ÖZEL BÖLÜM 2

2.5K 109 16
                                    

Merhaba can dostlarım. Şu andan itibaren 10k yı geçmiş durumdayız. Bazıları diyebilir. Kaç bölümlük kitap, yeni mi 10k oldu. Finalde de dediğim üzere biz 10k'ya 36 bölümde değil, 6 bölümde ulaştık. Yalan yok. Aslında üşenmiştim kitap ilk silindiğinde tekrar yayınlamaya. Ama bir anda bi ilham perisi geldi ve anında geçirdim. Yazdım, devam ettim. Kitap bitti, 2. Kitaba başlamışım. Neyse. Çok uzun tuttum burayı.Keyifli okumalar...

Yazardan
Ah ah. Yıllar ne çabuk geçiyor. 35 yaşına geldiler bile.
Etrafa ne zaman bakınsalar anılar gelir gözlerine.  Yemek masasına bakındı Mert yüzünde ufacık bir tebessümle. İkizlerin haberini orada almıştı sonuçta.

Geriye dönüş(evet İngilizce yazmadım. Farkım, tarzım.)

Eve her zamankinden daha geç gelmişti Mert fakat bir açıklaması vardı. Babası bu aralar onu işler konusunda hep sıkıştırıyordu. Bu gün diğer günlerden daha fazla iş vermişti. Bu saatte bile gelmesi mucizeydi. Uyuşuk adımlarla içeri girdi. Televizyon her zamankinin aksine kapalıydı. Kitap okuyordur düşüncesiyle bozuntuya vermeden merdivenlerin başına geçti ve yavaş adımlarla çıkmaya başladı. Arkadan gelen öksürük sesiyle o tarafa döndü. İrem yemek masasında bozulmuş ev topuzuyla sinirli bir şekilde ona bakıyordu. Fakat Mert sinirli olduğunu fark edemeyecek kadar yorgundu.

"Çok yorgunum yukarı çıkıyorum sende gecikme gel." dedi ve yoluna devam etti.

"Mert!" diye sinirle soludu İrem. Bu aralar çok daha fazla sinirliydi. Pireyi deve yapacak kadar.

"Ne oldu?" dedi Mert ona dönerek. Bu hareketleri yorgunken hiç çekemiyordu. Çabuk bitmesi için yanına gitti. "Ne yapmışım ben yine?" dedi.

"Saatten haberin olduğunu var sayıyorum, o yüzden bu saate kadar neredeydin?"

"Cidden saat kaç?" dedi Mert. (Ah salak Mert dnfjsjfjdx) 

''Acaba saat kaç?'' dedi İrem abartılı bir şekilde. Daha sonra televizyonun yanında duran masa saatini alıp Mert'in gözüne sokarcasına tuttu. Saat gece 3'ü geçmişti bile. Mert o kadar geciktiğini fark etmemişti. 

''İrem bildiğin üzere çalışıyorum.''

''Ne çalışma ama(!) Bıktım geç gelmenden!'' dedi İrem. Her ne kadar farkında olmasa da bağırıyordu ve Mert suçu olmadığı halde azarlandığı için sinirleniyordu. 

''Kusura bakma ama ben evde durmuyorum boş boş, canım çıkıyor orada! Birimizin bu evi geçindirmesi lazım!'' O da bağırmaya başlamıştı.

''Kim boş boş duruyor be?! Ben can taşıyorum can ama sen-'' İrem ne dediğinin farkında değildi ama tüm sürprizi bozmuştu. Mert duyduğunun şokundan çıkıp sözünü kesti.

''Ne dedin? Ne dedin?''

son

Çok sevinmişti o zamanlar. Biri kız biri erkekti. İsimleri de Kadir, Kader. Çocuk oyuncağı gibi gelmişti ona. Fakat zaman geçince, çocuklar doğunca ikiz bakmanın ne kadar zor olduğunu fark etti. Aklından Kaanları geçirdi. Onlarınkisi çok daha zordu. Tek seferde 3 bebek.

Geriye dönüş
İpek evde bir o tarafa bir bu tarafa dönüp duruyordu. Acaba nasıl söylemeliydi? Kaan sevinir miydi? Kim sevinmez ki sevdiği kadından çocuğunun olmasına? Ama hamilelik hormonları işte ne yapacaksın?

