12. BÖLÜM

107 2 3
                                    

Herkese iyi akşamlar!

Elimden gelenin fazlasını yapmaya ve artık olaylara giriş yapmaya çalıştığım bir bölüm ile karşınızdayım. Bunun bir liseli aşk hikayesi olmadığını söylemiştim. Bu yalnızca bir çaresizlik öyküsü. 

Umarım beğenerek ve severek okuduğunuz bir bölüm olur. 

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum!

Bölüm şarkısı: Thurisaz - Years Of Silence 

Ayna.

Etrafımda kıyamet kopuyormuş gibi bir curcuna vardı ve ben bütün olan biteni aynadan izliyor gibiydim. Aslında olayın yaşandığı mekandaydım fakat arkamı dönerek her şeyi geride bıraktığımı düşünüyordum. Bütün hayatım boyunca yaptığım gibi. Geri kalan ömrümde yapacağım gibi.

Bir sorunla karşılaştığınızda ne yaparsınız? Uyur musunuz? Ağlar mısınız? Bağırır mısınız?

Ben arkamı dönerim.

Arkamı dönmek sanki bütün problemleri uçurumdan aşağı atmak gibi gelir bana. Bu yüzden sırtım yaralarla doludur benim. Sırtımdan çok ısırılırım. Annesinin peşinden ağlayan bebekler gibi peşimde koşar bütün problemlerim. Sırtımdan sarılır, ısırırlar. Ben sadece arkamı dönerim. Oysa bir şeyleri bastırarak halletmek daha kalıcı bir problemdir.

İlk defa bir probleme arkamı dönmedim. Dimdik duran sırtım ve mimiksiz suratım ile tam olarak problemin suratına bakıyordum. Bir elim Bedir'in kolundayken kapıdan içeri girecek kişiyi bekliyorduk. İkimizde hem koşuşturmanın hem de adrenalinin etkisiyle çok hızlı nefes alıyorduk. Ben olmasam Bedir'in çoktan kapıya yürüyeceğini düşünmüştüm fakat ben olduğum için temkinli davranıyordu, arada bir arkadaki bahçe kapısını da kontrol ediyordu.

"Bedir Karaer," diye gür bir ses geldi koridordan. Bedir'in sırtındaki bütün kasların gerildiğini hissettim. Ne olduğunu anlayamasam da onun bedeninde ki gerginlik benim bedenime akıyordu. Nefesimi tutup koridordan odaya girecek kişiyi bekledim. Bir yandan da olası bir tehlikede nasıl kaçarız diye düşünüyordum. Çantam yerdeydi, solumdaki koltukta Bedir'in bir hırkası vardı. Çantamı ve hırkayı aynı anda alabilirsem bahçe kapısından koşarak kaçabilirdik. Onlar bizi bulmaya çalışırken yan bahçenin villasına atlar ve garajına saklanırdık. Harika bir plan!

Ben tam olarak bunu hayal ederken salonun kapısından içeri iki tane üniformalı polis memuru girdi. Tuttuğum nefesi büyük bir rahatlıkla Bedir'in ensesine bırakırken, sıkı sıkı tuttuğum elimi gevşettim. Bedir gözlerini bana ufak bir saniye değdirip polis memurlarına döndü çatık kaşları ile.

"Bedir Karaer," dedi adam sorar gibi.

"Buyurun benim," dedi Bedir demir kadar sert bir sesle.

"İzmir, Karşıyaka, Karaer Villası yangın davası sebebi ile sorgunuza başvuracağız. Defalarca evinize posta gönderilmiş fakat geri dönüt yapılmayınca eve zorla girmek durumunda kaldık. Bizimle merkeze kadar gelmeniz gerekiyor."

"Ne sorgusu," dedim endişe içinde kavrulan bedenim ile. "O olay halledilmedi mi zaten?"

"Sanırım yeni bir delil bulundu, savcı dosyayı tekrar açmış. Tanıkların ifadesine başvuracağız. Buyurun, gidelim."

"Müsaade ederseniz üzerime bir şeyler alayım," dedi Bedir yorgun bir sesle.

"Lütfen kısa kesin."

Elini elimden ayırmadan benimle birlikte merdivenlere yürüdüğü sırada polis memurlarından genç olanı kolumu tuttu ve bizi durdurdu. Bedir önce koluma sonra polis memuruna baktı ve suratına sakin olduğuna inandırmaya çalışır gibi bir ifade geçirdi. Polis memurunun elini ittirdi ve beni kendine çekti.

NAÇARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin