Merhaba arkadaşlaar! Yeni bölüm ile karşınızdayım. Multimedya, Yağız ve yeni karakter Eser. sizce hangisi daha iyi? Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın. -Şule
Kızlar, İz'in fikri ile görev başındaydı. Bu gizemli, zengin çocuğun ismini bulacaklardı. Burçak, başta korkup bu fikre sıcak bakmasa da, içten içe bu çocuğu merak ediyor, yerinde duramıyordu. Bir yandan hevesli, bir yandan biri görecek diye aklı çıkıyordu. Sonunda kurslar bitmişti ve herkesin gittiğini tahmin ediyorlardı. Küçük ve sessiz adımlarla sınıfa geldiklerinde İz şöyle fısıldadı; ''Bak hemen sınıf listesinin fotoğrafını çekip çıkarız. Siz bana gözcülük yapın. Biri gelirse hemen uyarın beni. Eğer bir yere giderseniz,eğer yakalanırsam ikinizinde ağzına sıçarım. Burçak sende çocuğun ismini NAH öğrenirsin!'' Burçak ve Nova aynen onayladılar. Aralarında her zaman ki gibi Janset yoktu. Böyle riskli işleri sevmezdi. Ama İz,Burçak ve Nova' da deli cesareti vardı. Ki zaten hepsi delinin tekiydi. Burçak ve Nova, hemen görevlerinin başına geçmişti. Tabiki İz de.
Sınıfa ilk girip göz gezdirdiklerinde, sıranın üzerinde boylu boyunca duran dev gibi bir okul bayrağı göze çarpıyordu. Ve az kalsın Burçak'ın bir yerine giriyordu. E tabi kızlar da buna kahkahalarla gülmüşlerdi. Bu kahkahalar yüzünden de yakalanıyorlardı. Hemen sakinleşip göreve devam etme kararı aldılar. Burçak, son derece heyecanlıydı ve yerinde duramıyordu. Bu isim onun için birden önemli hale gelmişti ve neden olduğunu bilmiyordu. Nova'ya baktığında, onun da heyecanlı göründüğünü farketti. Resmen yerinde duramıyordu. Burçak bu duruma sinirlenmişti ve onu şaşkın bakışlarla izliyordu. ''Ya gerizekalı bu ne heyecan? Çocuğu merak eden benim sana ne oluyor ?'' Nova hala zıplıyordu. ''Ya adaş ondan değil benim bu telaşım. Çişim geldi altıma yapıcam. Ya hemen gitsek gelsek lavoboya da işimi halletsem.'' Burçak bu duruma bezmiş bir ifadeyle karşılık vermişti. ''Adaş git kendin işeyip gel. Bak eğer İz yakalanırsa bizim kafamızı kopartır. Üstüne bende bu çekilemez meraklımla kalırım. Hadi deli etme beni de git.'' Nova, annesine yalvaran küçük çocuk bakışları atarak devam etti. ''Adaş yalvarırım bak gel hadi. Çabuk biter. Sende gel benimleee!'' Burçak yenilgiyi kabul etmiş bir biçimde lavoboya doğru yöneldi. Nova'ya ne kadar karşı çıksa da kıyamıyordu. Umarım işini çabuk bitirirdi ve İz de yakalanmazdı. Yakalanırsa, İz'den çekeceklerini hayal bile edemiyordu. Gerçi İz bir meseleyi o kadar büyütmezdi. Sadece fazla açık sözlüydü. Ama Nova'nın fena bir tribi vardı. Bu yüzden Burçak, pek fazla kötü bir şey olmayacağını düşündü. Neredeyse 5 dakika geçmişti ve Burçak huzursuzlanmıştı. Yani, o kadar uzun bir süre değildi ama kendisi ve İz işini çabuk hallederdi. Acaba Nova tuvalet deliğine falan mı düşmüştü? İçeride, meşgul olan Nova'ya seslendi. ''Ya Nova hadi! Bir an önce bitir de dönelim işimize. İz yakalanırsa biz de yanarız.'' Nova da, ''Tamam adaş yaa, bekle az bitti işim.'' Burçak da bu sırada aynaya, tanrım neydi günahım bakışları atıyordu. Sonunda Nova tuvaletten çıkabilmişti ve el çabukluğu ile görev yerlerine gitmişlerdi ki, İçeriye baktıklarında bir çocuğun İz'in kolundan tuttuğunu gördüler. İz de korkmuş bakışlarla çocuğa bakıyordu. Çocuk, sarışındı. Ve İz'in kolunu bırakacakmış gibi görünmüyordu. Burçak ve Nova hemen içeri girdiler ve durumu halletmeye çalıştılar. Burçak, çocuğa baktığında zengin çocuğun en yakın arkadaşı olduğunu gördü ve arkadaşını görmesi bile onu kıpkırmızı etmeye yetmişti. Çocuk onları fark ettikten sonra sınıftan çıktı. İz, Nova ve Burçak'a I kill you bitch bakışları atıyordu ve hemen çemkirmeye başladı. Özellikle Burçak'a.. ''Lan ben demedim mi size bekleyin diye?!'' Alın işte yakalandım birine! Neyse ki toparladım durumu. Sana da isim falan yok Burçak. Köpeklik yaptınız.'' Burçak'ın hemen gözleri dolmuştu ve yalvarmaya koyuldu. ''Kanka valla çok özür dilerim. Biz duruyorduk ama sağolsun Nova hanımın işeme ihtiyacına koştuk. Yoksa senden çok ben korktum yakalanmaktan. Yalvarırım at şu sınıf listesini bana ya! İçim içimi yiyiyor adaş nolooor?!!!'' İz, yine babacan bir tavırla,''İyi bari tamam yine kıyamadım sana, akşam atarım whatsapptan .'' Burçak mutluluktan uçuyordu ve hemen İz'in boynuna atladı. ''Adamsın sen bee! Kanka çok sağol çok çok çok sağol.'' İz de bu sözleri duyunca ego kasmıştı. Hemen eşyalarını alıp evlerine döndüler.
Bir gün yine geçmişti ve Burçak çok mutluydu. Şaşırtıcı olarak okul gayet eğlenceli gidiyordu ve yanında iyi ki deli arkadaşları vardı. İz, sınıf listesini attığında, hemen araşırtmaya koyulmuştu. Burçak aradı, aradı, aradı. Ama zengin çocuğun profilini bir türlü bulamıyordu. Arkadaşının profilini bulmuştu. Sarışın çocuğun ismi, ''Erdi Can'dı.'' Burçak, bir fotoğraf bulma umuduyla stalk yapmaya başlamıştı ama, yine sonuç sıfır olmuştu. İyice keyfi kaçmıştı. Hemen, 'Kaloriferin Melekleri' grubuna mesaj attı. ''Ya kızlar yaa, bulamadım ben valla deliricem şimdi. Sarışının da ismi Erdi'ymiş bu arada.'' İz hemen cevap verdi. ''Kanka buldum ben. İsmi 'ESER GÜZELOĞLU' KLJFXKDLJDK. Profil fotoğrafı yok. Ailesi ile fotoğrafı var sadece oradan buldum.Ha bu arada benim Gökmen ile sınıf arkadaşı.'' Burçak resmen sevinçten çıldırmıştı. Ve içinden İz in evine gidip ona sımsıkı sarılmak istiyordu. Ayrıca fazla abarttığını düşünüyordu ve bu mutluluğunun sebebini bulamıyordu. İçinden, 'İz benim resmen kahramanım, canım best friendim'diye geçiriyordu ki bunu mesaja da yazdı. İz de kalpler atmakla yetindi. Hemen Eser'in profiline girdi ve fotoğrafı inceledi. Fotoğrafı hemen telefonuna indirdi. Ve galiba, Yağız'dan vazgeçiyordu.Ertesi gün, yine klişe bir okul günüydü ve ek olarak dans kursu vardı. Günü her zaman ki gibi kızlarla bol kahkahalı, şen şakrak geçmişti. Sık sık da Eser ve arkadaşını görüyordu. Eser ve arkadaşı da arada onlara bakıyordu. Bu da Burçak'ı mutlu ediyordu. OKul bittiğinde, hemen spor salonuna gitmeye koyuldu. Dansta hiç arkadaşı yoktu ve bu durum Burçak'ı üzüyordu. Onu orada tutan sebepler, dans etmeyi çok sevmesi ve Yağız'dı. Kıyafetlerini giydi ve sessiz sedasız salona girdi. Yine gruplaşmalar hat safhadaydı. Kendine herkesden uzak bir köşe seçti ve oturdu. Yağız'da gelince, antremana başladılar ve 5 tur koşup egzersiz yaptılar. Burçak bu durumdan nefret ediyordu çünkü çabuk yorulurdu. Dans öğretmeni, hemen talimat verdi ve başladılar. Erkekler önde, kızlar arkadaydı. Burçak bir şeye sinirlenmemek için dua etti. Çünkü genelde dansta ki insanların hareketlerine,davranışlarına sinir olurdu. Bina en büyük etmen yalnız olmasıydı. Dansa başladıklarında, Burçak dalıp gitmişti. Ve bunun sonucunda kendisine öküz gücünde geri gelip çarpan Yağız'ı fark etmemişti. Yağız, mahçup bir ifadeyle gülümsedi ve''Çok pardon.'' dedi. Burçak bu duruma başta çok sinirlenmişti ama Yağız'ın gülüşünü görünce aklından, 'Off be kibarlığa bak, gülüşe bak, yerim seni yavrumm' diye geçirdi. Sesi de belli belirsiz çıkmış ve 'Önemli değil.' demişti. E tabi o şokla sesinin böyle çıkması normaldi. Yarın yeni bir gündü ve, Burçak ın kafası karışıktı ve galiba iki kişiden hoşlanıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Element
Genç KurguBurçak,İz,Janset ve Nova...Dört arkadaştık biz.Biraz komik,biraz duygusal,biraz veryansın,biraz vurdumduymaz,biraz da hayalperest...Dört ay öncesine kadar birbirini hiç tanımayan insanlardık oysaki şimdi neredeyse her şeyimizi beraber yapıp,beraber...