2

243 8 0
                                    

Emre’nin arkadaşlığı her şeye iyi geliyordu. Yanımdayken bile özler olmuştum. Onunla ilgili her şey beni çok tuhaf bir şekilde heyecanlandırıyordu. Sanki vücuduma elektrik veriyorlarmış gibi oluyordum. Müzik dinlerken, bir şey okurken her an aklımdaydı. İstemsizce sürekli onu düşünüyordum. Derste göz göze geldiğimiz her an heyecandan, kıvranasım geliyordu. Böyle şeyleri hissetmek çok hoşuma gidiyordu. Bilirsiniz, sanki içinizdeki organlar patır patır aşağı dökülüyormuş gibi tuhaf bir his işte…

Eren’den geriye sadece koca bir hayal kırıklığı kalmıştı. Emre bu kırıkları birbirine yakın tutuyordu. Beni tamamlamak istiyor gibiydi. Canımı yakmıyordu. En azından ben öyle düşünmek istiyordum.

Sevgisi çok nazikti. Dostçaydı. Bunun farkındaydım. Ama insanlar nasıldır bilirsiniz. Özellikle de biz kızlar. Asla ümidi kesmeyiz. Kendimde en çok nefret ettiğim huyumda budur zaten. Kahrolası umutlarım ne olursa olsun bitip tükenmek bilmez. İleride bir gün aramızda bir şeyler olacakmış gibi davranıyordum. Onu kaybetmemek için elimden geleni yapıyordum.

Eren olayı bende çok yer etmişti. İlk çıkma teklifimi ondan almıştım çünkü. Ben kabul etmeye hazırlanırken böyle yüz üstü bırakılmak gururuma dokunmuştu. Egoist bir insan sayılmam ancak egoma da dokunduğu bir gerçekti.

Düştüğüm yerden kalkmaya çabalarken kollarımdan tutan Emre’ydi. Gözümde ilahlaştırdım mı bilmiyorum. Ama ona o kadar çok değer veriyor ve güveniyordum ki... Sevgimi ise tartıyordum. Kendimden emin olamıyordum.

Okul başkanlık seçimleri yaklaşıyordu. 2 aday vardı. 11. sınıflardan Candan ile Mete. Okuldaki bütün aptal kızlar Mete için ölüp bitiyorlardı. Çocuğu okulda birkaç kez gördüm. Onda da babası vefat etmişti. O zaman herkesin dilindeydi. Merak etmiştim ve çok da matah bir şey olmadığını görmüştüm. Bu kadar popüler olmasını gerektirecek bir tipi yoktu yani.

Yumurta gibi bir kafası, sanki dünyanın bütün yükü onun omuzlarındaymış gibi çökmüş omuzları ve ileride onu büyük ihtimal rahatsız edecek olan bir kamburu vardı ve çok sigara içiyordu. Candan ile geçen sene müzik çalışmalarından tanışıyorduk ve çok tatlı bir kızdı. Ama seçimlerde oyumu Mete’ye verdim. Bu tür şeylerde kızlar biraz sapıtabiliyor. Kıçının kalkmasını istemedim desem daha doğru olur. Sanırım benim gibi düşünen insan sayısı çoktu ve Mete açık ara farkla okul başkanı seçildi.

Sesimin güzel olduğunu söylerler. Lisenin ilk yılı okul korosuna dahil etmişti müzik öğretmenimiz. Ancak annem notlarımı kötü etkilediğini düşünüyordu. O yüzden bir daha girmemi istememişti. Annemden gizli girdim. Şarkı söylemek iyi hissettiriyordu. Şu hayatta severek yaptığım az şeyden biriydi. Elimden alınmasını istemiyordum. Annemden gizli pek iş yapmam ama yapacağım tutmuştu. Çok da gizli sayılmazdı. Eninde sonunda öğrenecekti nasıl olsa.

Özel günlerde sahneye çıkarıp şarkı söyletirlerdi. Öncesinde ise hummalı bir çalışma süreci olurdu. Bu sene kadroda biraz değişiklik olmuştu. 11. sınıflardan da dahil olmuşlardı. Özgüveni çok olan bir insan değilimdir ancak gösterilen ilgiye aynı şekilde karşılık vermeye çalışırım. Aynı servise bindiğim bir çocuk da girmişti. Onunla konuşuyor, vakit geçiriyorduk. O benimle ben onunla tatlı tatlı dostça ilgileniyorduk. Sonra o bir arkadaşını getirdi: Mete…

Aynı sınıftalarmış ve her ne hikmetse sevgili okul başkanımız Mete’nin sesi güzelmiş. Çocuğa okul hayatımda sadece 2 kere dikkatli baktım. Biri babası öldüğü zaman gösterdiklerinde, diğeri oy pusulasındaki e-okul fotoğrafında gördüğümde..

EKSİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin