Multimedia=Rüya
Bölüm Ithafı=Piskopat_3
Odama çıkıp valizleri hazırladık. Tuğçe'de kendi eşyalarını toparlamak için beş dakika önce çıkmıştı. Yarın sabah erkenden uçak kalkacaktı. Hep beraber tatile çıkıyorduk. Içimden Burak'ın bu tatil olayını duymaması için dua ettiğim sırada telefonum çaldı. Arayan kesinlikle Burak'tı. Haaahhh çok güzel! Kesin biri söyledi buna tatili. Telefonu açıp yavaşça kulağıma götürdüm:
-Alo?
-Aşkım?
-Efendim Burak?
-Naber?
-Iyi senden?
-Iyi. Yaaa kaç gündür görüşemiyoruz. Bebeğim özledim senii!! Takılalım mı biraz.
-Çok isterdim ama...-
-Aaa sevgilim. Beni özlemedin mi??
-Özledim Burak. Ama çok hastayım şimdi de kapatmam gerek zaten. Sonra görüşürüz.
...Telefonu kapattım. Toprak'tan uzak durmak için kendime Burak'la eziyet ediyordum resmen. Hayır salak salak konuşuyor. Sinirlerim bozuluyor.
Evde yanlız kalıp canım sıkıldığı için yan tarafa geçmeye karar verdim. Ama son anda bu kararımdan vazgeçip mayolarımı giydim ve evden çıktım. Mutfak kapısından çıkıp hemen havuzun yanına gittim. Havlumu bir kenara bırakıp kendimi suyun derinliklerine bıraktım. Buz gibi soğuk suyu tenimde hissetmem ilk saniyelerde beni üşütse de bir süre sonra suya alıştım. Suya kulaç atamaya başladım. Havuzun kenarına gelince tırmanıp dışarı çıktım. Ve tekrar kendimi suya attım. Havuzun dibinden karşı tarafa doğru yüzerken bir şeye çarptığımı hissettim. Sert olsa da başım acımamıştı. Suyun yüzüne çıktığımda çarptığım şeyin TOPRAK olduğunu gördüm. Ona sertçe bir bakış atıp konuşmaya başladım:
-Senin burda ne işin var?
-Nasıl ne işin var? Evimin havuzunda yüzüyorum.
-Ben varım yalnız şu anda burda.
-Olabilir. Havuzda sadece bir kişi mi yüzebilir? Hem artık bana alışman gerek Rüya.Alay eder gibi bir ses tonu ve iğneleyici konuşma tarzı iyice sinirimi bozmuştu.
-Alışmazsam nolur?
-Hiç birşey olmaz. Sen kaybedersin.
-Ben kaybetmem. Hele senin yüzünden hiç kaybetmem.Ne kadar sinirlendiğim yüz ifademden anlaşılmış olacak ki bir süre sustu. Sinirle havuzdan çıktım havlumu alıp eve girdim.
****
Yeni evimize henüz tam alışamadığımız için yemek yemeğe hala yan tarafa gidiyorduk. Bana kalsa ben evimde tek başıma mutluyum ama Ateş sevmiyor yalnızlığı. Annem ve Serhat Bey yaklaşık bir saat önce balayına gittikleri için evde yoktular. Bende annem olmadığı için yan tarafa gitmeyi gereksiz bulup Ateş'e bu aksam evde olduğumuzu söyledim. Ateş içerde Playstation oynuyordu. Tam bende onun yanına gidecektim ki bir tıkırtı duydum.
Ses mutfaktan geliyordu. Biraz tedirgin bir şekilde yavaş adımlarla mutfağa doğru yürümeye başladım. Içimdeki kaygı attığım her adımda daha da büyüyordu. Mutfaktan içeri girmemle derin bir nefes alıp rahatlamam bir oldu. Çağla mutfaktaki cam kapıya vuruyordu. Gidip kapıyı açtım. Elinde koca bir tencere makarnayla konuşmaya başladı:
-Baktık bu aksam yemeğe gelmediniz. Biz gidelim dedik.Arkasını döndü ve konuşmaya devam etti:
-Gelsene Toprak.İkisi birlikte içeri girdiler bende arkalarından kapıyı kapattım. Toprak hiçbir şey söylemeden yüzüme bile bakmadan içeri, Ateş'in yanına gitti. Çağla elinde tencereyle hala mutfakta duruyordu. Elinden tencereyi alıp konuşmaya başladım:
-Istersen masayı hazırlayalım ha?
-Yaa masa olmaz. Çok resmi.
-Neyin resmisinden bahsediyorsun? Sadece yemek yiyeceğiz.
-Bir kere olsun bana bıraksan?Gözlerinin içine baktığımda yalvarırcasına bana bakıyordu. Ona bir şans vermeye karar verdim
-Peki tamam. Ben birşeye dokunmayacağım. Evimde de en ufak bir pislik istemiyorum
-Yaa!! Bitanesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kız
أدب نسائيBabası onu terk ettiğinden beri hiç gülmeyen, hayattan nefret eden ve kimseye güvenmeyen bir kız. Aşka aşık olan, etrafa mutluluk saçan bir erkek. Bu ikisi bir araya gelirse neler olur sizce? Hele bir de kardeşlerse. Öyle bir bakardı ki birdaha kim...