, nalları takıyordu. Wilson tekrar bağırdı. "Acele et seni ahmak!" Seyis semeri vurduktan sonra, "Atınız hazır bay..." Wilson, seyisin kafasına, yerdeki keserin sapıyla vurup yere yıktı. Daha sonra ata atlayıp Chio'nun gittiği yöne koşturdu. At gerçekten hızlıydı. Kasabadan çıktığında, izleri kontrol etti. Chio'nun gittiği yönü saptadığında atın yönünü oraya çevirdi ve hızla sürmeye devam etti.
Bu sırada, Joe gemiye giderken, Luke ise savaşın yöneticileriyle görüşmek için gidiyordu.
Ata hız veren Wilson, bir dere kenarında izleri kaybetti. Atından inip, suya baktı. Elini suya daldırıp, suyu tattıktan sonra, atın su içmesi için serbest bıraktı. At su içtikten sonra, otlara daldı. At otlanırken, Wilson, izleri tekrar gözden geçirdi. Chio'nun amacını anlayınca gülümsedi. Bir kahkaha attı ve atın başını okşarken, "Bu yerli ahmak, gölün karşısına geçmemizi istiyor İnci!" Daha sonra ata atladı ve atı dere kenarından yol boyunca sürmeye devam etti. İleride, ormanın derinliklerinden gelen sesi işitti. Bu davul sesiydi. Wilson attan inip, sessiz adımlarla ormanın içine daldı. Çalılıkların önünü açtığında, karşısında binlerce Kızılderiliyi gördü. Her yerde çadırlar vardı ve savaş hazırlıkları yapılıyordu. Wilson dikkatlice bakmaya devam ederken, arkasından bir ses duydu. Birinin ayağıyla bir dal parçasını kırdığını anlayınca, hemen arkasını döndü ve elinde silahları olan iki Kızılderilinin kendisine gelmekte olduğunu anladı. Wilson hemen adamların üzerine atıldı. Adamlar ateş ederse, bütün Kızılderililer üzerine saldırırdı. Adamların ateş etmesini engellemek için, aniden saldırdı. Ancak o birini yere serdiğinde, diğeri ona nişan almıştı bile. Wilson, ellerini havaya kaldırdı ve adamın üzerine doğru yürüdü. Adam silahı indirip, onu tutmak istediğinde, yediği bir kafa darbesiyle, çenesini tutarak geri doğru gitti. Wilson, adamın çenesine bir yumruk indirmeye çalışırken, adam silahını çekip ateş etmişti bile. Adam ıskalasa da, davul sesleri kesilmişti. Wilson başını çevirdiğinde, bir grup Kızılderilinin üzerine geldiğini anladı. O sırada yere yıktığı adamın silahını alıp, çalılıklara geri döndü. Kızılderililer, yerde yatan arkadaşlarını kaldırırken, Wilson ateş açtı. Arka arkaya indirdiği Kızılderililer ona ateş açtığında, çevresinin onlarca adam tarafından çevrildiğini anlayıp silahını attı. Teslim olduğunda, onu çadırların olduğu alanı götürdüler. Götürürken sergiledikleri davranış, Wilson'u çıldırtıyordu. Sürekli biri ensesine ve suratına tokat atıyordu. Bu böyle devam ederken, Şefin çadırının önüne geldiler. En son yediği bir tokada katlanamayan Wilson, elleri bağlıda olsa adamın üzerine vücuduyla atladı. Adama yere yıktığında, attığı kafa darbeleriyle adamı kan içinde bıraktı. Çevresini onlarca silah sarmıştı. Silahların süngüleriyle onu dürttükleri zaman adamı bırakmak zorunda kaldı. Şef'in çadırının önüne geldiklerinde beyaz bir adam çadırdan çıktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsanevi Savaş 2
Historical FictionEfsanevi Savaş isimli kurgumuzun, 200.Bölümüne geldiğimiz için, aynı kitap üzerinden daha fazla bölüm güncellemek yasak. 200.Bölümden sonra bölüm eklenmediği için, 6.Sezon'a bu kitaptan devam edeceğiz. Tamamen karakterler üzerinde oynama yapılmadan...