Bölüm 10

25.6K 1.4K 511
                                    

Arabayı park etmiş apartmana doğru yürürken evden çıktığımız saate göre hava oldukça soğuduğundan üzerimizdeki ceketler titrememize engel olamıyordu.Apartman kapısından içeri adım attığımızda bizi karşılayan sıcak biraz olsun ısınmamıza yardım etmişti.

Saat henüz yatmak için erken olduğundan ben sıcak bir şeyler hazırlamak için mutfağa yönelirken Giray oturma odasına girdi.Biraz sonra elimde üstünde buharı tüten iki kupa ile odaya girdiğimde Giray elinde tuttuğu telefonu sehpaya bıraktı.Kupanın birini ona uzatarak kendimi koltuğa bıraktım.

"Az önce evin tadilatı ve temizliğiyle ilgilenen adamla konuştum.Yarın akşama doğru evin hazır olacağını söyledi."

Kahvemin üzerinde süzülen buharı izleyerek geçirdiğim birkaç saniyede duyduklarıma sevinmem gerekirken neden böyle,sanki buruk gibi hissettiğimi sorguladım.Evde benden başka birinin olmasına,başka birinin varlığına yalnızca birkaç gün olmuş olmasına rağmen alışmış olmalıydım.

"Bu kadar kısa sürede halledilmesine sevindim.Biliyorsun,baya kötü bir durumdaydı."

"Ben de şaşkınım."Omuz silkip kahvesinden bir yudum aldı.Yüz ifadesinden nasıl hissettiğini anlamaya çalıştım.Ancak her zamanki duygularını yansıtmayan umursamaz ifadesini takınmıştı.

Aniden aklımda beliren düşünceyle sırtımı koltuğun kenarına yaslayarak ona doğru döndüm.Ani hareketimle sarsılan koltuk şaşırmasına sebep oldu.

"Yarın Hazal gelecek.Erkek arkadaşıyla.Yani akşam yemeğinden sonra evine geçersin."Erkek arkadaş kelimesi hoşuma gitmese de bu duruma alışmam gerektiğini biliyordum.Onun yanında olmak,bana duyduğu güveni sarsmamak çocukça kıskançlıklarımdan daha önemliydi.

"Ailecek olsanız daha iyi olmaz mı?Demek istediğim bir yabancının yanında rahat edemeyebilir."

"Hazal mı?"Küçük bir kahkahanın ardından beni izleyen şaşkın elaların hakkımda daha tuhaf düşünmemesi için kendimi durdurmam gerekti."Son derece arkadaş canlısı biridir.Yeni insanlar tanımayı sever.Sorun olmayacaktır."

Birkaç saniye düşündüğünü belli eden bir ifadeyle elindeki kahve kupasına daldığında kendimi olumsuz cevabına hazırlamıştım.Sonuçta burada istediği için değil,tamamen mecburiyetten kalmıştı.Evi temizlendiğine göre burada birkaç saat daha fazla zaman geçirmesi için bir sebep olamazdı.

"Yemekte ne olduğuna bağlı."Kaşlarını havaya kaldırıp muzip gülümsemesini takındığında arkamdaki yastığı alıp alaylı ifadesini dağıtmak üzere ona atacağım sırada elindeki kupayı fark etmemle kendimi son anda durdurabildim.Kocaman açılan gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra derin bir nefes verdi.

"Çocuk musun ya?"derken göz devirmeyi de ihmal etmemişti.

"Senin yanındayken öyle hissediyorum."Alaylı bir tonda dudaklarımdan dökülen bu sözler aslında altında kafamın karışıklığını,kendimde açıklayamadığım bazı değişikliklerin sebep olduğu huzursuzluğumu barındırıyordu.Onun yanındayken tanıdığım,herkesin tanıdığı Yiğit'ten farklı bir kimliğe bürünüyordum sanki.Bu farklılık beni korkutmasa da nedenini bir türlü bulamadığımdan dolayı tedirgin ediyordu.

"Çocuk olduğumu mu ima ediyorsun?Yaşça senden küçük olabilirim ama tecrübelerimi hafife almamanı öneririm."

Bitmiş kahve kupamla birlikte ayağa kalktığımda elimi saçlarına daldırıp karıştırdım."Almam."

Yorgun hissediyordum.Açık hava çarptığından mı,Hazal'ın söyledikleri mi,yoksa Giray ve dahası kendimle ilgili soru işaretlerim mi beni yormuştu,emin değildim.Sadece uyumak istiyordum."Ben yatıyorum."

AKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin