18 Mart 2013
Sabah karga henüz pislememişken, sahnedeydim. İncecik gömlekle kıçım dondu. Kimse yoktu. Ben de kulisteki banka oturdum müzik dinliyorum. Nereden geldiğini anlamadığım bir acı geldi çöreklendi içime. Ya rezil olursam diye kafayı yiyecektim. Sanırım orada biraz içim geçmiş çünkü gözümü bir açtım etrafımda insanlar var. Bir kaç kişi geldi yanımda sırtımı falan sıvazladı iyi misin gibilerinden. Ama başkasını istemiyordum ben, Mete'yi istiyordum. Belki daha gelmemiştir diye kalktım etrafa bir bakayım dedim. Bir baktım gelmiş it. İnsan bir gelir yanıma. Ben de onun yanına gitmedim. Öyle ayakta dikiliyordum. Kulise geldi. Günaydın falan dedim hiç iplemedi. A a a a noluyorsa manyak. Sonra dışarı çıkınca ben de biraz durdum durdum sonra peşinden gittim. Arkadaşlarıyla konuşuyordu. Tuttum kolundan.
"Günaydın dedim niye takmıyon beni?"
Gülümsedi.
"Günaydın.."
Ben de gülümsedim.
Öyle takılıyoruz beraber. Kuliste zaten sürekli dip dibeydik. Aynı su şişesini kullandık yine. Sonra bir kız geldi. Sarışın ezik bir tip. Mete Efendi maşşallah kızla bir gülüşmeler, bir el kol hareketleri. Delirdim resmen. Pis pis bakarken nihayet fark etti. Geldi yanıma.
"N'oldu, niye öyle bakıyon?"
"Yok bir şey."
"Ne oldu ya?"
"Ben sizin muhabbetinizi bölmeyeyim canım ya sen arkadaşının yanına git......" dedim ve tam o sırada Berke gelip yanağımdan makas aldı....
Berke...
Sikeyim seni Berke..
Ortamların içine sıçmakta üstüne yok çocuğun. Bravo yani.
Vurdum eline bir tane.
"Aynen sen de git makas falan aldır öyle.." dedi bana!
"Geldiğimden beri sadece seninle konuşuyorum." dedim gözlerimi kısarak.
"Çok belli oluyor.."
Ya bir kes amına koyayım, diyemedim ya la.
Sonra dayanamadım küs olmaya, sırnaşmaya başladım yine. Koluna giriyorum, omzuna yatıyorum falan. O da sesini çıkarmıyor. Yakamıza astığımız resmi bozulmuş. Düzeltemiyordu.
"Bırak ben yaparım."
Ben göğsündeki şeyi düzeltiyordum bahaneyle de iyi elledim çocuğu ha tövbe tövbe. O da yüzüme bakıyor. Kafamı kaldırsam aramızda santimler kalacak. Ama düzelttikten sonra uzaklaştım. Gülümsedi, teşekkür etti
"10 parmakta 10 marifet.."
"Hı aynen."
Bir ara ayrıldık tekrar. O sigara içmeye gitmişti sanırım. Ceketini falan götürdüm. Ya bir insan nasıl bu kadar güzel kokar? Cennet gibi çocuğun yanında olmak.
Neyse aradan biraz zaman geçti, sıkıldım. Telefonuma bakayım dedim. Çağrı mesaj atmış. Onunla konuşuyordum. Mete geldi, durdu yanımda. Saçım önüme düşüyordu. Fönlü olduğu için de sabitlediğim yerde kalmıyordu. Sinir oldum bir rahat mesajlaşamıyordum. Mete tuttu saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Baktım ‘napıyon’ der gibi. Gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKSİK
Non-FictionYarın, beni ondan alıp çok uzaklara götürmüş olacak. Benimle kalacağına söz verir miydi? ...