BÖLÜM 14

93 3 0
                                    

Ay bunlar ne kadar da tatlı şeyler yaa.

- Anne ağlıycam şimdi.  Ne küçük bunlar. Onun ayakları bu kadar küçük mü olucak?
- Evet kızım.  Minicik ayakları, elleri , gözleri , burnu olucak. Sen 2 kilo doğdun.  6. Ayında 9 kiloydun.
- Yuh!
- Ama az yiyordun. 
- Yok artık.  Su içsem yarıyor dedikleri bu olsa gerek.
- Heralde.
Güldük.  Ellerimizde torbalar yine bir mağazaya girdik. Yeni doğan takımı aldım.  Aynaya baktım nedenini bilmeyerek. İçimde kötü bir his vardı.  Tam kafamı başka yere çevirecekken Tunç göründü gözüme.  O an başımdan aşağı kaynar sular indi.  Hiç bir şey çaktırmadan mağazadan çıktım.

- Anne yemek yemeye gidelim mi?
- Olur. İskender yermisin?
- Ay olur valla.

Amacım hem oturup yemek yemek.  Hem de o arada selimi arayıp acil durum demek. Gerçi annemin korumaları vardı.  Muhtemelen selimde peşime takmıştı. Lokantaya geldik, oturduk ve siparişleri verdik. Oturur oturmaz selimi aradım. 

- He ?
- Selim. Tunç beni takip ediyor.
- Ne?!
- Büyük  AVM 'deyiz. Beşiktaştaki. Yemek yiycez şimdi. 
- Tamam sakın ordan kalkmayın.
- Tamam.

Annem bana noldu der gibi baktı. 
- Anlatırım. 

***********
Selim geldi. Beni gördü. Nerde dedi . Dudaklarını okudum. 
Sola doğru baktım.  O da o tarafa bakınca onu gördüğünü anladım.  Gözleri karardı. Arkadan yürüdü . Tuttuğu gibi sürüklemeye başladı.  Korkuyordum yine ve yeniden. 

- Anne hadi kalkalım.
- Nereye ceylin? Daha yeni oturduk. 
- Sen açsan otur. Beni selim bekliyor.
- Tamam. Sen git. Ama ara beni.
- Tımammm.

Öpüp selimin gittiği yere koştum.  Elimde poşetlerle -_-

Selim acil çıkış kapısından Tunç'u sürüklüyordu.

- Selim!
Duymadı. Yada duydu ama duymamazlıktan geldi. 
- Selim bekle! 
- Sen git arabaya! Geliyorum ben!
- Iıı olmaz. Yok ben beklemem.
- Git dedim!
- Anahtar?
- Git bekle banklardan birinde.
- Off tamam.

Bu işin sonu ölümle sonuçlanacaktı. Belliydi. Galiba artık bu duruma alışmam gerekiyor. Çünkü benim kocamda babamda abimde mafya!

Hastaneden çıkınca boş banklardan birine oturdum. Bir park vardı.  Hastaneye özel bir park. Çocuklar oynuyorlardı. Karnımı okşadım. Hafif çıkmıştı.

- Oğlum.  Sen doğ büyü ben seninle hep güzel aktiviteler yapıcam. Parklara gidicez. Seni baban gibi öküz yapmıycam.
- Ben öküz müyüm?
- Evet. Hemde odunsun. Katıksızından.
- Öyle mi? Peki siz nesiniz?
- Ben mi? Ben anne olucam. Prensesim ben. Çok güzelim.  Ayh ne diyorum ben be?
- Sonunda melek hanım.  Kendinize geldiniz. - Selim?
- Selim ya. Katıksızından selim. 
- Ben senden bahsetmiyordum.
- Kimden bahsediyorsun?  O bebeğin babası ben değil miyim?
- Sensin.
- Eee .

Allah kahretsin yaa. Salak salak konuşuyosun melek. 

- Aşkım ben çok acıktım gidelim mi?
- Gidelim.

Arabasına bindik. Yine kokusuna mayıştım.

- Nereye gidicez?
- Nusrete.
- Ne?! Gerçekten mi? Hiç gitmedim oraya ben. Gitmek istedim de gidemedim.
Neden bende bilmiyorum.
- E artık verdiğin kiloları orda alırsın. 
- Evet . Alırım sana ne?
- Sus lan.

Aslında onunla tartışmak bile çok güzel.  Ama bazen gerçekten çığırından çıkıyor. 
Onu sevmek çok güzel.  Ama kalbimi kırdığı oluyor. Ona bakmak ta çok güzel.  Baka baka eriyorsun.

BENİM KOCAM MAFYA!(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin