1 Sene Sonra
"Hoseok çok heyecanlıyım."
"Sakin ol derin derin nefes al, ver...
Korkma onlarda senin gibi birer insan."
Sigarasından son bir kez daha içine çekecekken bileğinden tuttum ve sigarayı parmakları arasından aldıktan sonra yandaki su dolu bardağın içine attım ve yüzünü iki elim arasına alarak fısıldadım.
"Sigara içmeye ara ver ve öp beni, bir şey öldürülen aynı anda bir şey de yaşatsın seni..."
Kızıl saçlarımı kavradı, dudaklarıma 'şans öpücüğü' diye adlandırabileceğimiz bir öpücük bırakıp benden ayrıldı ve saçlarımı öptü.
"Çok güzel olmuş eskisi gibi yine kıpkırmızı saçların. Hep böyle aşkın temsilcisi olarak kalsınlar Tae olur mu ?"
Gülümsedim. Heyecanım azalmıştı.
"Olur öğretmenim."
Kulisteki görevli artık Hoseok'un gitmesi gerektiğini birazdan sahneye çıkacağımı söylediğinde anlımdan öptü ve odamdan çıkı.
"Hazır mısın ?"
Derin bir nefes aldım.
"Evet"
"Güzel son hazırlıklarını yap çıkmana iki üç dakika kaldı."
"Tamam teşekkürler."
Odamdan çıktığında gidip koltuğun üzerindeki kutuya ayakkabılarımı koydum ve aynanın karşısına geçip gömleğimin düğmelerini ilikledim.
"Son bir dakika!"
Dışarıda görevlinin bağrışını duyduğumda aynada son bir kez kendime baktım.
Dağınık kızıl saçlarım, iki-üç beden büyük gelen siyah bol bir gömlek, siyah dar pantolonum vardı üstümde.
Gömleğimin yakasına kaydığına gözüm köprücük kemiğim dikkatimi çekti. Burası onun krallığıydı.
Gülümsedim.
"Son on saniye!"
Cebimdeki telefonu masadaki sehpanın üzerine bıraktım ve odadan çıkıp kısa koridorda hızlı adımlarımı sergiledim.
"Hadi Taehyung."
Dans öğretmenim omzuma koyduğu eliyle arkandayım demek istiyordu. Dudaklarım kapalı bir şekilde gülümsedikten sonra perdeleri kapalı sahneye çıktım. Kulisin kapısı kapandığında seyirciyle baş başa kaldığım aşikardı.
Gözlerimi kapatıp yerdeki pozisyonumu aldım ve perdenin açılıp şarkının başlamasını bekledim.Gözlerimi bir ara araladığımda onu bulmam zor olmuştu. Oysaki en önde yerini almış beni izliyordu.
Gözlerinin içi parlıyordu.
Onu böyle gördükçe içim açıyordu.
Bir umut varmış gibi hep mutluydu. Ölümüme inat hep gülümsüyor hiç gelmeyecekmiş gibi davranıyordu. Belki de korkuyordu. Gelmesinden korkuyor o yüzden onu hiç düşünmemeye çalışıyordu. Bilmiyorum ama o gelecek Hoseok ve beni almadan gitmeyecek. O yüzden hâlâ bir umut varmış gibi davranma. Doktoru sende duydun, Taehyung'un bünyesi çok zayıf bu yüzden çoğu şeyi gerektiği dozda veremiyoruz. Daha sonra özelde konuştunuz. Bu cümleden sonra sana içerde Merak etme onu yaşatacağız. Demeyeceğini ikimizde biliyoruz. Öyle demiş gibi davranmayı kes.Şarkı bittiğinde selamımı verip ışıkların sönmesini, perdenin kapanmasını bekledim.
Aynen de öyle olmuştu. Önce beni sahnede takip eden spot ışık kapanmıştı ardından da perdeler. Kulisin kapısı açıldığında Dans hocasının yanına gittim. Sarıldı.
"Harikaydı Taehyung. Güzel bir iş çıkartacağını biliyordum."
Gülümsemekle yetindim.
Odama geçtiğimde üzerimi çıkartmaya başlamıştım. Gömleğimin düğmelerini açtığım gibi gömlek omuzlarımdan kayıp yere düşmüştü. Pantolonumun kemerini çıkartıp düğmesini açtım ve bacaklarımdan aşağı doğru sıvadım. Gidip askıdaki kıyafetlerimi aldım. Siyah bilekleri lastikli eşofman altlığımı giydikten sonra üstüme siyah V yaka kısa kollu bir tişört onun üstünede siyah bir hırka giydim ve telefonunu alıp ayakkabılarımı giyerken kapı tıklandı. Bağcıklarımı bağlamadan gidip odamın kapısını açtım. Açtığım gibi sarıldı.
"Çok güzeldi."
Bende ona sımsıkı sarıldım sanki hiç ayrılmayacakmışız gibi.
"Hazır mısın ?"
"Kıyafetlerimi toplayayım hazırım."
"Tamam"
İçeri girerken arkasından kapıyı kapattım. Yerdeki kıyafetlerimi aldı ve katladı. Çantanın ağzını açıp içine koymasını bekledim. Koyduğunda çantayı kapatıp sırtıma astım. Odadan çıkarken durdurdu.
"Ayakkabılarını bağlamalısın Tae. Takılıp düşmeni istemem."
Ah ben onu tamamen unutmuştum. Tam eğilecekken o eğilip bağladı.
Kalkınca saçlarımı karıştırmayı da ihmal etmedi.
Elimi sımsıkı tutarak odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunday meetings || Vhope
Fiksi Penggemar"Beni düşünmesi hoştu. İlk defa düşünülen taraf olmuştum. Anne rolünü ilk defa üstlenmiyordum. Bu hoştu. Güzel hissettiriyordu ama fazla alışılmamalıydı. Yoksa gülü koparan olabilirsin... Aşk çok tehlikeydi... Aşk tehlikeli bir oyundu. Rulet gib...