Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur. Artık başlıyoruz!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
Bölüm şarkıları: Lilium - Sleep Inside / Sia - Deer In Headlights
♚
13. BÖLÜM
Çaresizliğin bir kazan yardımıyla başımdan aşağıya dökülüp beni çamura sapladığı saatlerde, yaşadığım acıyı hafifleten, yüreğimi göğsümden çıkarıp gökyüzüne uzatan ve gözyaşlarımın akışını değiştiren bir olay daha yaşanmıştı. Ben, hayatımın son bulduğunu zannederken, yeniden doğmuştum.
O gece, her şey yeniden başlamıştı...
3 SAAT ÖNCE
Bugün o gündü!
Bedir'in kazandığı iddianın ödül gecesi...
Bugün sabahtan akşama kadar beraber olacaktık fakat akşam gideceğimiz yer için elbisem şık olmalıydı. Ve bu elbiseyle sabah ortalıkta dolaşamayacaktım. Bu sebeple bütün randevumuzu akşamüzerine aldık. Annemle konuşmuş ve eve geç dönmek için izin almıştım. İlk başta biraz sorun etse de Bedir ile birlikte olacağım için izin vermişti.
Şimdi aynalı masamın sandalyesinde oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum. Çok heyecanlıydım, daha önce defalarca kez buluşmuş, sarılmıştık. Ama bu çok farklıydı, ciddi bir randevudan bahsediyorduk. Giyeceğim elbise dolabımın kapağında asılıydı. Bana oldukça uzak, oldukça garip geliyordu... Sare bunu kendi dolabından getirmişti. Teyzesinin düğününde giymiş olduğu bir elbiseydi.
Yakası V şeklinde göğüs altına kadar inen, kolları dirseklerime kadar bol inen kısa kollu, düşük omuzlu, belden oturup dizlerime doğru salaş duran bordo kadife bir elbiseydi. Oldukça kısa olduğunu giymeden bile fark edebiliyordum. Altına uzun çizme giymeyi düşünsem de bu modelle olur muydu, bilmiyordum. Duş almış saçlarımı kurutmuştum. Yaklaşık 1 saat sonra buluşacak olmamıza rağmen tek bir adımlık yol bile kat edememiştim. Ellerim ve dizlerim inanılmaz titriyordu...
Odamın kapısı bir anda açılınca olduğum yerde sıçrayıp arkamı döndüm. Gelen Sare idi.
"Kızım," dedi kaşlarımı çatarak. "Bedir, birazdan kapıya dayanacak sen hâlâ bornozla mı oturuyorsun?"
"Galiba buraya yapıştım. Hareket edemiyorum," dedim aynada kendime bakarak.
"Neye karar veremedin yine, her şeyin hazır işte."
"Makyaj yapmasam olmaz mı?"
"Saçmala, çocuk güzel bir yere götüreceğim demiş sana."
"Tamam, yapacağım. Ama kendime göre. Sakın karışma."
"Ruj sürmeden seni odadan çıkarmam, peşin peşin söyleyeyim."
"Tamam ruj süreceğim, ama gerisine karışmak yok."
"Tamam, sessizce oturuyorum."
Aynanın önünde duran telefonumu alıp çalma listelerimden birini açtım. Derin bir nefes aldım ve ayağa kalkıp çekmeceden iç çamaşırlarımı aldım, banyoda giyinip saçlarımı topuz yapıp tekrar masama oturdum. Çekmeceden yalnızca kullanacağım malzemeleri çıkartıp sıraya dizdim. Hızlıca kendi tarzımda bir makyaj yaptım ve Sare'ye döndüm.
"Oldu mu," dedim. "Bir tek ruj kaldı."
Önce biraz süzdü beni, ardından gözleri bir benim bir elbisenin arasında gitti geldi. Bir süre elbiseye baktı. Sonra bir süre de bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NAÇAR
Ficción General.. Uzun zaman önce atılmış bir çığlığın, gün geçtikçe azalan yankısı gibi tükeniyordum. Sonu uçsuz bucaksız ve kör edecek kadar mavi olan bir uçurumun kenarında dikiliyordum ve hiç umulmadık bir anda dizlerimin arkasına yediğim tekmeyle o uçuruma yu...