Edepsiz Komedya.

2.6K 141 5
                                    

Hatırlatma; çok sevdiğin şarkıları alarm sesi yapma, nefret edersin.

Hello little girl, odanın içinde yankılarınken, beni 8'de uyanmak zorunda bırakan herkese ve her şeye söyleniyordum. Gözlerimi açmadan banyoya gidip duşa girdim, ayılmamın tek yolu bu. Giyinip mutfağa gittiğimde kahvaltı sofrası hazırdı. Begüm ve kahvaltı hazırlamak?

Begüm bana en şirin ifadesiyle bakarak "Hadi otur, çayını soğutma." dedi.

Bugün ters giden bir şeyler var. Sabahın köründe, neşeli bir halde ve kahvaltı hazırlamış Begüm, hiç hayra alamet değil. Sesimi çıkarmadan oturdum. Begüm de çayları doldurup, karşıma oturdu. Bir süre sessizce kahvaltımızı yaptık.

"Arda'yla nasıl gidiyor?" diye sordu, en tatlı sesiyle. Var bu kızda bugün bir şey ama çözemedim henüz. Dökülür birazdan nasılsa.

"İyi. Güzel, yani bir sorun yok." diye geçistirdim.

"Haa, akmasada damlıyor?" Tek kaşını kaldırıp, sorgular bir şekilde sordu.

"O ne demek be? İyiyiz ışte. Ne akması, ne damlaması. İyiyiz işte." Arda çok düşünceli, ince bir adam. Yanındayken iyi olmamak mümkün değil. Sevdiği insanları mutlu etmek için kendini parçalıyor. Bir insan onunla nasıl iyi olmaz ki?

"Sevindim." derken gülümsedi. Sonunda memnun edebildik kızımızı. Kuzenini üzücem diye korkuyor. Oysa şu hayatta üzmek isteyeceğim son insan Arda. 

Begüm kıvranmalarına bir son verip sonunda ne istediğini söyleme kararı alıyor olacak ki, konuşmaya başladı.

"Kerem'lerin dağ eve gidelim mi?" Dudağının kenarını ısırıp tepkimi bekliyor. Dağ evimi? O da nerden çıktı şimdi? O ukala, kasıntı herifin evine falan gitmem ben.

"Ya bak hemen itiraz etme. Havamız değişir. Hem haftasonu için, iki güncük. Derslere daha iyi konsantre oluruz gelince. Ciğerlerimiz temiz hava görsün bir ya şehirin tozu toprağı yapıştı her tarafımıza. Ne olur Derin, ne olur gidelim?"

Ellerini yalvarır şekilde birleştirip, gözlerini kırpıştırdı. Hain sarışın. Aslında doğru söylüyor, temiz hava hepimize iyi gelecek ama tüm haftasonu o herife tahammül etmek zorunda kalıcam. Derslere konsantre olurmuşuz, derse girdiğimiz var sanki. Bunların peşinde koşmaktan devamsızlıktan kalacağım. Begüm hala yalvaran gözlerle bana baktı. "Tamam." dememle boynuma atlayıp beni boğarcasına sarılması bir oldu.

Cumartesi sabahın köründe yola çıktık. Sabahın körü derken abartmıyorum saat altıda yola çıkmak kimin fikriydi? Begüm kendi arabasını almayıp, Kerem'in Porsche 911 carrera 4s'yla gitmeye karar verdi. Metalik gri olan arabaya hayranlıkla baktım. Yuh, sadece bir araba olamayacak kadar güzel. Ben de Arda'nın Bmw x6'sında ona eşlik ediyorum. Beyaz, geniş ve rahat bir araba. Arda gibi güven veriyor. Bu durumda Kerem de arabası gibi hızlı, sert ve keskin. Ve soğuk. Begüm'ün böyle bir adama nasıl aşık olduğunu düşünüp durdum ama mantıklı tek bir neden bile bulamadım. Ne abartılacak şekilde yakışıklı ne de mükemmel bir adam. Soğuk, kibirli, kasıntı, çoğu zaman kaba, kavgacı. Bir insan böyle bir adama yıllarca nasıl aşık kalabilir. Arda'da son derece dikkatli bir şekilde araba sürüyor. Sabahın köründe uyanmanın etkisi olarak ikimiz de tek kelime etmedik.

Sessizliği aklımdaki soruyu sorarak bozdum. "Kerem hep mi böyleydi?" Arda bir an için bana bakıp, sonra tekrar yola döndü.

"Nasıldı?" diye sordu.

"Böyle işte. Kaba, soğuk, kibirli."  Arda kocaman bir kahkaha attı. Şaşkın şaşkın ona baktım.

"Kerem mi?" Tekrar kahkaha attı. Bu durum giderek sinirimi bozmaya başladı. Ne dedim ki ben şimdi bu kadar gülecek?

Ask Me To StayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin