Kötü Kız

19-KK

Multimedia=Rüya

Havuzdan çıkıp odalara dağılmamız iki saati geçmişti. Ben odamda öylece duruyordum. Anlamsızca tavanı izliyordum. Yatak sanki her saniye beni daha çok içine çekiyordu.

Ayağa kalkıp balkona çıktım. Odam altıncı katta olduğu için deniz harika görünüyordu. Kendimi manzaraya kaptırmış öylece hareketsiz duruyordum.

Toprak'ın sesi hala kulaklarımdaydı. "Aşığım" diyişi aklımdan çıkmıyordu. Bana dolu dolu bakan gözleri... Hafif, belli belirsiz gamzeleri...

Ben Toprak'ı düşünürken odamın kapısının çaldığını duymam düşüncelerime bir süre ara vermeme sebep oldu.

Balkondan içeri girip kapıyı açtığımda vücudumun büyük bir öfke ve şaşkınlıkla sarsıldığını hissettim.

Burak kapının kenarına yaslanmış salak salak sırıtıyordu.
Laf sokarcasına konuşmaya başladı.
-Naber aşkım?
-Iyi.
-Içeri almayacak mısın beni?
-Gir.

Yanımdan hızla geçip yatağımın üzerine kuruldu. Sinirden kapıyı sertçe çarpıp yanına gittim.
-Aa sevgilim keşke tatile geleceğinizi bana da söyleseydiniz. Daha erken gelirdim.
-Şey senin işin olur diye-...
-Benim senden önemli isim var mı Rüyaaa?
-Bak Burak ben çok yorgunum sen git ben uyuyacağım.
-Beraber uyuyalım.
-Burak. Zorlama.
-Peki tamam.

Yanağımdan makas alıp odadan çıktı. Kim bilir hangi gerizekalı söyledi buna. Ama eger o gerizekalıyı bulursam benden çekeceği var.

Valizden siyah bir eşofman takımı çıkarıp hızlıca giydim. Ve odadan fırladım.

Hızlı adımlarla merdivenlerden bir kat aşağı inip Tuğçe'nin odasını buldum. Kapı ikinci çalışta açıldı. Hemen içeri girip konuşmaya başladım:
-Burak burda.
-Neee???!!
-Ona hangi gerizekalının söylediğini biliyor musun?
-Hayır. Rüya şimdi sakin ol. Ben seninle başka bir konu hakkında konuşacağım.
-Tamam.
-Toprak'ı seviyorsun. O da seni seviyor. Bak sakın inkar etme inanmam.
-Ya Tuğçe saçmalama. O bana karşı birseyler hissediyor evet. Ama ben ona karşı hiçbir şey hissetmiyorum.
-Rüya-...
-Sakın. Bir daha bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum.

Oradan da hızlıca ayrılıp koridorlarda boş boş dolaşmaya başladım.

Ve tabi ki yine karşıma Burak çıktı.
-Aa Rüya. Yine ben. Aşkım bak ayrı kalamıyoruz.
-Burak bak iyi değilim. Rahat bırak.
-Rüya biz eskiden daha yakındık. Arkadaşken daha yakındık. Daha önce sevgili olduğumuzda da daha yakındık. Sana açık bir soru soracağım başka biri mi var?
-Ya saçmalama.
-Tamam o zaman seni istediğim kadar öpebilirim değil mi?

Üzerime doğru gelip ani bir hareketle beni öpmeye çalıştı. Izin vermedim.

-Tamam. Sana neden uzak olduğumu söylüyorum. Seni sevmiyorum çünkü. Istedin diye şans verdim ama olmadı. Kusura bakma. Yapamıyorum. Bitti.

Elinde olan kolumu sertçe çekip hızla uzaklaştım.

Olmuyordu işte ben Toprak'tan uzak duramıyordum. Beni yine kendine çekiyordu.

Aşağı inip otelin çimenli bahçesine gittim. Çimenlerin üzerine uzandım. Hava kararmıştı. Yıldızlar hala tam çıkmamıştı. Öylece gökyüzünü izlerken Toprak yanıma geldi. Ćimenlere oturup bir ağaca yaslandı. Konuşmaya başladı:
-Başka biri varmış?
-Ne?
-Burak yanımıza geldi. Perişan. Rüya başkasını seviyor diyo. Başka da birsey demiyor.

Cevap vermedim.

-Bişey demeyecek misin?
-Ne dememi istersin? Hayır başka biri yok. Sadece Burak'ı sevmiyorum o kadar.
-Emin misin? Burak haklı bence.
-Şunu kafana hatta kafanıza iyi sokun BEN KİMSEYE AŞIK OLMAM.