BÖLÜM 19

84 2 0
                                    

Gözlerim ağlamaktan yanıyor, elim tırnaklarımı bastırdığım için kanıyordu.

Sanki Hakan'ın ölümü daha yeni girmiş aklıma.  O öldü.  Sakin kalırım falan dedim.  Ama olmuyor.  3 gün geçti. Bu 3 gün içinde olanlar Selimin bana izlettiği o videoyu düşünmekten ibaretti. Affetsem mi? Affetmesem mi? Onu gördüğüm anda Hakan'ın ölümü geliyor aklıma. Onun yüzünden öldü Hakan. Doğacak bebeğim.  Ben 5 ayımı verdim ona. 5 ay karnımda taşıdım.  5 Ay! Benden bi parça gitti.

Miralarda kalıyordum. Zorladığı için kalıyorum yoksa otele gidicektim. Duyguya da gidip onun da canını sıkmayayım dedim.  Ama mira bırakmadı.  Ne de sevdim bu kızı. 

Kapının açılmasıyla içeriye Mira girdi.

- Hala mı?
- Ne yapayım Mira? Allah korusun sende çocuğun 5 Ay karnında taşı sonra kocanın seni aldattığı hakkında evine resim gelsin ve çocuğun içinde ölsün.  Ağlamaz mısın? 
- Haklısın.  Ama selimi affetmelisin.
- Onun yüzünden öldü. 
- Hayır.  O hiç bir şey yapmadı. Bunu ona yapan kişi yüzünden oldu. Selimde onu öldürmüştür.
- Bilmiyorum. Selimi görünce Hakanın öldüğü aklıma geliyor.
- Tedavi gör olmaz mı?
- Olmaz.
- Neden? 
- Olmaz işte.  İşe yaramıyor. 
- Daha önce hiç piskoloğa gittin mi ki?
- Evet. Annemi rüyamda görüyordum. Geçmedi. 
- O annen bu selim ve senin oğlun.  Belki olur. Deneyelim. 
- Bilmiyorum Mira.
- Israr ediyorum Melek.
Bir iç çektim ve ;
- Tamam. Deneyeceğim.
- Emin ol. Selimle yeniden devam edeceksiniz. 
- Umarım.  Umarım öyle olur.

O arada telefonuma mesaj geldi.
Bir e-mail'di bu. Ajanstan gönderilmişti. 
Allahım.  İnşallah olmuştur. 
Açıp baktım ve kabul edildiğimi gördüm.

- Teşekkürler.  Teşekkürler Allahım. 
- Ne oldu melek?
- Ajansa kayıt oldum. Kabul edildim.
- Çok sevindim senin adına. Ne zaman gidiyorsun.
- Yarın. 
- Yarın terapi gör.  Sonra gidersin.
- Ahh tamam.

Kapı çalınca açtım.  Karşımda Selimi görünce küçük çaplı bir şok yaşadım. Kendime gelince kaşlarımı çattım ve konuşmaya başladım.

- Ne işin var senin burda?
- Melek.
- Git burdan.  Seni görmek istemiyorum. Git!
- Seni çok özledim.

İçimde gezen bir aşık vardı hâlâ. Onu her öpüşümde mutlu olmayı bekleyen,  her sarılışımda içini döken,  her seni seviyorum diyişinde değerli olmayı isteyen tatlı bir aşık...

Çok zordu. Sevdiğini bu halde görmek,  ondan uzak kalmak zordu. Bir mafya da olsa onunda kalbi vardı.  Ve benim için attığına emindim. Göz yaşları içimi kanatıyordu. Beni bırakma diyordu her seferinde. Tekrar elimi tut Melek diyordu. Söz vermiştik biz birbirimize. Asla o eller ayrılmayacaktı. Ama o eller kanadı. O ellere kan bulaştı. İzi her daim kalacak kadar derin yaralardı.

Unutulması zor şeyler yaşıyoruz. Ve hala birbirimizi seviyoruz. Ancak bende kaldı o hüzün.  O acı.  O keder. Ben ona geri döneceğim. Belki de şimdi döneceğim.

- Selim yapma. 
Bana yaklaşmaya  çalışıyordu.
- Melek. Sevdiğim. Güzelim.  Sensiz geçmiyor be hayat. Sana kızmadan olmuyor. Sensiz mafya olunmuyor. Seni her gece izlemeden olmuyor be kadınım.  Yapma bunu bana . Bize.. Yalvarırım . Gitme . Ben bu hale düşecek adam mıyım ?
- Selim. Lütfen sus. Ve git.
- Yapma. 
Bana yaklaşıp sarıldı.  Bende artık direnmeyi bırakıp karşılık verdim.
- Selim.  Hakan geri gelebilir mi?
- Gelemez.
- Onu özledim. 
- Bende  özledim.
- Sana dönmek istiyorum ama olmuyor.  Hakan geliyor aklıma. 
- Haklısın.

Mira geldi ve kapıyı kapattı.

-Eğer, o terapiye girmek istemiyorsan; geçmişi unutup Selime geri döneceksin. Dediğimi yapmazsan Oğlunun ölümünün kat ve kat daha fazla acısını çekeceksin. Sen bunu kaldıramazsın Melek. Senin tutunduğun ince ama birsürü dal var. Ancak o dallar seni bu hayata bağlayamaz. Seni taşıyamaz. Belki selime dönersen hem selim senin ağacının kökü olur hemde ilerde olabilecek çocuklarınız bu ağacın meyvesi olur. O dallar da güçlü olur. Beni dinlemen gerekiyor. Hadi Melek.
- Olmaz.
- Pişman olmayacaksın Melek. Beni dinle.
- T..tamam.
Kapıyı açınca Selimin çökmüş beklediğini gördüm.
- Selim.
Bana baktı ve ayağa kalktı. 
- Güzelim.
- Sana bir şans vermeye karar verdim.

Gözlerini kapatıp bir oh çekti.

- Seni bir daha böyle bir durumda bırakmayacağım. 

Mira atladı. 
- Sen birdaha Meleği böyle bir durumda bırak da gör gününü.  O zaman karşında beni bulursun.
Konuyu değiştirmek amacıyla araya girdim.
- Miracım. Eşyalarımı alıp geliyorum.
- Tamam canım.  Sen git al.

Yukarı çıktım ve bana ait ne var ne yok hepsini bavula attım.  Çantamı da koydum içine.  Büyük cüzdanımı aldım ve içine telefonumu koydum.

Bavulu çeke çeke indirdim. Selim gelip elimden aldı.  Kapıya gelince Miraya sarıldım. 

- Yarın size geliyorum. 
Dedi mira.
- Tamam bekliyorum.
Dedim ve çıktım. 
Arabaya  yöneldik.
Selim bavulu bagaja koyup sürücü koltuğuna oturdu.

***************

- Hakana ait ne varsa attır selim.
- Tamam.
- Bir de ajans  beni kabul etti. Yarın gidiyorum.
- Bende gelicem.
- Ne yapacaksın? 
- Boşver sen . Geç içeri ben şirkete uğrayacağım.
- Peki.

Yazardan;

Çok seviyordu selim meleği.  Uğruna canını verecek kadar çok.  Melekte öyle.  Ama son yaşanan olay ikisini de yıpratmıştı. Aralarında bir engel bir soğukluk vardı.  Fakat ikisi de bunu haketmiyordu. Selim öldürmüştü Ademi.  Adem en büyük düşmanıydı. Onu arıyordu hep. Bir gün odasında bulunca sinirlendi. Ve sevdiği kadının odasından çıkmasını istedi. Adem onun babasının düşmanıydı.  Babası ölünce oğlu kaldı.  Camianın en kudretlisi o olmak istiyordu.  Amacı karısından ayırıp birleştirmek için şirketi üzerine almaktı. Bu olmadı.  Selim onu buldu ve öldürdü.  Selim kolundan yaralandı.  Bunu Melek bilmiyordu. Selimde ona çaktırmamaya çalışıyordu. Melek çok acı çekti.  Oğlunu kaybetti. Kocasına olan güveni yerle bir oldu. Fakat Selimin hiç bir suçu yoktu. 

Onlar birbirlerine aşık iki gençti. Ölümüne seven iki genç.  Onları bu hikayede hiçbir kuvvet ayıramazdı.

Selim bir mafya olmasına rağmen duygularını ifade etti.  Meleğin peşinde koştu.  Hemde hiç durmadan.  Şimdi selim eski selim oldu. Melekte eski melek.  Tekrardan devam edeceklerdi. Ama melek bir zaman sonra hayata geçirecekti AŞKINI...

BENİM KOCAM MAFYA!(Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin