Bölüm 21

18.7K 1K 106
                                    

Herkese merhabalar~Biliyorum uzun bir ara oldu,Yiğit ve Giray'ı özlediniz,ben de en az sizin kadar özledim.Beklediğiniz ve sabrınız için çok teşekkür ederim.Yeni yılın ilk bölümü olduğu için güzel günlerin bizi beklediği,sevgi dostluk iyilik ve barışın kazandığı bir yıl olsun dileklerimi de araya sıkıştırayım.💖

******

Tam bir hafta.

Düşünüp durarak geçirdiğim bir hafta geçmişti gezimizin üzerinden.Bir şeylerin yoluna girdiğine inanmaya başladığımda gerçekler bir tokat gibi yüzüme vurulmuştu.Ne beklemiştim ki? Birbirimizi sevdiğimiz sürece geri kalan hiçbir şeyin önemli olmadığına mı inanmak istemiştim? Birbirimize sahip olduktan sonra bizi sadece mutlu günlerin beklediğini mi düşünmüştüm? Toplum tarafından nasıl karşılandığımız aklımdan uçup gidecek kadar ayaklarım yerden kesilmişti halbuki.Sahip olduğum her şeyi vermek isteyeceğim birini bulduğumda ayaklarımın yerden kesilmesine sesimi çıkarmamıştım ama apartmana geri döndüğümüz o gün rüyadan uyanıp gerçekliğe sert bir düşüş yapmıştım.Canımı en çok yakan şey ise başkaydı.Giray'ın bu tarz davranışlara uzun bir süredir katlandığını düşünmek başıma ağrılar sokacak kadar canımı sıkıyordu.Yaşından olgun davranıyordu ve bir şeyleri içinde yaşamayı tercih eden bir yapısı olduğundan sıkıntı çekip çekmediğini anlayamıyordunuz.Duygularını dışarı vurmayı seçseydi eğer, benim açımdan çok daha kolay olacağını itiraf etmeliydim.

Ne yaparsam yapayım bu insanların her zaman var olacağını ve karşımıza çıkacağını biliyordum.Yine de elimden gelen bir şeyler olmalı diye düşünmeden edemiyordum.Son birkaç gün uykularım kaçıp gecelere kadar mutfak masasında öylece oturarak ve düşündükçe daha da çaresiz hissetmekten yorgun düşüp en sonunda uyuyakalarak geçip gitmişti.

Ve şimdi Giray'ın kapısının önünde dururken tedirgindim.Ya duyacakları onu memnun etmezse?Ya bulduğum çözüm ona daha çok sorun olursa?Bu ve benzeri sorular geçiyordu aklımdan.Soru işaretlerini silip bir nokta koyabilmek için ise Giray'la konuşmaya ihtiyacım vardı.

Kapıyı açtığında bir gülümseme belirdi dudaklarında."Yine ne oldu?Her gün kapımı aşındırıp duruyorsun.Beni özlediğini bu kadar belli etmene gerek yok.Gerçekten." Yüzündeki alayla karışmış samimi gülümsemesinin tüm dünyalara bedel bir güzelliği vardı.

"Sanki gelmemi dört gözle beklemiyormuşsun gibi konuşuyorsun." BİNGO.

"Biliyorsun,gözlerim yollarında kalıyor."Gülümsemesi büyürken dişlerini dudağının kenarına geçirdi.Kolumdan tutup beni içeri çekerken dudaklarını düşünmemeye çalıştım.

Gözlerinde gezinen çapkın parıltıların ve uslu durmaya niyetinin olmadığının farkındaydım.Karşılık vermeyi her şeyden çok istesem de şu an için bunu görmezden gelmek zorunda olduğumu biliyordum.

"Seninle konuşmam gereken önemli bir şey var."

Yüzündeki gülümseme yavaşça solarak yerini kısa süre içinde merak eden ve ciddi bir ifadeye bıraktı.

"Pekala,neymiş öğrenelim."

Oturma odasındaki geniş koltuğuna kendimi bırakırken onun da karşımdaki tekli koltuğa oturmasını izledim.Konuya nereden gireceğimi bilmiyordum.Parmaklarımı istemsizce saçlarımın arasından geçirdim ve derin bir nefes aldım.

"Bu halin beni korkutmaya başladı." Kaşlarını çatmış, her hareketimi bir anlam çıkarmaya çalıştığını düşündüren bir şekilde dikkatle izliyordu.

"Bu apartmanda ne kadar süredir kalıyorsun?"

Sorduğum soruyla kafasının daha da karıştığını görebiliyordum."İki seneye yakın.Neden durduk yere bunu soruyorsun?"

AKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin