Uzun yazdığım bölümü sekiz ve dokuz olarak ikiye ayırdığım için iki bölümü aynı anda yayınlıyorum.
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin🌸
İyi okumalar~
*****
Eve döndüğümde öyle yorgundum ki dışarıda yeme planımı sorgulamaya başlamıştım.Belki de Giray'a yorgun olduğumu ama onu mutlaka başka bir gün Rasim amcanın yerine götürme sözüm olacağını söylemeliydim.
"Ben geldim."
İçeride herhangi bir hareketlilik yoktu.Uyuyor muydu yoksa?Bu iptal etme kararımı kolaylaştırırdı.Oturma odasına göz attığımda orada olmadığını gördüm.Banyoya yaklaşırken mırıldanmalar,alçak sesten küfürler kulağıma ilişmeye başladı.Banyonun kapısında göründüğümde çatılı kaşlarının altında sinirli parıltıların gezindiği gözleri benimkileri buldu.Dışarı çıkmaya hazır görünüyordu.Açık kotunun üzerine siyah bol bir tişört geçirmişti.Onu hazırlanmış gördüğümde yorgunluğumu bir köşeye atmaya ve bu akşamki planı iptal etmek hakkındaki düşüncelerimden bahsetmemeye karar verdim.
"Sorun ne?Hiç mutlu görünmüyorsun."
"Saçlarımı bir türlü bir şeye benzetemedim.Berbat görünüyorlar."
Sitemkar ve kızgın bakışları yerini korurken bana bakmayı sürdürüyordu.Bense şaşkındım.Ve tek yapabildiğim kahkahamı bastırabilmek umuduyla dişlerimi alt dudağıma geçirmekti.Elimi yüzüme kapattım ancak titreyen omuzlarımın beni ele vereceğinin farkındaydım.
"Komik mi?Beni mutsuz görmek senin hobin falan mı?Seni ciddiye alıp da anlatanda suç zaten."
"Hayır,hayır sadece..."
Durumu toparlamaya çalışmam gerektiğini bilmeme rağmen küçük bir çocuğunkini andıran sinirli ifadesi gülümsememi bastırmama yardımcı olmuyordu.
"Herkes seninki gibi yataktan kalktığında bile mükemmel görünen saçlara sahip değil ne yazık ki.Sırıtmayı keser misin artık!"
Derin bir nefes alıp sakinleştiğimi hissettikten sonra onu kolundan tutup kendime yaklaştırdım.Şaşkın bakışlarına aldırmadan iki elimi birden saçlarına daldırdım.Ne yaptığımı sorgulayan sözlerini duymazdan gelip nihayet işimin bittiğini düşündüğümde ellerimi üzerinden çektim.Hızla birkaç adım geriye çekildiğinde eserimi gururla inceledim.Bazen gereken sadece doğallıktı.Giray'ın söz dinlemeyen saçlarını bir şekle sokmaya çalışmaktansa doğal karmaşıklığını göz önüne sermek daha mantıklı bir seçimdi.
"S-sen manyak mısın?Naptığını sanıyorsun?"
"Biraz sessiz ol da aynaya bak.Of başımı şişirdin."
Bir süre sessiz kalıp gözleri tereddütle üzerimde dolandı.Onunla dalga geçtiğimi falan düşünüyor olmalıydı.Sonuçta saçlarını dağıtmaktan başka bir şey yapmamıştım.
Gözlerini kısarak aynadaki aksini süzmeye başladı.
"Ben sanmıştım ki...Her neyse."
Başını eğdiğinde önüne düşen birkaç tel saçı gözlerini kapattı.Yanımdan geçip gittiğinde birkaç saniye olduğum yerde dikilmeye devam ettim.Bir kez daha beklediğim tepkiyi vermeyerek beni şaşırtmıştı.Kızmasını ya da söylenmesini bekliyordum.Veya çok düşük bir ihtimal olmasına rağmen teşekkür etmesi de olası tahminlerimden biriydi.Ancak Giray utanmıştı.
Arkasından banyodan çıktığımda kapının önünde beni beklediğini gördüm.Üzerine ceketini geçirmişti.
"Yalnız bu şekilde üşüyebilirsin.Gideceğimiz yer dışarıda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AKSİ
Jugendliteraturİşine özel hayatı olmayacak kadar takık bir polis memuru,bir gün anlam veremediği şekilde ilgisini çeken birine komşu olursa... *** "Okurken içim ısındı , yüzümde ufak bir gülümseme belirdi ve bu ikilinin en kaliteli şekerden tatlı olduğunu düşündüm...