Yeni bölüm:)
Keyifli okumalar." Ne söylentisi." Cihan Demir ilgisizce sorduğu soruya bakışlarınıda ilgizisce verirken,
" Kızının burda bu şehirde olduğunu duydum o ölmemişmiydi?" gözlerimi kocaman açıp arkamı döndüğümde Cihan Demirde gözlerini bana dikmişti.
Nasıl öğrenmişti bunu bu adam.
" Oda nerden çıktı." genç adam omuzlarını umursamazca silkip," Bizimkilerden birisi söylemişti." odada yankılanan telefon sesiyle genç adam telefonunu açıp kulağına dayadı.
Önüme dönüp kağıda baktım.
" Benim gitmem gerekiyor sonra görüşürüz." gülümseyen adama kafa sallayıp el sıkıştıklarında adam yavaşça kapıdan çıkmıştı.Cihan Demir yerinden kalkıp yanıma yaklaştığında kafamı kaldırıp yüzüne baktım,
" Yemek molasına ne dersin." tamda ihtiyacım olan şeydi, öğle saatini çoktan geçsekte sabah kahvaltısıyla duruyordum ve çok açtım.
" Harika olur gerçekten." gülümseyip ayağa kalktım. Çantam ve telefonumu alıp Cihan Demirin arkasından ilerlemeye başladım, ayakkabılarımdan çıkan tok sesle etrafımızdaki herkes kafasını kaldırınca gerilmiştim.
Asansörün karşısına gelip beklediğimizde gelen asansöre binip en alt kata bastık.
Asansörden inip otoparka geldiğimizde Cihan Demirin arabasına ilerleyip şoförü ve yanında bir araba dolusu korumayı es geçip arabaya bindi bende arkasından binerken arabaya binen genç adam Cihan Demire baktı.
" Açız Remzi." adam kafasıyla onaylayıp arabayı çalıştırdığında kafamı cama çevirip otoparktan çıkışımızı izledim.
Akıp giden yola bakmaya devam ederken uzun zamandır kağıda baktığımdan gözlerimin yandığını hissettim.
Aldığım kararlar peşimden sürüklediğim kardeşim hepsi aklımdayken kafayı yemek üzereydim.
Evet, bazı kararlar verilirdi. Bazı sözler söylenirdi ve bu sözler gerçekliği temsil ederdi. Buharlaşan suyun ardından kuru bir bardak kalırdı ve bardaklar yanlız olmayı sevmezdi...
Araba durduğunda geldiğimizi anlayıp yerimde dikleştim boğaz kenarında balık lokantası mı? vay canına!!
Arabadan inip lokantaya ilerlediğimizde çevrenin harika tasarlanmış olduğunu gördüm.
Gerçekten mükemmel denebilecek şıklıktaydı. Masalardan birisine oturup siparişlerimizi vermiştik.
" Her zaman bunu hayal etmişimdir." pek fazla anlamasamda kafamı kaldırıp tebessüm ettim, sanırım istedikleri gibi bir hayat yaşamamışlardı.
" Buyrun efendim." önümüze gelen tabaklarımıza konuşmadan gömülüp yemeklerimizi bitirdik.
" Hadi kalkalım daha çok işimiz var." başımla onaylayıp yerimden kalktım geldiğimiz gibi lokantadan çıkarkan etrafta bulunan her şeyi en ince ayrıntısına kadar inceledim dış mekanada göz attıktan sonra arabaya binip şirketi yolunu tutuk.
Her zamanki saat belirsizliği ile gözlerimi sıkıca yumup arkama yaslandım bu kağıda bakmaktan haşatım çıkacaktı da neyse.
Akşam karanlığıyla gözlerimi uçsuz bucaksız manzaraya çevirdim, bu harkulade bir şeydi.
Işıl ışıldı her taraf göz alıcıydı. Çalan kapıyla gözlerim kapıya kaydı, içeri giren Neslihan hafif bir baş selamı verdikten sonra Cihan Demire döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU (Düzenleniyor)
Dla nastolatkówHayatta tek dostumuz kendimizdir. İdil bunu en başından beri biliyordu. Ailesi yüzünden başına gelenlerle uğraşıp duruyor dahada belaya batıyordu. Senelerce yalan içinde büyüyüp bi gece ansızın gerçekleri öğreniyor. Ne olursa olsun yine savaşmayı se...