Bölüm 16

24.6K 1.5K 341
                                    

-Bölüm birkaç küçük değişiklikle güncellenmiştir.Bir dahaki bölüme görüşmek üzere...-


Ertesi sabah erkenden uyandığımda yanımda mışıl mışıl uyuyan meleğin alnına küçük bir öpücük bırakmış,evin içinde adeta yere basmadan hazırlanmaya çalışmıştım.Hafif olan uykusunu bölmek istemiyordum.

Hazal için kahvaltı hazırlayıp evden ayrıldım.Gün içinde ondan aldığım bir telefonda annemlerin yanına döndüğünü söylemiş,kulağa gayet iyi gelen ses tonu içimin rahatlamasına sebep olmuştu.Artık endişelenmemi gerektiren bir şey kalmamıştı.Ya da fazla mı erken konuşuyordum?

Akşam güneş batmaya yüz tutmuşken eve varmış,üzerimdeki beni rahatsız eden kıyafetleri çıkarmak için vakit kaybetmeyip kendimi duşa atmıştım.Gerginliğimi bedenimi rahatlatarak atabilecekmişim gibi uzun bir süre kaldım akıp giden ılık suyun altında.Konuyu nasıl açmam gerektiğini düşündüm,hangi kelimelerin doğru olduğuna karar vermeye çalıştım.En sonunda ne kadar düşünürsem o kadar gerildiğimi fark ederek duştan çıkmış,kelimelerin ben yarı yolda bırakmamasını umarak o an içimden ne geçiyorsa söylemeye karar vermiştim.

Saçlarımı havluyla özensizce kuruttuktan sonra giyinip aynada son bir kez kendime baktım.Aynadaki aksimde kararlı bir yüz ifadesi görmeye ihtiyacım vardı.Çünkü biliyordum ki ben kararsız davranırsam bu boşlukları istediği gibi dolduracak,konuyu bir şekilde dağıtacaktı.Bunun olmasına izin vermek gibi bir niyetim yoktu.

Giray'ın kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklattım.Bir süre içeride herhangi bir hareketlilik olmayınca tekrar tıklatmak için elimi kaldırmıştım ancak kapı açıldı.

Yüzünde kısa bir an şaşkınlık ifadesi dalgalanmış hemen sonrasında eski ifadesizliğine geri bürünmüştü.

"Evet?"

O geceden beri gözüme doğru dürüst uyku girmemişken onun bu kadar rahat davranmasına önce şaşırmış ardından sinirlerimin gerilmeye başladığını hissetmiştim.Onun için değersiz bir andan mı ibaretti?Doğru olabileceğine ihtimal vermek istemediğim ancak zihnimin bir köşesinde beni rahatsız etmeye devam eden bu düşünceyle dişleri sıktım istemsizce.

"Konuşmamız lazım."

"Ne hakkında?"

"Burada olmaz.İçeri davet etmeyecek misin?"Kararsız bakışları birkaç saniye üzerimde gezindikten sonra kenara çekildi.

Açtığı yoldan içeri girip bana yol göstermesini bekleyerek olduğum yerde kaldım.Onun evine ilk defa geliyordum.Odaların yerleşimi benimkiyle tamamen aynı olmasına rağmen eve farklı bir havanın hakim olduğunu söyleyebilirdim.Hislerimi kelimelere tam olarak dökemiyordum ancak burası...Yalnız hissettiyordu.Onu takip ederek oturma odasına girdiğimde ise gözüme ilk çarpan şey çok az eşyasının olduğuydu.Neredeyse sadece bir koltuk ve televizyondan oluşan bu oda aynı zamanda dağınıktı.İçleri boş hazır gıda paketleri,dergiler,kitaplar,cdler odanın rastgele köşelerine dağılmıştı.

"Seni dinliyorum."Etrafı incelemeye gereğinden fazla daldığımı fark ederek bakışlarımı birkaç adım önümde durmakta olan sabırsızlanmaya başlamış Giray'a çevirdim.

Kurumuş boğazım doğru sözcükleri seçmeye çalışırken yardımcı olmuyordu.Onun için taşıdığım bu hisleri doğrudan kelimelere döksem nasıl bir tepki verirdi?Şaşırır mıydı,korkar mıydı,mutlu olur muydu?Ya da şu anki duygu barındırmayan ifadesini korumaya devam mı ederdi?Bu belirsizliğin kalbimde yaptığı ağırlığından kurtulmak istiyordum.Sabaha kadar düşüncelere dalıp uyuyamamak, dudaklarımda beliren mutlu bir tebessümün bir anda karamsar düşüncelerin gölgesi altında kalarak solması...tüm bunlar beni yorgun düşürmüştü.Onun hislerini bilmeye ihtiyacım vardı.

AKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin