9-KK

151 14 2
                                    

Multimedia=Toprak


Canımın acısıyla gözlerimi açtım. Koltuğun uzerindeydim. Her yerim ağrıyordu. Birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım. Ateş'le adeta birbirimize girmiştik. Benim kolum onun kafasının üstünde onun ayağı benim belimdeydi. O da benim kıpırdaşmalarım yüzünden uyandı. Acıyla bağırdı:
-Rüyaaaa! Belimm!
-Benimde Ateş benim de. Heryerim tutulmuş.
Yavaşça kalkıp oturdum. Saçım başım darmadağın olmuştu. Ateş'le beraber uyumayalı yıllar olmuştu. Küçükken ikimizde karanlıktan korktuğumuz için beraber uyurduk. Ben bunları düşünürken içeri annem girdi:
-Günaydın.
-Günaydın anne.
-Iyi uyuyabildiniz mi?
Ben cevap vermek üzere ağzını açtım. Ama Ateş benden önce davrandı:
-Tabiki hayır. Her yerim tutulmuş.
Annem gülümsedi. Bana döndü;
-Eee! Sen iyi uyudun mu Rüya?
-Bu soruya cevap veremeyecek kadar berbat haldeyim.
Belimi tuta tuta merdivenlerden yukarı çıkmaya başlamıştım ki kapı çaldı. Nilüfer Abla kapıya bakmak için yürürken bende gelenin kim olduğunu merak edip tekrar aşağı inmeye başladım. Elim hala belimdeydi. Nilüfer Abla kapıyı açınca kısa süreli bir şok geçirdim. Gelen Toprak ve Çağla'ydı.
Annem de en az benim kadar şaşırmıştı.
-Hoşgeldiniz çocuklar.
Toprak:
-Hosbulduk.
Toprak'ın ellerinde poşetler vardı. Poşetleri gösterip lafına devam etti:
-Umarım kahvaltı yapmamışsınızdır.
-Yo hayır. Yapmadık. Hadi durmayın orda geçin içeri.
Olduğum yerde öyle kalakalmıştım. Üzerimde pofuduk pijamam, saçlarım darmadağın ve iki büklüm bir vaziyette Toprak'ın karşısında duruyordum. Toprak gözlerini yavaşça bana çevirdi. O an yanaklarımın alev alev yandığını hissedebiliyordum. Dudakları hafifçe kıvrıldı. Minik bir tebessüm etti. Sonra annem, Çağla ve Toprak yemek salonuna doğru gittiler. Ben ve Ateş de üzerimizi değişmek üzere yukarı çıktık. Odama girdim. Ve aynadaki görüntüme baktım. Ciddi anlamda rezil durumdaydım. Hemen odamın içinden girilen kendi ebeveyn banyoma geçip yüzümü yıkadım. Duş almaya vaktim yoktu. Çünkü kahvaltı hazırdı. Hemen saçlarımı taradım. Ve dağınık bıraktım. Üzerime de evin içinde giydiğim elbisemi giydim. Kahvaltıya başka biri gelmiş olsa daha şık giyinirdim. Ancak zaten yakında aynı evde yaşayacağız ve benim en berbat halimi bile görecekler. Ayrıca kahvaltı yapıyoruz dimi ama yani. Sabah sabah yüzüm sistiği için hafifçe fondoten sürdüm. Dudaklarıma da hafif pembe bir renk verdikten sonra tekrar boy aynasının karşısına geçtim. Belim ağrıdığı için hala kambur duruyordum. Yavaşça doğrulmaya başladım. Bu bana ne kadar acı verse de aşağı bu şekilde inemezdim.

Aşağı indiğimde Ateş çoktan giyinip masaya oturmuştu. Herkes kahvaltı yapıyordu. Kapının girişinde durduğumda bütün gözler bana çevrildi. Az önce şaşkınlıktan "hoşgeldiniz" demeyi unuttuğum için şimdi söyledim.
-Hoşgeldiniz.
Çağla:
-Hosbulduk.
Bende masadaki yerime oturdum. Toprak ve annem havadan sudan konuşuyorlardı. Sonra Toprak'ın anneme sorduğu soruyla az daha ağzımdaki lokma beni boğuyordu.
-Meltem Hanım biz Rüya'yla daha önce konuşmuştuk ancak ben size de sormak istiyorum. Bu aksam yılbaşı için arkadaşlar bir parti düzenlemiş Rüya da gelebilir mi?
-Tabiki gelebilir.
-Çok teşekkürler.
-Rica ederim canım ne demek.
-Ancak biraz gecikebiliriz.
-Tamam sana güveniyorum.

Kahvaltı bittikten sonra salona geçip oturduk. Toprak:
-Seni altı gibi alırım.
-Tamam.

Sonra annem yanımıza geldi. Onlar biraz daha sohbet etti. Daha sonra da Çağla ve Toprak gittiler. Odama çıkıp saate baktım. Saat daha dörttü. Duş almak üzere banyoya gittim. Duşumu aldıktan sonra giyinmeye başladım. Üst kısmı taş işlemeli, belinde siyah bir fiyonk olan mini elbisemi giydim. Saçlarımı ensemden gevşek bir şekilde topladım. Önden birkaç saç tutamını serbest bıraktım. Ayağıma siyah bilekten bağlamalı ayakkabılarımı giydim. Kıyafetlerime uyumlu güzel bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım.

Kötü KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin