3

145 8 0
                                    

Özlemeye başladım.

Sırtındaki benlerini aldırmak için hastaneye gitmişti. O yüzden çalışmaya katılamadı ve ben o gittiği için kendimi buruk hissettim. Çok saçmaydı. Hiçbir şey hissetmiyordum. Görmeyince aklıma dahi gelmiyordu ama görünce..

Ah görünce..

O yokken çalışmada çok sıkıldım. Sanki bulunduğu her yeri renklendiriyordu. Çocuk çok fena bir şeydi. Twitter'da takip ettim. 5 dakika ya geçti ya geçmedi hemen istek yolladı. Kabul ettim. Bildirim geldi.

"Mete Ilıksu bir tweetini favorilerine ekledi: Bu programda en sevdiğim parça Memik Oğlan."

Allaaaa beni favlamış ya, yerim seni şaşkoloooz. Of çok tatlı çocuk.

 

 

Bir gün yine kantinde çalışmadayız. Sürekli Mete ile beraber vakit geçiriyoruz. Şebeklikler yapıyor, gülüyoruz. Teneffüse çıkanlar da gelip bizi izliyorlar uzaktan. Mete ile sürekli konuşma halinde olduğum için insanlara pek dikkat etmiyordum ama bir şey oldu ve bana pis pis bakan bir grup kız fark ettim. Önce anlam veremedim. Sonra Mete bir şey söylemek için kolumu dürttü. Ona doğru dönünce kızların bakışlarının sebebini anladım. Beni kıskanıyorlardı. Herkesin Mete'ye hasta olduğu aklımdan çıkıvermişti. Çocuk popülerdi. Kendimi kötü hissettim. Mete’den koşup kaçmak istedim hatta. Ben kimsenin kötü hissetme sebebi olmak istemezdim. Kıskanmalarına da gerek yoktu aslında. Neremi kıskanmışlardı anlam verememiştim. Bakışlarıyla beni öldürdüler ve oraya gömüverdiler.

“Defne, iyi misin sen?”

“Ne? İyiyim noldu?”

“Deminden beri hoca sana sesleniyor.”

“Ha tamam giderim şimdi.”

“Şimdi değil ara verince. N’ oluyor sana be?”

“Açlık başıma vurdu herhalde, takılma.”

“Yerime baksana 2 dakika.” İnsan biraz üsteler dimi. Yok anam öküz.

“Tamam.”

Nereye gidiyor diye baktım tabiî ki de. Kantine gitti. Simit aldı yedi. ÖKÜZ. Bir şeyler daha aldı. Sonra koştu geldi yanıma. Petito almış salak onu yiyor. Bir insan petito yerken bile nasıl bu kadar sevimli görünebilir ya. Sonra arka cebinden bir tane daha petito çıkardı. Uzattı.

“Ne bu?” Cidden bravo Defne. Tam zamanlı gerizekalı ilan ediyorum seni..

“Valla buradan bakınca çikolata gibi duruyor. Ordan neye benziyor?”

“Bana petito mu aldın?” gözlerimde yavru köpek bakışı….

“İstemiyorsan ben yerim. Al şunu hadi.”

“Yok sağol, ağzımda sakız var.” Sakızıma sokayım ya. Tutuşturdu elime.

Elimde tutuyordum, cebim yoktu ve birazdan provaya çıkacaktım.

“Benim cebim yok, sende kalsın sınıfa çıkarken alırım.” Deyip arka cebine koydum. Bu yaptığımın ne kadar uygunsuz bir hareket olduğunu sonradan çaktım tabii o ayrı. Neyse…

“Ama ben senin için aldım onu…Neyse keyfin bilir onu da ben yerim.”

Omuz silkip, gülümsedim. Yersin sen,  ayı.

Sonra gülümsemeye başladı bu dişlerini göstere göstere. Napıyor la bu derken sordu:

“Dişimde susam var mı?”

“Hahaha yok, düzgün gül be..” Şapşik ya.

 

Ara verildi. Hocanın yanına gittim. Söylenen şarkıları yazmamı istedi, sözleriyle. Aldım kağıt kalem, yazıyordum. Sıra Mete’ye geldi. Onun şarkısını ezbere biliyordum. Ama yine de sordum, yazarken de o söylemeden yazayım derken biraz heyecan yaptım kağıt kalem ne varsa düşürdüm yere.

“Sakin ol kızım ya, heyecan yapma.” Deyip güldü.

“Ne heyecan yapcam be.”

Tam 1 kezbanım arkdşlr hayırlı uğurlu olsun….

 

Bana oturacak yer yoktu. Bu kayıyor kenara kenara, gel otur, diye. Ama oturursam kucak kucağa olacağız öyle bir şey. Dalga geçiyor it. En nihayetinde çalışma tekrar başladı. Takılıyoruz gene öyle. Nereden çıktıysa tam hatırlamıyorum bir döşü kıllı muhabbeti çıktı. Bedirhan da sanki ayarlamışsın gibi:

“Belki kocanın döşü kıllı olur Defne hahaha.” dedi. O söyleyene kadar hiç düşünmemiştim.

Kocam..

Evlenmek..

Benim kocam olacak mıydı? Evlenecek miydim? Beni de bir alan olur muydu?

Ve Mete’den hiç beklemediğim sözler dökülüverdi o güzel dudaklarından…

“Benim döşüm kıllı bak, evlenecek misin benimle?”

Bakışlarım hemen onu buldu. Sadece kısa bir an için beynim bayıldı ve ayıldı. Neden böyle hissettiğime bir anlam veremiyordum. Kalbimden bütün vücuduma sıcacık bir şey aktı. Onu sarıp sarmalamak istedim. Kanatlarımın altına almak istedim. Onun o şaka maksatlı söylediği tek cümle benim hayatım oldu. Gözlerimi kırpıştırdım. Cevap veremedim. Kal geldi. Tepkimi düşününce şu an o kadar saçma geliyor ki. Çocuk dalga geçtiğimiz konuda bir şeyler söylüyordu, ciddi değildi ve beni kendine bağlayıvermişti. Hay ben aklıma, kalbime sıçayım. Of Defne, OF.

“Ee cevap vermedin, evlencen mi?”

“Nikah memuru çağırdın da hayır mı dedik?” Yani kendime hiçbir şey demiyorum. Söyleyecek o kadar şey varken bu mudur? Bu mu çıktı?

Telefonunu çıkardı.

“Bir nikah memuru abi olacaktı, dur..”

“Çağır gelsin, çıkışta evleniriz.”

 “Tam evlenilcek kızsın ha.”

 

Sen de tam sevilecek bir çocukmuşsun be aslanım ya..

 

 

 

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin