Keyifli okumalar:)
"Ablaaaa!!!!" yerimden sıçrayıp kendimi yerle bir bulunca neler olduğunu anlamaya çalıştım.
Faruk karşımda sırıtınca
kaşlarımı çatıp ona baktım." Uyandı anne " ne! insan böylemi uyandırılırdı, sinirle ayağa kalkıp yastığı hızlıca Faruğa attım ani bir refleksle yastığı havada kapıp gülmeye başladı.
Sinirle odadan çıkıp kendi odama yürümeye başladım, tabi bu arada sinirle sayıp sövüyordum.
" İnsan değil ki! İnsan değil bu, hayvan, öküüz" odamın kapısını seslice kapatıp telefonumdan saatime baktım saat 9 olmuştu, bugün çok iş vardı en önemlisi ise annemi malatyaya göndericek olmamızdı.
Sakince yatağıma oturup gözlerimi karşıdaki aynaya çevirdim, ne yapacağım konusunda asla hiçbir fikrim yoktu öz anne ve babama nasıl davranmam gerektiğini ve bundan sonra neler olacağını.
Gergince yatağımda kalkıp banyoya ilerledim duş almam gerekiyordu gevşemem ve rahatlamam gerekti.
Duşumu alıp kıyafetlerimi seçerken aslında pekte düşünmeme gerek kalmamıştı.
Bir pantolon ve bir bluz giyip üstüne siyah kot çeketimi geçirmiştim, odadan çıkıp mis gibi kokan kahvaltı masasına ilerledim.
" Annelerin bir tanesi aşkım sevgilim çiçeğiimm" Faruğun anneme olan iltifatlarına gülümseyip annemin yanağına koca koskoca ve sulu bir öpücük bıraktım.
" Hadi hadi geçin masaya çayı alıp geliyorum" Farukla masaya doğru ilerlerken oturup bana bakan kardeşime gözlerimi çevirip baktım.
" Ne bakıyosun öküz " derin bir kahkaha atıp keyifle çatalını patates kızartmasına götürdü.
"Abla biz şimdi napıcaz?" beklemediğim suruyla ağzıma attığım peynir düğüm olurken gözlerimi Faruğa çevirdim, annem çayları doldururken ben Faruğa bakıp öylece durmuştum.
" Sence napıcaksın akıllı oğlum? kahvaltıdan sonra hazırlanıp beni otogara götüreceksin ve gelip eşyalarını toplayacaksın." annem durumu ele almış bana yardımcı olmaya çalışıyorudu.
Bende gözlerimi kısıp Faruğa alaycı bir bakış attım.
" 20 yaşına gelmişsin ama pekte belli olmuyor." uzun bir kahkaha atıp keyfi bozulan Faruğa baktım, bana bakan sinsi bakışlarını hiçe sayıp uzaktan bir öpücük attım ama o bunu pekte önemsemeden yemeğini yemeye devam etti.
Kahvaltı bitip etraf toparlanınca annem bavuluyla kapıda belirdi.
Bende burukça bir tebessüm edip kapının yanından spor ayakkabılarımı alıp giyindim arkamdan Faruk hayla tişortunu giymeye çalışıyordu.
" Beklesenize ya abla!!! sen ne biçim kızsın şuan benim seni beklemem gerekiyordu." omuz silkip annemin bavulunu alıp arabaya ilerlemeye başladım.
Bavulu arabanın bağajına yerleştirip ellerimi ceketimin içine koydum.
Bana doğru koşan Faruğa anlamsız bakışlarımı yollarken yavru köpek bakışlarını bana atmaya devam ediyordu.
" Ben kullanıyımmı nooolluuurr." sıkkınca bir nefes verip arabanın anahtarını ona uzattım, ona pek güvenmiyordum doğrusu sınavları geçene kadar göbeğini çatlatmıştı tabi araba kullanmayı öğrenirkende.
Arabayı çalıştırıp yola çıktığımızda annem ve ben arkada sarmaş dolaş göz yaşları içersindeydik.
"Seni çok seviyorum anne" göz yaşımı silip şevkat dolu bir bakış attı bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU (Düzenleniyor)
Подростковая литератураHayatta tek dostumuz kendimizdir. İdil bunu en başından beri biliyordu. Ailesi yüzünden başına gelenlerle uğraşıp duruyor dahada belaya batıyordu. Senelerce yalan içinde büyüyüp bi gece ansızın gerçekleri öğreniyor. Ne olursa olsun yine savaşmayı se...