Umarım okurken zevk alırsın,
İyi okumalar.Hayatta her zaman hayallerimize ulaşmamız için çabalamamız gerekir.
Bende öyle yapmıştım. Çok çalışmıştım, hemde çok hiçbir zaman soy adımın arkasına sığınmamıştım, sığınamamıştım.Ailem tarafından istenmeyen bir bebek olarak dünyaya gelmiştim.
Babam Cihan Demir annem; Ayten Demir'i asistanı olarak işe almış zamanla birbirlerine aşık olmuşlardı.
Zamanla evlilik kararı alıp ailelerle tanışma faslına geçmişlerdi.
Başlarına onca iş açılmış ama yinede evlenmek için ellerinden geleni yapmışlar ve başarmışlardı.Babam ve annem en başta çocuk istememiş ve yeni evli oldukları için birbirleriyle vakit geçirmenin en güzel karar olduğunu düşünmüşler.
Evlendikten yaklaşık bir ay sonra annem hamile kalmış ve bunu baya geç öğrenmişti.
Doktora gittiklerinde beni aldıramıycağını öğrendiğinde birçok yöntem deneyip ölmemi sağlamaya çalışmış ama başarılı olamamıştı.El mecbur doğurucam demiş ve bu gerçeği kabullenmişti.
9 ay geçtikten sonra annem bir şekilde doğum yapmış ve beni istemediğini dile getirmiş.O ara evde mutfak işleriyle ilgilenen Fadime diye bir kadın varmış kocasıda aynı zamanda babamın şoförüymüş.
Annem bi şekilde konuşup ikna etmiş Fadimeyi, beni evlat edinmesi ama ama soy adımın aynı kalmasını istemiş.
Fadimede kabul etmiş, istemese çocuğu olmuyormuş bir türlü zaten kocasıyla konuşup tartışmışlar ve kabul ettiklerinin doğru bir karar olduğunu anlamışlar.
Bir gün annem ve babam Fadimeyle kocası Ahmeti yanına çağırmış ve evden gitmelerini onlara ev ayarlayacaklarını ve her ay para göndereceklerini söylemişler.
Onlarda el mecbur kabul etmişler. Oraya çok uzak ve pekte bilinmeyen bir mahallede ev vermişler ve her ay düzenli olarak para göndermeye başlamışlar.
İki sene sonra manevi annem Fadime erkek bir çocuğa hamile kalmış.
Faruk doğduktan bi sene sonra beni doğuran annem para göndermemeye başlamış, yani anlayacağınız tam bir fazlalık olarak ortada kalmışım.
Gel zaman git zaman babam bir işe girip "ikiside benim evladım çalışıp okuyacaklar ve meslek sahibi olacaklar Demir ailesinin parasına ihtiyacımız yok Allah'a çok şükür" demiş.
Ve şu ana gelirsek.
Beni ve kardeşim Faruğu binbir zorlukla okutan babam ben 15 yaşımdayken akciğer kanserinden vefat etti.
Bizim için ömrünü heba etti."Ders bitti çıkabilirsiniz" hocaya bakıp derin bir nefes aldım. Sonunda.
"Hadi gidelim beynim kazan gibi oldu" Arzuya bakıp kafamı sakladım not defterimi çantanın içine atıp kalktım.
Evet 23 yaşındayım ve üniversite son sınıfa gidiyorum okula geç yazılmış ve anneme her davasında sormama rağmen doğru düzgün bir cevap alamamıştım.
"Ben çok acıktım" Arzuya dönüp gülümsedim.
" Bi yere gidip yiyelim diycemde annem börek yapt-" lafımı bitirmeden ağzıma tıkanan cümleyle Arzuya baktım."Tamam sus sus börek soğumadan gidelim " kıkırdayıp önüme döndüm.
Arabaya atlayıp evin yolunu tuttuk.Eve vardığımız zaman annem kapıda komşularla birşeyler konuşuyordu beni görünce onlardan ayrılıp iki adım bana doğru yürüdü endişeli görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTKU (Düzenleniyor)
Ficțiune adolescențiHayatta tek dostumuz kendimizdir. İdil bunu en başından beri biliyordu. Ailesi yüzünden başına gelenlerle uğraşıp duruyor dahada belaya batıyordu. Senelerce yalan içinde büyüyüp bi gece ansızın gerçekleri öğreniyor. Ne olursa olsun yine savaşmayı se...