Multimedia=RüyaYemekler yenmiş sohbete başlanmıştı.Serhat Bey:
-Rüyacığım ortaktık şimdi ise akraba oluyoruz. Istemiyorsan artık sirkete gitmek zorunda değilsin. Nasıl olsa ben de şirkette olacağım.
Bu fikir hoşuma gitmişti. Ama henüz tamamen tanımadığım bir adama şirketi bırakmak biraz kararsız kalmama neden olmuştu. Biliyorum ortaktık ama sadece bir kısımda böyle sirketin hepsinin başında onun durmasına izin vermek saçma olurdu. Tamam annemle evlenecek ama güvenmiyorum. Tam o sırada konuşmaya annem de atladı.
-Evet Rüya. Serhat durur şirketin başında. Hem sende gitmek istemiyordun zaten.
-Bunu düşüneceğim anne.
Onlar sohbete devam ederken ben uzaklara dalmıştım. Duyduğum cümleyle yerimden zıpladım. "AYNI EVDE KALMAK" Tamam onlar beraber yaşayacaktı ama bizi neden karıştırıyorlardı işin içine.
-Ne hepimiz aynı evde mi kalacağız? (BEN)
Annem:
-Biz Serhat'la öyle düşünmüştük.
Toprak pis pis sırıtıp:
-Bence iyi düşünmüşsünüz.
Ateş'in fazla umurunda olmadığı için o da başıyla onayladı. Ama hala sorun vardı. Ben böyle birşeyi asla kabul etmem ve Çağla'da etmeyecek gibi duruyordu. Çağla:
-Baba bunu keşke daha önce söylemiş olsaydın.
-Çağla fırsat bulamadım. Biliyorsun kızım işlerim çok yoğun.
-Baba bunu söylemek ne kadar zamanını alabilir ki?
-Çağla uzatmasan!
Onlar sohbete devam ederken ben kalktım.
-Sizin sohbetinize doyum olmaz ama ben müsadenizle odama çıkıyorum.
Tuğçe'ye de bir göz işareti yaptım ve o da kalktı.
-Aaaa ne güzel oturuyorduk Rüya.
-Kusura bakmayın Serhat Bey yarın erken kalacağım.
Sallamıştım. Daha fazla onlarla oturmak istemiyordum. Tuğçe'yle odama çıktık. Kapıyı kapatır kapatmaz:
-Rüya niye tersledinki şimdi?
-Tuğçe sinirliyim çünkü.
-Iyide ne suçu var adamın?!
Galiba haklıydı. Ama annemin bizden başka bir ailesinin olma fikri beni delirtiyordu.
-Gitmeyeceğim.
-Nereye?
-Onlarla aynı evde kalmayacağım.
-Sen gitmezsen onlar gelir.
-Gelsinler o zaman.
Gelmeyeceklerini düşünerek kendimi rahatlatmaya çalışıyordum. Ama ya gelirlerse. Olsun ben gitmeyecektim. Tuğçe'ye dönüp:
-Ben mutfağa gidip limonata alacağım. Istedigin bişey var mı?
-Bana da portakal suyuu!
Tam kapıyı kapatıp arkamı döndüm veeeee...Toprak.
-Sen ne arıyorsun burda? Resmen tıslamıştım.
- Sadece lavaboyu.
-Yanlış kattasın!
Arkama bakmadan aşağı inip mutfağa girdim. Peşimden gelip:
-Bulmama yardım et o zaman.
Mutfaktan içecekleri alıp yürümeye başladım. Peşimden geldi. Durdum ve:
-Iste burası.
-Teşekkür ederim.
Cevap vermedim ve yukarı çıktım. Odaya girdim ve içeceklerimizi yudumlarken Tuğçe'ye sordum:
-Sence ne yapmalıyım?
-Neyi?
-Şirket meselesini.
-Bence bırak başında Serhat Bey dursun. Bu zamana kadar hep çalıştın. Bence artık yeter. Durumunuz kötü olsa çalışmaya mecbursun derdim. Ama öyle birşey de yok. Bırak gitsin.
-Çok kararsızım. Şirketi bırakıp ne yapacağım ki?
-Hayata dönmeyi deneyebilirsin mesela. Şu zamana kadar arkadaşız bir kere gülüşünü görmedim. Aşkı bul ya da.
-Ben ve aşk saçmalama.
-Olamaz mı kızım her insan aşık olur.
-Ama ben OLMAM!!
-Tamam tamam.
Aşağı indim ve:
-Tamam artık sirkete gitmeyeceğim.
Annem:
-Bencede mantıklı olan buydu zaten.
Serhat Bey:
-Eee madem artık evdesin Toprak ve Çağla ile kaynaşmayı deneyebilirsin bence.
Annem:
-Evet Rüya yarın beraber bişeyler yapın.
Aslında bunu deneyebilirdim. Er ya da geç olacak zaten.
-Tamam.
Mutfağa şu içmeye gittiğimde Toprak'da geldi.
-Numaranı versene.
-Sebep?
-Yarın haberleşmemiz gerekecek.
Başımla onaylayıp numaramı verdim. Sonra birlikte içeri geçip oturduk.
------------------------------------------------------Misafirler sonunda kalkıyordu.(Az önce odama diye çıksam bile Tuğçe ile dayanamayıp aşağı indik ve oturduk) Annem Serhat Bey'i uğurlarken Toprak yanıma geldi ve kulağıma:
-Yarın gelip seni alırım.
Diye fısıldadı.
Normalde başka biri olsa itiraz ederim. Ama bir an boğazım düğümlendi. Cevap veremedim. Kapıdan çıkıp gitti.
------------------------------------------------------Sabah uyanır uyanmaz hemen bir duş aldım. Saçlarımı kurulayıp giyinmeye başladım. Altıma dizleri yırtık siyah bir kot üzerine beyaz bir badi ve son olarak da belimin biraz üzerinde olan deri montumu giydim. Bildiğim tek şey kahvaltıya gidecek olduğumuzdu.
Rüya'nın kıyafetleri
Telefonuma gelen mesajla ayaklandım. Mesaj Toprak'tan gelmişti. "Biz Çağla ile aşağıdayız. Bekliyoruz ."
Aşağı indim. Annem masada tek başına kahvaltı yapıyordu. Anlaşılan Ateş sevgilisiyle.
-Ben çıkıyorummmm!!
-Tamam kendine dikkat et.
Kapıdan dışarı çıktığımda üstü açık siyah araba kapının önünde duruyordu. Çağla arkada oturuyordu. Bende yanına arkaya geçtim. Çağla:
-Günaydınnn!
Düne göre sesi daha neşeliydi.
-Günaydın.
Ben yine o durgun sesimle cevap verdim.
-Ee abi nereye gidiyoruz.
-Önce karnımızı doyuracağız Çağla.Bir cafeye girdik ve hemen üç kişilik kahvaltı söyledik. Masaya oturduk. Ve sağ tarafa bir baktım Ateş. Seda ile oturuyor. (Sevgilisi) Yanına gittim.
-Ateş!
-Rüya!
-Sende bize katılmak ister misin?
-Olur bende zaten eve dönecektim. Sen git otur ben gelirim.
-Tamam.
Tekrar gidip oturdum masaya.
Çağla:
-Rüya neden hiç gülmüyorsun?
-Bilmem.
-Fazla konuştuğun da yok.
-Sevmem fazla konuşmayı.
O arada kahvaltılarımız geldi. Ve hepimiz fazlasıyla acıktığımız için konuşmayı orada bitirip yemeğe başladık. Ateş de gelince tamamlanmış olduk.
-Eee niye susuyo herkes?
-Kahvaltı yapıyoruz Ateş.
-Olabilir Rüya. Kaynaşalım diye geldik kimse konuşmuyor.
-Ne konuşalım?
-Mesela Çağla, sevgilin var mı?
Ateş'in sorduğu soru hepimizi şaşırttı. Bu kadar resmi bir buluşmada bu kadar samimi bir soru beklemiyordu kimse.
-H Hayır Ateş de nereden çıktı şimdi bu?
-Aaa birbirimizi tanıyoruz işte. Tamam sıra Toprak'ta sevgilin var mı?
Bu soruyu duyunca yemeği bırakıp Toprak'ı dinlemeye başladım.
-Hayır Ateş.
Cevabı kesin ve net olmuştu. Konuşmaya devam etti.
-Ama çok istediğim biri var.
Bakışlarını üzerime çevirdiğinde bakışları adeta beni delip geçiyordu. Içimde değişik şeyler oluyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Kız
أدب نسائيBabası onu terk ettiğinden beri hiç gülmeyen, hayattan nefret eden ve kimseye güvenmeyen bir kız. Aşka aşık olan, etrafa mutluluk saçan bir erkek. Bu ikisi bir araya gelirse neler olur sizce? Hele bir de kardeşlerse. Öyle bir bakardı ki birdaha kim...