Tilki'nin Ağzından
Bu adam kafayı yemişti. Derdi neydi bunun ? Bizimle ne alakası olabilir ki ?
'Kimsin sen ne istiyorsun ?' diye sordum.
'Hayat'ı hatırladın mı Tilki ?' diye sordu.
'Hayat.. Selimin eski sevgilisi. Ne olmuş ona.' diye sordum.
'Sadece Selimin eski sevgilisi değil. Hayatını kararttığınız kız.. Yani benim kız kardeşim.' dedi bağırarak.
'Nerede Hayat ?' diye sordum.
'Yurt dışında o günden sonra bir daha dönemedi. Sizin iğrençlikleriniz yüzünden. Ona yaşattıklarınız yüzünden. Benden tek bişey istedi. Bende abisi olarak bunu yapacağım hepinizi bitireceğim.' diye bağırdı.
'Önce sakin ol adamım kimse kimseyi bitirmedi. Ne ben senin kardeşini bitirdim. Ne de sen beni bitireceksin.' dedim.
'Ben her şeyi biliyorum Tilki. Selim yarışmaya katılmanı engellediğinde Savaşın Selimi kız arkadaşından vurmanızı önerdiğini senin bu planı hazırladığını... Leventin onu nasıl kandırdığını hepsini biliyorum.' dedi. Biliyordu. Biliyordu ama herkes çok yanlış biliyordu.
'Bunları sana Hayat mı anlattı ?' diye sordum.
'Evet başka kim olabilir.' diye sordu.
'Bak kız kardeşin tam olarak ne anlattı bilmiyorum. Ama gerçeği sana anlatırım. İnanmazsan kanıtlarım da var.' dedim.
'Ne kanıtıymış bunlar. Ne saçmalıyorsun sen ?' diye sordu.
'Kardeşin bizden neden şikayetçi olmadı biz ona zarar verdiysek' diye sordum.
'Çünkü bu konunun duyulmasını istemedi.' dedi.
'Sana bişey diyeyim mi ? Hayat seni fena kandırmış. Kendisi Leventle isteyerek birlikte oldu. Bunun kanıtları elimde olduğu içinde polise gitmeyi düşünmedi bile. Duyulmasın diye değil yani zaten duyuldu ve bu yüzden yurt dışına kaçarak gitti. Burada kalsaydı Selim ona burayı dar edecekti Selim gerçekleri öğrenmesin diye burada kalamadı. Kaçtı çünkü unutulsun istedi. İstersen gel benimle sana her şeyi ispatlayayım. Yada ara Hayatı ona soralım. Eminim gerçekleri anlatacaktır.' dedim. Bir kaç dakika düşündü. Aylinse duyduklarına inanamamış gibi bakıyordu. Ona bu zamana kadar gerçekleri anlatmamıştım. Bir tek Levent Savaş ve ben biliyorduk olanları. Mustafa sonunda karar vermişti.
'Önce Hayatı arayacağız sonrada bana kanıtları göstereceksin. İkna olursam sizi rahat bırakacağım.' dedi.
'Tamam ' dedim. O sırada yukarıdan biri indi.
'Böyle anlaşmamıştık Mustafa. Aylin benimle gelecekti.' dedi Emre. Bu çocuğun bu işte olduğunu biliyordum.
'O cadı da burada değil mi ? Aslııııı !' diye bağırdım. Yavaşça oda merdivenlerden indi.
'Tabi ki buradayım. Seni ben hak ediyorum Aylin değil.' dedi.
'Sen temiz bir dayak hak ediyorsun da hayvanlara şiddete karşıyım.' dedim.
'Kesin. Size hiç biz söz vermedim ben. Sadece bu işi halledince Aylin ve Tilkiyle olabilirsiniz dedim. Söz falan vermedim.' diye bağırdı Mustafa.
'Eğer bunu kanıtlarsam ki kanıtlayacağım. Emre ve Aslı benim Mustafa' dedim.
'Beni ilgilendirmez.' dedi Mustafa. Sonra cebinden telefonunu çıkarıp Hayatı aradı.
'Efendim abiciğim.' dedi Hayat.
'Tilkileri aldım. Artık avucumun içindeler.' dedi Mustafa.
'Süper abi. İntikamımı al lütfen. Hayatımı mahvettiler benim.' dedi.
'Tilki burada.' dedim.
'Daha ne duruyorsun ki o zaman. Bitir işini.' dedi Hayat.
'Öldüreyim mi ?' diye sordu Mustafa.
'Abi hayatımı çaldılar benden yaşadığım şehre dönemiyorum. Bitir işini bende dönebileyim.' dedi.
'Tilkinin bana göstermek istediği şeyler varmış Hayat. Seninle ilgili.' dedi.
'Abi dinleme onu kafanı karıştırmaya çalışıyor. Bitir işini artık.' dedi.
'Hayat eğer bana yalan söylediysen şimdi itiraf et güzelim.' dedi.
'Abi eğer onlar ölürse geri dönebilirim. Yap şunu !' diye bağırdı Hayat.
'Yeter artık Hayat yalanı bırak elimdekileri abine vereceğim. Benim pekte bir suçum yok . Her şeyi kendi isteğinle yaptın. Benimle olmak için önce Levente yamandın. Biz sadece seni kullandık. Ama seni hiç bişey için zorlamadık. İtiraf et ! Sıkıldım bu oyundan!' diye bağırdım. Yeterdi artık.
'Evet senin için Leventle oldum tamam mı ? Sense bir kere yüzüme bakmadın. İstediğim her zaman sendin. Beni kullandın. Şimdi de intikam istiyorum hayatımı mahvettiniz.' diye bağırdı Hayat. Çıldırmış gibiydi. O sırada Savaşa mesaj attım. Tüm kanıtlar ondaydı.
'Birazdan Savaş getirecek her şeyi.' dedim Mustafaya.
'Beni kandırdı buna nasıl inandım az kalsın birini öldürecektim. Hatta bir kaç kişiyi.' dedi.
'Sen sadece kız kardeşini korumaya çalıştın. Bu kadar üzülme.' dedim. Yirmi dakika sonra kapı çaldı Savaş içeriye girdi.
'Getirdim.' dedi ve flaşı masanın üzerine koydu.
'Yalnız izlesen daha iyi sanırım. Biz gidiyoruz.' dedim. Aylini kolumun altına alıp kapıya yöneldim.
'Tilki.' diye seslendi arkamızdan
'Efendim.' dedim.
'Özür dilerim her şey için... Size tamamen psikolojik saldırdım. Hemde yıllarca.. Sanırım kendimi kaybetmişim. Şu an sanki bir kabustan uyanmış gibiyim. Yaptıklarımın telafisi imkansız. Elimden özür dilemekten başka hiç bir şey gelmez.' dedi.
'Eyvallah özür yeterli.. Bi de bir daha ki sefer olmasın olursa bu kadar sakin olmam. Hepimizden uzak dur.' dedim ve evden ayrıldık. Sanırım her şey bitmişti. Artık huzurlu olabilirdik. Gerçi huzurlu olduğumuz an yeni bir felaket başlaması hep başımıza gelen bir şeydi. Yine de içimden umut ettim. Bu sefer her şey daha iyi olmalı. Daha mutlu. Daha sakin....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herkes Bir Gün Gider Ama Aşk Hiç Bitmez
FanfictionHerkes Bir Gün Gider Ama Aşk Hiç Bitmez