14-KK

122 13 6
                                    


Multimedia=Tuğçe

Bölüm Ithafı=YamurYaar5

Oradan hızla uzaklaşamadım desem daha dogru olur. Çünkü daha birkaç adım atmıştım ki Toprak beni kolumdan tutup kendine çekti.
-Lütfen gitme. Sadece bir gün. Çok görme bana.
O an sarhoşluğun da etkisiyle dengemi kaybettim. Görüntü bulanıklaştı. Ve kendimi Toprak'ın huzurlu kollarına bıraktım.

***
Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Panikle etrafıma bakındığımda kendi yatağımda olduğumu fark ettim. Yavaşça doğruldum. Üzerimde pijamalarım vardı. Başım çok ağrıyordu. Yataktan çıktım. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Dün akşam ne olmuştu? Ben buraya nasıl gelmiştim? Ve üzerimi kim değiştirmişti? Bunları sormak için Ateş'i aramaya başladım. Önce benim odamın yanında olan odasına girdim. Yoktu. Yavaş yavaş merdivenlerden indim. Mutfağa baktığımda sadece Nilüfer Abla vardı. Nilüfer Abla bizde kalıyordu. Biraz daha evin içinde gezindim. Ama Ateş'i bulamadım. En sonunda tekrar mutfağa girip Nilüfer Abla'ya sordum.
-Ateş nerde?
-Yandaki eve geçti.
-Sabah sabah napacakmış orda.
-Bilmiyorum.

Odama çıkıp pijamalarımdan kurtuldum. Kumaş bir şort üzerine de renkli bir atlet giyip saçlarımı taradım. Tekrar aşağı inip mutfak kapısından bahçeye çıktım. Diğer evin de mutfak kapısı açıktı. Ordan içeri girdim.
Mutfakta sadece annemle orada çalışan kadın vardı. Annem beni görünce sarıldı.
-Hoşgeldin Rüya.
-Hoşbulduk.
Benimkinin aksine sesi çok neşeliydi. Yeni hayatından gayet mutluydu anlaşılan.
-Ateş burda mı?
-Evet.
Oturma odasına girdiğimde Serhat Bey, Ateş, Çağla ve Toprak neşeli ve koyu bir sohbetin içindeydi. Beni görünce durdular.
Serhat Bey:
-Hoşgeldin Rüya.
-Hoşbulduk Serhat Bey.

Bende geçip boş bulduğum bir koltuğa oturdum. Toprak bana bakıyordu. Normal bir bakış değildi. Bana birsey söyler gibi bakıyordu. Aldırış etmeyip sohbeti dinlemeye başladım.

Sonra annemin mutfaktan sesi geldi:
-Hadi gelin! Kahvaltı hazır.

Bunun üzerine herkes ayaklandı. Ateş, Çağla ve Serhat Bey mutfağa gitmişlerdi. Bende mutfağa gitmek üzere ayağa kalktım. Tam kapıdan çıkacaktım ki Toprak kolumdan tutup beni içeri çekti. Ve kapıyı kapattı. Beni duvara yaslayıp ellerini duvara koydu. Iki kolunun arasında duvara yaslanmış duruyordum. Meydan okurcasına konuştum:
-Napıyosun sen!!???Çekil şurdan.
-Yoksa?
-Toprak çekil!!
-Hayır.  Sesini kesip beni dinleyeceksin.
-Bak sana bu cesaret ya da özgüven nerden geldi bilmiyorum. Ama eğer geldiği gibi gitmesini istemiyorsan çekil.
-Naparsan yap. Ama beni dinlemek zorundasın.
-Salak mısın sen? Ya da çok safsın sana zarar veremem mi sanıyorsun?
-Yooo istesen bana zarar verebileceğini senin ne kadar acımasız olduğunu biliyorum. Ama bahse girerim ki sen dün geceyi unutacak kadar salaksın.
-Dün gece?
-Hah ne demiştim. Belki henüz anlamadın ama seni senden bile daha iyi tanıyorum.
-Sadece tanıdığını sanıyorsun.
-Öyle mi?
-Evet.
-Göreceksin.

Bu sefer ilk kaçan o oldu. Kapıyı açtı ve mutfağa gitti. Dün gece mi? Dün gece ne olmuştu? Toprak'ı o uysal halinden böyle cesur yapan ne olmuş olabilirdi ki? Tamam tam cesur denemez sadece benden korkmuyordu.  Evet artık benden korkmuyordu. Ilk başlardaki gibi ürkek bakmıyordu bana.

Bende odadan çıkıp mutfağa girdim. Masaya oturup yemeye başladım.
Annem:
-Çocuklar biz tatile gidiyoruz.
Çağla:
-Aaa ama bende istiyorum. Siz tatildeyken biz evde mi oturacağız.
Serhat Bey:
-Evet Çağla. Ne var ki bunda?
Ateş:
-Olmaz. Çağla haklı. Evde mi oturacağız.
Ben:
-Ateş uzatma işte.
Serhat Bey:
-Tamam madem istiyorsunuz size de istediğiniz yere yollarız tatile.
Çağla:
-Olur nereye gidiyoruz?
Çağla bu soruyu sorarken bana bakmıştı. Cevap vermeyip tekrar yemeğe devam ettim.
Çağla:
-Rüya nereye gidiyoruz?
-Ben değil Çağla siz giriyorsunuz. -Yaaa neden?
-Istemiyorum.
Ateş:
-Oyunbozanlık yapma Rüya.
-Ben oyuna katılmıyorum ki oyunbozanlık yapayım. Ben doydum. Ellerinize sağlık. Müsadenizle.
Ayağa kalktım.
Annem:
-Nereye?
-Evime.
Anneme cevap verme hakkı sunmadan evden çıktım. Kendi evime girecektim ki Toprak'ın sesini duydum:
-Rüya! Rüyaaa!!
-Ne var?
-Neden bizle tatile gelmek istemiyorsun?
-Sanane.
-Aaa ama ben cevabı biliyorum. Korkuyorsun.

Korkmak? Ben? Kaşlarımı çatıp sertçe ona baktım.
-Ne dedin sen? Neyden korkacakmışım?
-Benden.
-Neden korkayım senden?
-Benim yanımda olup bana bağlanmaktan Korkuyorsun. Kendini cesur sanıyorsun. Ama değilsin. Sert bir görünüme bürünüp güçlü olacağını sanıyorsun. Yanılıyorsun. Benden daha ödleksin.

Onu duymazdan gelmeye çalıştım. Ama yok olmuyo sinirime dokundu bir kere. Arkamı döndüm ve hızla diğer eve girdim. Mutfak kapısından içeri girdiğimde bütün gözler bana çevrildi.
-Geliyorum. Ayırtın biletleri. Antalya'ya gidiyoruz.
Serhat Bey:
-Peki Rüyacığım nasıl istersen.
Tekrar bahçeye çıktığımda burnumun dibinde pis pis sırıtan Toprak'ı gördüm.
-Demek geliyorsun.

Hiç cevap vermeden eve girdim. Odama çıktım. Bu çocuk benim asabımı bozmak zorunda mı acaba? Hayır noldu buna onu da anlamıyorum. Kedicik bir anda aslancığa dönüştü. Kendimi yatağa attım ve dün geceyi düşmeye başladım. Kesit kesit görüntüler geliyordu gözümün önüne. Havuz... Öpüşme... TOPRAK... Ben...

Ne? Hatırladım. Hepsini hatırladım. Inanmıyorum. Dün gece Toprak bana ilanı aşk etmişti. Yoo hayır kesinlikle beni gerçekten seviyor olamazdı. Tamamen sarhoşluğun etkisiyle söylenmiş olan saçma sapan sözlerdi. Ne kadar kendime bunun yalan olduğunu söylesem de içten içten gerçek olması için dua ediyordum. Olabilir miydi? Toprak gerçekten bana aşık mı olmuştu?

Tatile yarın çıkacaktık. Annemler başka yere biz başka yere gidiyorduk. Telefonumun çalma sesiyle irkildim. Arayan Tuğçe'ydi.
-Efendim Tuğçe?
-Naber bebeğim?
-Iyi senden?
-Iyi. Alışverişe çıkalım mı?
-Olur. Bende kendime tatil için birseyler alacaktım.
-Ne tatili?
-Yeni kardeşlerimle tatile gidiyoruz da.
-Düğün sonrası kardeşler balayına. Iyiymiş.
Koca bir kahkaha patlattı.
-Ha ha ha. Ne kadar komik.
-Bu tatilde bize de yer var mı?
-Bu BIZ in kim olduğuna bağlı.
-Ben, Ayça, Kerem, Caner ve..-
-Dur Burak'ın haberi olmayacak.
-Nasıl istersen.
-O zaman tabiki gelebilirsiniz.

Telefonu kapatıp aşağı indim. Kendime mutfaktan bir bardak buz gibi portakal suyu alıp televizyonun başına geçtim.

***
Bir bağırma sesiyle yerimden zıpladım.
-Nerdeymiş ablaların en güzeli?

Televizyon hala açıktı. Televizyonun başında uyuyakalmıştım. Ateş'in sesi uyanmama sebep olmuştu.

-Gel Ateş gel.

Içeri yanıma gelip oturdu. Yanağıma koca bir öpücük kondurdu.
-Yine ne isteyeceksin?
-Aaa aşk olsun ben sadece birsey isteyeceğim zaman mı ge..-
-Uzatma Ateş. Ne istiyorsun?
-Tamam söylüyorum. Acaba tatilimize Seda'da mı gelse?
-Ateş!
-Ama hemen itiraz etme.
-Tamam.
-Ne?
-Tamam gelsin.  
-Sen bi tanesin.
Tekrar yanağıma koca bir öpücük bırakıp gitti.

Bende ayağa kalktım. Ateş tam kapıyı açtı o sırada kapının önünde duran Tuğçe'yi gördüm. O da zile basmak için hazırlanıyordu. Kapının açıldığını görünce hemen içeri girdi. Ateş de kapıdan çıkıp kapıyı kapattı.

-Eee Rüya Hanım ne yaptınız dün havuzun başında.

Hayır hayır hayır. Allah'ım lütfen Tuğçe görmüş olmasın.

-Bişey yapmadık.
-Yaaa yalan söyleme Rüya. Gördüm işte.
Offf kahretsin görmüştü. Lafına devam etti:
-Havuza ayaklarınızı sokmuş oturuyordunuz.
-Ee bu kadar mı gördün?
-Evet devamını göremedim. Burak seni arıyordu. Bende onu oyalamak için oradan uzaklaştırmaya çalıştım. Ne oldu ki devamında?
-Hiiçç. Hicbir sey olmadı.
-Ben bilirim o hiçbir şeyleri.
-Offf azıcık sus da şu valizi hazırlayalım.
-Hazırlayalım bakalım. Ayy aşk dolu, mükemmel bir tatil bizi bekliyooo!!
-Tuğçeee!!!!
-Tamam sustum.

 Ayy aşk dolu, mükemmel bir tatil bizi bekliyooo!!-Tuğçeee!!!!-Tamam sustum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Rüya

ARKADAŞLAR LÜTFEN BÖLÜMLERI OYLAYIN. DUSUNCELERINIZI YORUM OLARAK  YAZARSANIZ ÇOK MEMNUN OLURUM♥♥♥♥

Kötü KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin