5. BÖLÜM

129 7 8
                                    


Bölüm şarkısı: Blueneck - Mutatis.

Hepinize keyifli okumalar diliyorum!

Ask.fm: mekeniz

Twitter: mekeniz

İnstagram: mekeniz

Hepinizi seviyorum...

Geçmişimin ruhuma püskürttüğü kırmızı boyadan hep kaçmıştım. Alanım dar, oksijenim azdı ama başarmıştım.

Duvarlarımın arkasında sadece benim için yer vardı ama ben içeri bir sürü ceset almıştım. Sıkış tıkış yaşıyordum orada. Bundan memnun değildim. Kurtarılmayı bekleyen bir rehine gibiydim.

Bakıldığında ben o cesetleri esir tutuyormuşum gibi görünebilirdi. Ama tam tersiydi. Aslında onlar, intikam için beni tutuyordu. Bundan hiç memnun değildim. Ölümü elimden olan ruhların peşimde dolaşmasından hoşlanmıyordum.

Şafağın söktüğü saatlere kadar beklemiş, saklanacak bir yer aramıştım ruhuma. Keskin bir yara açılmış da içinden kan ile irin akıyormuşçasına rahatlayan ruhum aynı anda acı da çekiyordu. Bu, senelerdir çektiğim acının yanında hiçbir şeydi ama hissedilmeyecek kadar değildi.

Gözyaşlarımı annemin yanında akıtmış, odama geldiğimde tepkisiz bir şekilde dışarıyı izlemiştim. Saatlerce. Bunun doğruluğu yanlışlığı tartışılırdı. Ancak psikolojim göz önünde bulundurulduğunda tartışmaya kapalıydı bu konu.

İçine sürüklendiğim çıkmazda kapanlar vardı. Ve her adımımda ruhuma saplanıyordu. Aldığım her yara, gücüme biraz daha güç eklerken bir yandan da ruhumu emiyordu. Güçlenirken aynı zamanda tükendiğimi de hissediyordum.

Bunca sene ruhumu her şeyden sakınıp, herkesten uzak durmuştum. Bu gece benim miladım olmuşçasına bana radikal kararlar aldırmıştı.

Kendimi geri çektiğim her konu ve her insana aynı şekilde yakınlaşacaktım. Bugüne kadar çektiğim acıları ve acı çekmek denilen fiili bir rafa kaldıracak ve yaşamaya bakacaktım.

Uzun sürecekti, biliyordum. Belki de senelerimi alacaktı. Ama aynaya baktığımda bu sonucu görecektim. Yalnızca bir gün.

İnsanları, duvarlarıma yapıştırmaktan vazgeçecektim. Benim canım yanıyor diye başkaları da acı çekmek zorunda değildi. Bencildim, hem de sonuna kadar. Öyle olmaya devam da edecektim. Ama her konuda değil.

Bedir'in, koridorda söyledikleri ile böyle bir adım atmıştım belki de, bilmiyorum. Ama umursadığımda söylenemezdi. Her zaman sonuca bakan bir insandım. Öyle de olacaktım.

Okul çıkışında sahilde yaşadığım şey aklıma gelince beynimden bedenime yuvarlanan huzura engel olamadım. Beni tanımaya çalışması bana ilginç gelmişti. Dışarıdan dümdüz bir tip olduğumu düşünürdüm. Kendimi güzel de bulmazdım. Birinin beni beğenmesi bana her zaman ilginç gelmişti. Kendimi her zaman insanlardan uzak tutmanın gerektirdiği bir tavırdı sanırım. Fark edilmemek için doğan isteğim kendimi güzel görmemeye itiyordu. Hiç aynanın karşısına geçip de kendimi inceleyip kendimi yorumlamamıştım. Ne varsa onu söylüyordum.

Birinin güzelliğimi ya da başka bir şeyimi fark etmesi demek ruhumu da fark ettiği anlamına geliyordu, bana göre. Bu yüzden hayatıma birini almak bana korkunç geliyordu. Çünkü ruhumu feda etmekten çok fark edilmekten korkuyordum. Kendimden bile sakladığım gerçekleri birinin öğrenmesi sonum olurdu. Bunun için çabalıyordum.

NAÇARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin