🔸8. BÖLÜM🔸

160 67 58
                                    

Yeni bölüm:)



"İşte geldi." ayağa kalkıp gülümsediğinde bende arkamı döndüm.

Yüzünü sadece gazete veya magazin probramında gördüğüm Cihan Demir.

Cihan Demir karısına selam verip yanına oturunca sıkıntıya düşmüştüm.
Ne garip annem ve babam karşımdaydı fiziksel olarak yakın olsalarda kalbim bunu kabul edemiyordu.

Gözlerimi çay bardağına dikip nerden geldiklerini bilmediğim göz yaşlarımı göndermeye çalıştım.

Mutlu olabilirdik mutlu olabilirdim.
Beni neden istememişlerdi, gerçekten bir insan evladını neden istemezdi?

Kafamı kaldırım bana bakan gözlere çevirdim gözlerimi içim acıyordu gerçekten.

" Eşinizde geldiğine göre artık konuşabiliriz" gözlerimi Ayten Demirden alıp Cihan Demire çevirdim.

" Bekle İdil hayla bir kişi eksiğiz" derin bir nefes alıp titreyen telefonuma baktım.

** Yakışıklım arıyor** telefonu meşgule atıp masanın kenarına koydum, şimdi açamazdım.

Telefonumun tekrar çalmasıyla önemli olduğunu düşünüp açtım. "Efendim Faruk"

" Abla annem gitti." yerimde dikleşip karşımda duran Ayten Demire baktım.
" Nereye gitti ne diyosun sen."
" Abla sakin ol, bilmiyorum Zuhal ablaylamı ne buluşacakmış gidiyorum dedi gitti."

" Yanlız bırakmasaydın yanında gitseydin keşke."

"Söyledim abla gerek yok dedi her defasında ne yapayım." "Tamam ablacım kapatmam gerekiyo dikkat et." karsımda ayağa kalkan iki kişiye bakıp bende kafamı çevirdim Faruğun konuşmasını dumadan baktıkları yere baktım telefonu kapatıp şaşkınlıkla açılan ağzımla anneme baktım.

"Anne." annem yanımıza gelip hekesin oturmasıyla yanımdaki sandalyeye oturdu.

" Fadimede geldiğine göre artık konuşabiliriz." Ayten Demire bakıp anneme döndüm burda ne işi vardı?.

Ne dönüyordu aralarında.
" Ne oluyor burda" gözlerimi kısıp etrafımda oturan 3 kişiye baktım. " Bak İdil şimdiye kadar bildiğin herşeyi unut çünkü herşey yalandı." derin bi nefes alıp yüzümü anneme çevirdim.

"Anne ne demek bu " gözlerini bana çevirip ifadesizce baktı üzgün olduğu her halinden belliydi.

" Sadece dinle İdil" susup arkama yaslandım ve sesizce dinlemeye başladım. Ayten Demir balışlarını kocasına çevirip tekrar bana döndü.

" Babanla evlendiğimiz zaman etrafımızda onca düşman onca kötü insan vardı, evliliğimiz zor olmuştu birbirizmizi o kadar çok sevmiştik ki tüm sıkıntıya tüm zorluğa karşı yinede evlenmeyi başarmıştık." derin bir nefes alıp devam etti

" Senin olduğunu öğrendiğimiz zaman gerçekten çok geçti aldıramıycaktık." gözlerimi kısıp alaycı bir ifadeye büründüm bildiğim şeyleri söylüyordu işte.

" İdil, seni istemediğimiz büyük bir yalandı seni seviyor ve istiyorduk sadece başımızda çok byük bir bela vardı ve senin zarar görmenden korkutuk.
İdil sana yemin ederim sen bizim göz bebeğimizdin senden nefret etme gibi bir ihtimalimiz asla olmamıştı." kollarım bağlı devamını dinlemeye devam ettim.

" O zamanlar evimizde gerçekten Fadime ve Ahmet vardı. Babanla konuşup en mantıklı kararın seni Fadime ve Ahmete vermenin olduğunu düşündük.
Senin doğduğun zaman öldüğünü söyleyip aslında senin hiç var olmadığını ve peşine düşmeyeceklerini biliyorduk."

 TUTKU                  (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin