Yağmurlu bir gün de okula geç kaldığım için otobüs durağında umutsuzca boş bir taksi bekliyordum. Antalya'ya 4 sene taşınmıştık babamın işi gereği ama babamın tekrar tayni çıkınca beni Antalya'nın öbür ucunda yaşayan anneannemlere bırakmışlardı. Bu sene sınav senem olduğu için ve okulum çok uzakta olduğu için beni özel bir okula yazdırmışlardı -hemde dershane masrafından kurtulmuşlardı.- Birkaç dolu taksiden sonra nihayet boş bir taksi bulabilmiştim. Yeni okuluma geç kalıp kötü bir izlenim vermek istemiyordum şimdiden. Taksinin durması için işaret yapıp hızlıca taksiye bindim. Taksiye binmem ile taksiye birinin daha binmesi bir oldu. Kafamı hemen yan koltuğa çevirdim. Çocuğu anlamayan gözlerimle süzerken çocukta ıslanmış olan saçlarını eliyle düzeltiyordu.
Çocuk gayet rahat görünüyordu. Bu rahatlığı kabul edilemezdi. Sonunda dayanamadım ve çocuğa döndüm, "Pardon bayım ama bu taksiye ben sizden önce bindim. Şimdi taksiden inin lütfen!'' dedim sitem dolu sesimle. Çocuk bana dönüp ela gözlerini gözlerimle birleştirdi ,"Galiba sıyırdınız hanımefendi? Taksiye aynı anda bindik!" diye karşılık verdi ukala bir tavırla.
"Birde ukalasın demek!" diye karşılık verdim çocuğa.
"Sizi bilmem ama benim inmeye hiç niyetim yok. Çok rahatsız oluyorsanız siz inebilirsiniz!"
"Aâ delinin zoruna bak. İn taksiden hemen!"
"Tapulu malın herhalde taksi! İnmiyorum napacaksın?"
"Şoför abi şu ukala ya bir şeyler söyler misin?"
"Vallaha ben karışamam sizin kavganıza ama hemen karar vermezseniz ikinizi de atacağım arabamdan. Aâ sizle mi uraşacağım ya?"
"Ben inemem benim projelerim ıslanırsa hoca azıma sıçar."
"Terbiyesiz."
"Eê nereye gidiyoruz?"
Şoför Abi araya girince şu gereksiz çocuk ile tartışmayı kesip cevap vermek için dudaklarımı araladım ama o benden önce davrandı.
"Final Temel Lisesi'ne abi."
"A bende oraya gidiyorum."
Aynı okula mi gidecektik!
"Bir sürü Final Temel Lisesi var hangisi?"
Şoför Abi tekrar bize bir soru yöneltti ve gereksiz gene benim yerime cevap verdi. Çocuk adama yolu tarif ederken kendimi kötü hissetmiştim. Nereye gideceğini sormadan çocuğa çıkışmıştım çünkü. Özür mü dilesem acaba, dilerim nolacak sanki?
"Anlamadan dinlemeden bağarmayı seviyorsun galiba?"
Bana yöneltilen soru ile kafamı tekrar çocuğa çevirdim.
"Ya çok severim, hobilerim arasındadır tanımadığım kişilere bağırmak! Hatta biliyor musun boş zamanlarım da birilerine nasıl daha iyi bağarabileceğim hakkında denemeler yapıyorum!"
Çocuk sırıttı. Komik miydi? Ben niye gülmedim? Nefes alıp sinirlenmemeye özen gösterdim.
"Komik mi ?"
"Değişik bir kızsın."
"Sen çok normalsin.''
"Bence önce dinlemeyi öğrenmelisin. İnsanları dinlersen kendini aptal durumuna düşürmezsin." Dedi ve sırıtarak önüne döndü. Resmen bana aptal dedi! O kim oluyor da bana aptal muammelisi yapıyor?
"Bence sende tanımadığın kişilerin taksisine binmemelisin! Maazallah herkes ben gibi sana iyi davranmaz, döverler seni!"
Çocuk bu lafımdan sonra küçük bir kahkaha attı ve lafıma karşılık verdi.
"Beni mi dövecekler?"
"Evet."
"Beni tanımıyorsun değil mi?"
"Nereden tanıyacağım ben seni? Komik olma!"
"YouTube'ye giriyor musun ?"
"Ben daha çok ders çalışıyorum."
"Anladım." Diyerek güldü.
"Bay ukala'nın fan kitlesi mi var yoksa?"
"Evet."
"Kim senin fanın-"
"Bölmek istemem ama geldik.''
Şoför abinin 'geldik' demesi ile lafım yarıda kalmıştı ama bu iş daha bitmemişti. Bu bay ukala'yı adam etmezsem uykularım kaçardı.
"Ben veririm sen dersine git."
"En son sen bindiğin için sen verecektin zaten ukala! Umarım tekrar görüşmeyiz."
"Umarım."
Taksiden inip okula doğru koşmaya başladım. Okula geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim ve sınıfımın bulunduğu koridora çıktım. Birazcık soluklanıp nefesimi düzene soktuktan sonra sınıfıma doğru ilerledim. Sınıf kapısının önüne gelince kendime çeki düzen verdim ve kapıyı çalıp içeriye girdim. Tahmin ettiğim gibi ders hocası içerideydi.
"Geç kaldım özür dilerim hocam. Tekrar olmaması için elimden geleni yapacağım."
"Peki gir bakalım."
"Teşekkür ederim hocam."
Sınıfa girince hemen pencere kenarında sondan bir önceki sırada ki boş yere oturdum.
"Ders ne ?" diye fısıldadım yanımdaki çocuğa.
"Ders aslında biyoloji ama ilk ders ya hoca geç gelenleri bekliyor birkaç dakika."
"Bu arada ben Elif."
"Bende Taylan."
"Memnun oldum Taylan."
"Bende."
Kapının çalması ile dikkatimi kapıya verdim. Kapı açıldığında içeriye giren çocuğun takside ki çocuk olduğunu gördüm. Ağazım açık bir şekilde çocuğa bakıyordum. Bu...nasıl? Çocukta özür dileyip duvar kenarının yanındaki sırasına oturdu. Çantasını yanındaki boş sıraya koyarken benim olduğum tarafa baktı. Bay ukala ile gözgöze geldiğimizde yüzüne alaycı bir gülümseme takındı . Lanet olsun!
🌟
Her şeyi sil baştan yapıyoruz. Umarım kızmazsınız :) . Hikayeleri kısa ama anlamlı şekilde yazacağım . ♡ Bu arada bölümleri iki-üç gün ara ile paylaşacağım. Son olarak beni takip edip bölüm güncellemeleri veya duyurularımdan haberdar olabilirsiniz. Vote ve Yorum yapmayı unutmazsanız çok çok çok sevinirim. Bir sonraki bölüm görüşürüz 🙌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enes Batur Ve Ben ♡
FanficSınıfa girdiğimde Enes hala kafasını masaya koymuş uyuyordu. Enes'in yanına gidip onun gibi kafamı masaya koydum ve Enes'in yüzünü incelemeye başladım. Dudakları hafif aralıktı ve burnunda gözlüğün yapmış olduğu bir iz vardı. Bunlar haricinde kirpik...