Bölüm 23

19K 960 174
                                    

Merhabalar~ Hala aramızda olanlarla😅 Aksi'nin 100K okunmaya ulaşmasına çok az kalmış olmasının sevincini paylaşmak istiyorum bölüme geçmeden önce.😊Bu zamana kadar benimle ve bu hikayeyle birlikte olan herkese çok teşekkür ederim.Bu yola çıkarken buralara varacağımı düşünmemiştim bu yüzden çok mutluyum.💐💐💐



.

Arabanın kapısını kapatırken büyük bir esnemenin beni esir almasına engel olamadım.Anahtarı cebimin arkasına atıp kaldırımda yürümeye başladığımda birkaç çocuk küçük bir gürültü çıkararak yanımdan koşarak geçtiler.Dudaklarımda bir tebessüm yer edindi.Kısa yürüyüşümü evin kapısının önünde sonlandırdığımda eski bir alışkanlıkla elim anahtarları aramak için çantama uzandıktan sonra duraksamış,sonrasında kapıya vurmak için yavaşça yumruk halini almıştı.Bu tatlı hisse alışmanın fazla zamanımı almayacağını biliyordum.Biraz sonra kapı açılmıştı.Beni gördüğünde gözlerinde tehlikeli parıltıların gezinmeye başladığını fark etmem dudağımın yukarı kıvrılmasına sebep olmuştu.

Kollarını göğsünde birleştirip kalçasını hafifçe kapıya yasladığında elaları üzerimde gezindi.

“Bu kadar yakışıklı olmak suç sayılmalı.” Yüzüne yerleşen sinsi gülümsemeye alt dudağımı ısırarak karşılık verdim.Ellerimi hafifçe iki yana açarak daha iyi görebilmesi için birkaç adım geriledim. “Alışsan iyi edersin.”

Göğsünde bağladığı kollarını serbest bırakıp bedenini yaslandığı yerden ayırdıktan sonra gülümsemesini koruyarak “En son hatırladığım kadarıyla bu kadar kendini beğenmiş değildin.Seni fazla pohpohladım galiba.” dedi aynı zamanda geçmem için yol açarak.Omuz silktim. “Ben son derece memnunum bu durumdan.” diye fısıldadım kulağı ve çenesi arasında bir yere öpücük bırakırken.Her gün böyle karşılanacaksam eğer, gün içinde ne kadar yorulduğumun bir önemi kalmayacaktı.Çünkü az önce içeri girerken tüm sorunları kapının dışında bırakmıştım.

Çantamı ve arabanın anahtarını geniş sehpanın üzerine bırakıp ceketimi üzerimden sıyırarak koltuğun kenarına astım.Yorulmuş sırt kaslarım yumuşak koltuk tarafından sarmalamadığında gözlerimin kapanması kaçınılmaz oldu.Giray mutfak masasına notlarını yaymıştı.Sınavı yakın olmalıydı, aksi taktirde ders çalışacağını sanmıyordum.Sessizce geçen birkaç saniyenin ardından kapalı göz kapaklarıma düşen bir gölge ile gözlerimi araladım.Giray karşımda hareketsiz duruyordu.Gözlerim yüzünde dolaştığında aklından ne geçirdiğini anlamak mümkün olmamıştı.Neredeyse bir sorun olduğunu düşünerek endişelenmeye başlayacağım sırada hareketsiz durmaktan vazgeçip birkaç adım attı.Kendini dizlerimin üzerine yerleştirdiğinde yüzümde beliren şaşkın ifadeye olduğunu düşündüğüm bir tebessüm belirdi dudaklarında.Bakışlarım dudaklarına kaydığında istemsizce kendiminkileri yaladım.Şimdi ne istediğini az çok anlamıştım.Elini enseme attığında aramızdaki mesafe de yavaşça kapandı.Birbirimizi ilk defa tadıyormuş gibi acelesiz, uzun bir öpücüktü bu.

Evet, acelemiz yoktu.Ne aradığımızı bilmeden geçirdiğimiz yıllar,neyin eksikliğini duyduğumuzu bilmeden, bir arayış içinde olduğumuzun bile farkında olmadan yaşadığımız o amaçsız yıllar bitmiş, tüm yarım kalan duygular tamamlanmış, tüm cevapsız sorular noktalarına kavuşmuştu.Sanki hiç yaşanmamış gibiydi onsuz geçen yıllar.Giray'ı tanımadan öncesini bu şekilde tanımlamam tanıdığım tüm insanlara,paylaştığımız anılara haksızlıktı belki de.Varsın öyle olsun.Ben yaşadığımı şu an hissediyordum.Hiç bu kadar anlamlı olmamıştı nefes almak.Uzun yıllardır üşümüş yalnız ruhum, Güneş’in her sabah büyük bir lütuf ve tevazu ile yeryüzünde saçtığı ışıklarıyla yeni yeni ısınıyordu.

AKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin