BÖLÜM 4

277 5 0
                                    

2 hafta sonra;

-Anne!
Diyerek uyandım.  Kan ter içinde kalmıştım. Selim yoktu. Saate bakınca 7 olduğunu farkettim.  Bu saatte nerede olabilir acaba? Perdeler ve ışıklar kapalıydı. O yüzden ev karanlıktı. Korkuyordum. Benim klostrofobim vardı. Karanlık alanda yanlız kalma korkusu. Düşündükçe aklımı yitiriyordum. Titremelerim başladı.  Kendime gelmeliydim. Perdeleri açamıyordum. Hep böyle oluyor. Asansöre bile binemiyordum. Bir ara babamın holdingine gitmiştim.  20 Kat merdiven çıktım.  (Sadece 1kez)

Aşağı indim. Kalbim yerinden çıkacakmışcasına atıyordu.  Bir perdeyi zar zor araladım. Hava karanlıktı.  Yaz olmasına rağmen karanlıktı.  Kahretsin! Telefonumu görmüştüm.  Koşarak gittim elime aldım ve selimi aradım.  Açınca konuşmaya başladım. 

- Selim?
- Aşkım? 
- Nerdesin? Çok korkuyorum.
- Geliyorum bebeğim geliyorum. Yoldayım. 
- Selim çok korkuyorum. Çabuk ol.

Gözlerim kararmaya başladı.  Yere düşünce bilincimi kaybettim.

*************

Gözlerimi açtığımda  pembe ve yıldızlı bir tavanla karşılaştım. Lan ben  bunu ilk defa görüyorum.  Ki zaten ev selimin eviydi. Hayır yani kimin odasıydı ki bu oda?

Elimdeki elin sahibine baktım.  Selimdi. E kim olacaktı başka? 

- Selim?
- Günaydın.
- Sana da hoşgeldin . Neredeydin?
- Market.
- Sabah saat 7 de?
- Evet.
- Dalga mı geçiyorsun benimle ? Fobim olduğunu bilmiyor muydun?
- Unuttum .
- Bi daha olmasın.  Beni bırakıp ta gitme. Vallahi çakarım suratına ha.
- Kızım regl döneminde misin nesin ? Bi iyi konuşuyosun bi kötü. 
-Terbiyesiz.  Ahlaksız. Anlayışsız.

Elimdeki yastıkla  yüzüne yüzüne vuruyordum.

- Dur lan.
- Piiiiiis. Kıskanç. 

Yastığı aldı ve uzağa attı. 
- Yaa ama onda senin kokun vardı. 
- Ne kıskançlığıymış bu? Ben mi kıskancım?
- Yok ninem. Tabiki de sen.
- Hadi yaa . Asıl kıskanç sensin.
- Ne zaman kıskandım be ben seni?
- Geçen kızın kolunu ısırmışsın. Kopuyormuş az daha.
- He bi de şikayet etti beni. Vallahi yolarım onu ben.
- Al bi de bana kıskanç diyo.
- Öylesin. 
- Değilim.
- O zaman kim kıskanç kim değil akşama görüşürüz selim bey.
- Görüşürüz melek hanım. 

Yaklaşıp ;

-Bir dudak alabilir miyim acaba? 
-Hay hay efendim . Hay hay.

Gözlerini kapatıp daha da yaklaşınca yanımdaki dudak şeklinde olan yastığı aldım ve yüzümün önüne koydum. Dudakları değer değmez gözlerini açtı ve geri çekildi. 

- Ayıp be. Ayıp.  Daha evlenmedik biz . Evlenince yaparsın. 
-E o zaman evlenelim.
-Yani şimdi öyle de evlenme teklifi edilmez bay oduncum.
- Siz bilirsiniz biz de de böyle yapılıyor .
- İyi . Sen de beni biraz zor alırsın nikahına. Kalkta kahvaltıyı hazırlayalım.

O aşağıya indi. Bende yataktan kalkıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım.  Aşağıya inince burnuma mis mis kokular geldi. Masaya bakınca hazır olduğunu gördüm.  Odun ama bi o kadar da becerikli.  Mutfağa bakınca salata doğruyordu. Lan o kadar mı kaldım yukarda.

- Ayy yaa yerim ben seni.

Bu ne afet, ne meteor, ne karizmadır yarabbim. Yanına gittim elinden yavaşça bıçağı aldım ve önüne geçtim.  Ben doğramaya başladım.  Ellerini belime yerleştirince heh şimdi aynı evliler gibi oldunuz dedi iç sesim. 

- Mmmm çilek kokulum. Artık kışın seni yerim.
- Eee olabilir. Yalnız pudra şekeriyle daha güzel gider benden söylemesi.

Salatalıkları doğrama işim bitince tabağa koydum . Sonra da masaya yerleştirdim.  Bu anı ölümsüzleştirmek istedim. Sonuçta selimin ikimiz için hazırladığı ilk kahvaltıydı. 2 hafta boyunca dışarıda kahvaltı yapıyorduk. 

- Canım .
- Efendim?
- Fotoğraf çeksene.

Cebinden telefonunu çıkarıp fotoğraf çekmeye başladı.  Çektikçe çekiyordu.  Belki bi 30 tane çekmişti .

- Yeter bence ben acıktım çünkü.  Hadi afiyet olsun. 
Kıkırdadı ve yemeye başladı. 

*************

Kendi evimdeydim. Duygudan iddialı bir kıyafet vermesini istedim.  Verince gerçekten iddialı dedim.

- Siz de gelin. Ara egeyi. Ben hazırlanıyorum.  - Tamamdır.

Mini düz ve siyah bir elbise vermişti.  Benim boyum onunkinden 3-4 cm falan uzundu. Ondan dolayı bana daha kısa geliyordu.  Hiç sevmesemde koyu bir makyaj yapmıştım.  Mavilerim belli oluyordu en azından.  Saçlarımı düzleştirdim. Sonra duygunun odasına geçtim. Bana bakınca 'Waaaow' dedi.

-Hazırsan çıkalım. 
-Hazırım ben bebek.

Evden çıkıp arabaya yöneldik. Duygu sürmek isteyince başımla onayladım. 

***************

Kulübe gelmiştik.  Kapıdalardı. Ege salaş bir tişört,  Selim ise beyaz bir gömlek . İlk 3 düğmesi açıktı . Yalnız bu çekiciliğini arttırdığı için ben sinir kat sayımı da yükseltiyordu. Bana bakınca yüzü gülmüştü. Fakat kıyafeti görünce kızarmıştı.  (Sinirlendiğinde genelde kızarır.) Gözlerini kapadı.  Ve açtı.  Yanıma gelip elimden tuttu. Kulübün arka sokağına girdik. Beni duvarla kendi arasına almıştı.

- Ne yapıyorsun hayatım? 
- Kimden izin aldın da böyle bir kıyafet giyebiliyorsun?! Lan kıyafet kıyafet değil ki! Götünü kapatmıyor!  Kim kesmiş bunu ?! Git diktir ya da at!
- Aaa ama sen gecenin başından mızmızlanıyorsun. Hemencecik te kıskandın.
- Kıskanmadım olum ne kıskanıcam? Ben senin sağlığın için diyorum. Hasta olursun falan.
- Daha yeni hastalıktan çıktım canısı.  Hem bilirsin ben kolay kolay hastalanmam.

Hala kızarıktı. Hala sinirli ve hala kıskanıyordu. Bu gece kesinlikle birilerinin canı yanacak. Neyse kurban biz olmayalım da.

-Girelim mi artık ?
-Girelim bakalım. 
Dedi bıkkınlık içinde. .

İçeri girdik.  Ege ve duyguyu herzamanki locamızda gördüm.

- Ordalar.

Yanlarına oturduk.

-Ooo çifte kumrularda gelmiş.  Hoşgeldiniz. 
-Hoşbulduk.
Dedim.

- Ee ben bişiler içmeye gidiyorum.
Dedim.
- Tamam .
Dedi duygu da. Ayağıma kalktım ve sevgilime göz kırptım.  Öyle bir bakıyorduki bi an beni öldürcek sandım. Barın koltuklarından birine oturdum ve barmenden hafif bişeyler istedim. Loca tamda solumdaydı. Ve selim benim tarafıma bakıyordu. Yani tarafımda öğlen bu olay için anlaştığım lise arkadaşımı gördüm . Dudağının bir kenarı kıvrılmıştı. Emir ile kardeş gibiydik. Duygu da tanırdı. Yakından (!) Onların aralarında birşeyler olmuştu. Sonra ne olduysa bitti.

Ona planı anlatınca" hasta mısın kızım adam piskopat" dedi. Bende tabikisi gaza getirdim.  O da geldi işte.

-Kanka cilve yapcam az sola çekil de görsün.  He bişey yaparsa pansumanın benden.

- Acıtır mı dersin?

- Bilmem. Bana hiç vurmadı. Neyse neyse. Hadi başla.

Eliyle saçlarımı okşayınca selim kükreyerek geldi .

-Sen kimsin lan?! Benim olana nasıl dokunursun piç?!

Suratına türk usulü bir kafa atınca çığlık attım. Kaşı mı patladı onun? Araya girip

- Selim!! Bırak.
Dedim.
- Çekil önümden melek. Sana patlamak istemiyorum. 
-Bırak diyorum. O benim kardeşim gibi. 
-Ne kardeşi ?
-Bi bırak anlatayım. 

Emiri bıraktı. Ona yaklaşıp elini tuttum .

-Sabah sen duştayken konuştuk.  Kıskandırmak için. 
- Lan şu kıyafetle kıskanıyorum ben seni. 
Emire dönüp
-Sen de dokunmayacaksın artık. O benim lan!
-Neyse gidelim artık. 
Dedi duygu.  Aklımı okudu valla. Tam da onu diycektim.

-Selim ben kendi evime geçeyim artık.
-Tamam.


BENİM KOCAM MAFYA!(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin