Kadim krallığın temellerinin atıldığı şatoda, taht salonunda oturup yemek yiyen üç adam vardı. Chio, Anga Beyaz, ve Kadim lider Vetus. Üçlü oldukça mutlu görünüyordu. "Chio, beyazlardan oluşan yüz bin kişilik bir ordu, ve Kızılderili kabilelerinin çoğunun biat ettiği dört yüz bin kişilik güçlü bir ordu savaş sahasında emrinde olacak. Peki sen ne yapacaksın?" Kadim Lider Vetus'un sorusuna Chio mutlu bir ifadeyle cevap verdi. "Karşımızda, güçlü ve gelişmiş devletler var Vetus. Onlar doğru yolu kendilerinin gittiği yol sanıyorken, bizler doğru yolu güçlü bir orduyla dünyaya yayacağız. Amerikan toprakları, barış ve huzur içinde, eski sahiplerinin önderliğinde refaha kavuşacak." Anga Beyaz, durumdan memnundu. Kardeşinin aksine, yakaladığı bir ayrıntı içini ferahlatıyordu. Chio son lokmasını ağzına atarken, "Siz, ikiniz nasıl kardeşsiniz? Biriniz beyaz, diğeriniz ise Kızılderili?" Kadim lider Vetus soruya cevap verdi. "Babalarımız aynı Chio. Ve bizler ayrım yapmayan bir krallık kuracağız. Bunun en basit örneği beyaz olan kardeşim." Chio başıyla onayladı. "Ülkenin, kuzeyini sana vereceğim Vetus. Güneyi ise senin olacak Anga. Ben merkezde kalacağım." O ana kadar susan Anga Beyaz konuştu. "Bu topraklar için plan yapan daha çok kişi var Chio. Önce onları yenmemiz gerekiyor." Kadim lider Vetus konuştu. "Onların, hayvanlarımızdan haberleri yok. İnsan ordusu sadece onların gözünü boyayacak. Bizim aç kaplanlarımız ve kana susamış örümceklerden haberleri yok." Chio bir an duraksadı. "Gördüklerimin arasında, hayvanlar yoktu. Ve biz kaybediyorduk." Vetus gülümseyerek Chio'nun tedirginliğini yatıştırdı. "Wheeler savaşa girmeyecek. İnan bana Chio, kazanan biz olacağız."
Sabahın ilk saatlerinde, şatonun az ilerisindeki ovada toplanmış, beş yüz bin kişilik ordu hazır olarak bekliyordu. Chio ordunun başına geçtiğinde, yanında Anga Beyaz vardı. Anga Beyaz konuşma yapmak için, ordunun önünde durduğu tepeliğe atıyla tırmandı. "Ben Kadim liderin kardeşi, Anga Beyaz. Yanımda gördüğünüz savaşçı, kadim ailenin en önemli bireyidir! O Chio. Bu savaşı kazandıktan sonra ve tabi öncesinde, sizin ebedi lideriniz olacak! Şatonun perdeli penceresinden olanları izleyen Kadim Lider, yanına gelen titrek adama dönüp, "Hayvanları sal." Dedi. Bir süre sonra, Anga Beyaz'ın konuşma yaptığı tepeliğe yığınla hayvanlar çıkmaya başladılar. En önde kurtlar, onların arkasında kaplanlar, ve askerlerin olduğu yerde, yerin altından çıkan devasa örümcekler her yeri kaplıyordu. Bütün ordu savaş için haykırmaya başlamıştı. Chio konuşmayı devraldı. "Sizler insan birliği olarak, en önde gideceksiniz. Ağır makineli tüfeklerin dikkati sizin üstünüze geldiği zaman, bu aç yaratıklar sizi es geçip, bütün düşman birliğini yok edecekler!" Ordu haykırışlarla, Chio ve Anga Beyazın önderliğinde, rakiplerinin geleceği alana doğru hızla ilerliyordu.
Bu sırada beyaz adam boş durmamıştı. Fransa, İngiltere, İspanya ve daha nicesi bu savaşı karşılamak için hazır bekliyordu. Büyük bir yıkım olacaktı. Beyaz adamın orduları yedi yüz bin kişiden daha fazlaydı. Savaşa günler kala, tüm hazırlıkları iki orduda bitirmişti. Bu topraklarda verilecek olan en büyük savaş için hepsi canlarını ortaya koyacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsanevi Savaş 2
Narrativa StoricaEfsanevi Savaş isimli kurgumuzun, 200.Bölümüne geldiğimiz için, aynı kitap üzerinden daha fazla bölüm güncellemek yasak. 200.Bölümden sonra bölüm eklenmediği için, 6.Sezon'a bu kitaptan devam edeceğiz. Tamamen karakterler üzerinde oynama yapılmadan...