Kaan eve geldiği gibi İpek telefonunundan bebeği öğrendiği günden beri yaptığını yaptı ve bebek resmi açtı. Amacı Kaan'a psikolojik baskı yapıp bebek istediğini söylemesiydi. Bebek resimlerine bakıp iç geçirdiği sırada Kaan da onun yanına gelip bebek resmine baktığını görmüştü. 

''Allah aşkına 3 gündür bebek resimleriyle dolup taştın, televizyonda pepe var. Ne alaka?''

''Ne ne alaka? Bebek resimlerine bakmak suç mu yani?''

''Gel yapalım bir tane. Onun resimlerine bak.'' dedi Kaan sırıtırken.

''Ne saçmalıyorsun Allah aşkına?''

''Yo, hiç de saçmalamıyorum. Gayet de ciddiyim.'' dedi Kaan. İpek sonunda amacına ulaşmıştı. Artık Kaan da istediğine göre söyleyebilirdi.

''Ztn vr.'' dedi ağzında geveleyerek.

''Duyamadım ne?'' dedi Kaan gülmesini tutmaya çalışırken.

''Ztn vr.'' dedi İpek yine geveleyerek.

''Zaten var mı dedin?'' dedi Kaan.

''Evet.'' dedi İpek sonunda düzgünce konuşurken. Kaan'ın sakin olmasına şaşırmıştı.

''Biliyordum zaten.'' dedi Kaan rahatça.

''Nasıl biliyordun?'' dedi İpek şaşkın haliyle.

''Öncelikle, bana psikolojik baskı yapmaya çalıştın. Ne zaman bir şey istesen ilk bunu yapıyorsun. Ayrıca kızların evi dibinde, neden arayıp söylüyorsun ki? Tabi bu benim duymamı sağladı. Kısaca ilk günden beri biliyorum.'' dedi Kaan sevimli bir tiple.

''Aslında bu gün de istemiyormuş gibi yapacaktım ama bunu yapmayı çok istedim.'' dedi ve eliyle İpek'in karnına dokundu. 

''Hanimiş babasının aslanı ya da prensesi.'' 

Son

Kaan ve İpek'i uykusuz geceler bekliyordu bu haberden sonra. 7 ay sonra da geldi zaten.2 erkek, 1 kızdı. İsimleri de, Ateş, Toprak ve Su koydular. Hepsi birbirinden yaramaz ve huysuzdu. Bazen kızlar onlarda kalıyor, bazen de bebekleri aralarında paylaştırıp onları dinlendiriyorlardı. Tabi bu durum özellikle Buseleri korkuttu. Hem İrem'i, hem İpek'i görünce Buse bebek konusuna oldukça soğuk baktı. Buse istemeyince Rüzgar da kararına saygı duydu ve onların çocukları olmadı. Onun yerine daha çok gezmeye verdiler kendilerini. Küçük bir dünya turu yaptılar. Kah Asudeler, kah Senalar geliyordu onlarla. Tabi bir tatil dönüşü Sena hamile kalınca o da elveda dedi tura. Bir tane nur topu gibi bir oğlu olmuştu. Adını da Ege koydular.

 Asude, Buse, Rüzgar ve Meriç istedikleri yere gittiler. Daha sonra Asude yaşı ilerlemeden çocuk sahibi olmak istedi. Onun da bir tane kızı oldu. Adını da Asya koydular. Diğerlerine nazaran bu çok daha uysaldı. 

En başta da dediğim gibi, her taraf anılarla dolu. Her tarafın ayrı bir anısı var. Her ne kadar başlarda zoraki olan bir evlilik gibi görünse de, onlar aşk evliliği yaptılar. Zorluklar vardı, üstesinden geldiler. Arada tartıştılar, ama yine de birbirlerini bırakmadılar. En önemlisi ise, çok sevdiler.

SON

DUDUFDUFDUDUF NASIL OLMUŞŞŞ? Neyse İnşallah beğenmişsinizdir. Tekrar görüşmek üzere... ÖPÜLDÜNÜZZZZ

ERGEN MAFYALAR (TAMAMLANDI-DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin