Yeni bir güne başlarken aklım hala dündeydi. Gerçekten biz Enes ile çıkıyormuyduk ? Dün bir rüya değildi demi ? Rüya olmasından korktuğum kadar hiçbir şeyden bu kadar korkmamıştım. Enes videoyu bugün yükleyeceğini söylemişti dün bana. Ama videoyu yüklemeden önce emin olmam gerek bir şey vardı. O da biz Enes ile gerçekten sevgilimiydik ? Eğer gerçekten sevgiliysek yapmam gereken tek şey onun fanlarına alışmak olacaktı. Ama değilsek... bu troll laftan sonra yorumlarda ve hatta sosyal medyada dalga konusu olabilirdim. Yatakta doğrulup elimle saçımı karıştırdım. Umarı dün olanlar saçma bir oyundan ibaret değildir. Yataktan kalkıp banyoya gittim ve yüzümü yıkayıp tekrar odama geldim. Dolabımdan yeşil birazcık dar bir sweatshirt ile dizleri yırtık siyah bir kot pantolon aldım ve hızlıca giyindim. Dolabımın kapaklarını kapattıktan sonra boy aynasının önüne geçip bir kaç takı takındım ve makyaj olarak sadece rimel sürüp bugün dersimiz olan kitapları çantama koydum ve telefonumla birlikte odamdan çıktım. Hızlıca mutfağa gidip biraz tıkındım ve tıkınmam bittikten sonra dişlerimi fırçalayıp evden çıktım. Okula doğru müzik eşliğinde giderken yolda birine omuz attığımı fark ettim. Arkamı dönüp omuz attığım kişiye baktığımda ilk ilgimi çeken yemyeşil gözleri oldu. Attığım omuzun etkisiyle yere düşen birkaç kitabı alel acele toplayıp çocuğa verdim.
"Özür dilerim, dalmışım biraz."
"Genelde insanlar beni fark etmez üzülme."
Dedi ince ama nayif çıkan bir sestonuyla.
"Şimdi derse gitmem lazım tekrardan üzgünüm."
"Önemli değil."
Önüme dönüp yoluma devam ederken çocuğun bana dedikleri aklıma geldikçe bir zaman ki beni hatırlıyordum. İnsanlar beni fark etmez! O çocukla oturup konuşmayı çok isterdim. Belki günün birinde tekrar karşılaşırız görünmez çocuk. Okula vardığımda Sude'nin irdeliyici bakışları ile karşılaştım. Sanki içinden benim yok olmam için dua ediyor gibi bir hali vardı. Bu bakışlarına anlam veremeyerek sınıfıma doğru ilerledim. Kapıdan içeri girdiğim anda sağımda ve solumda birden konfetiler patladı. Bugün benim doğum günümdü de ben mi bilmiyordum? Patlayan konfetilere anlam veremeyerek sınıfı incelerken Enes'in bana doğru yaklaştığını fark ettim. Enes yanıma geldiğinde ona şaşkınca etrafa bakan gözlerimle o soruyu sordum.
"Ne oluyor Enes?"
Enes kolunu omzuma yerleştirip beni kendine çekti.
"Sen benim gurur kaynağımsın bayan."
Dedi sınıfın içinde.
"Hala anlamadım."
"Tebrik ederim yenge."
"Köfte göbüş neler oluyor?"
"Bilmiyor olamazsın Elif!"
"Bilmiyorum."
"Şöyle söyleyeyim bayan. Birinci olmuşsunuz."
"Birinci mi olmuşum? Neyde?"
"Düşün."
"Azcık ip ucu ?''
"Yarışma."
"Yarışma...yarışma...yarışma..."
Diye tekrarlarken birden aklıma aylar öncesinde daha Antalya'ya taşınmadan önce girdiğim kısa reklam filmi yarışması gelmişti. Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluşunca bağırarak,
"AMAN ALLAHIM KISA REKLAM FILMI YARIŞMASINDA BIRINCI OLDUUUM. REKLAMIM TELEVIZYONDA YAYINLANICAK."
Diye bağırıp Enes'in üstüne atladım. Boynunu kollarımla kavrayıp burnumu omzuna gömdüm. Mutlu olmuştum. Gerçekten o kısa reklam filmi için çok emek vermiştim ve şimdi o reklam filmi televizyonda yayınlanacaktı. Enes'ten ayırlıp bana doğru gelen İso'ya doğru gidip ona da sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Enes Batur Ve Ben ♡
FanficSınıfa girdiğimde Enes hala kafasını masaya koymuş uyuyordu. Enes'in yanına gidip onun gibi kafamı masaya koydum ve Enes'in yüzünü incelemeye başladım. Dudakları hafif aralıktı ve burnunda gözlüğün yapmış olduğu bir iz vardı. Bunlar haricinde kirpik...