Yeni bölüm geldi.Umarım beğenirsiniz.Birde lütfen Öğretmenim adlı kitabıma bakın.
İYİ OKUMALAR...
Mine ekrana baktığın da gözyaşlarından dolayı göremedi.Gözlerini sımsıkı yumup tekrar açtı.Elinin tersiyle yaşlarını silip gözlerini ekrana sabitledi.
Abisi herşeyden habersiz büyük oval masada oturuyor.Arkasında da garson kılığında bir elinde içecek olan tepsi öbür elinde de silah olan bir adam.
Mine gördüğü şeyle hareket etmeyi unutmuş gibi.Gözlerini kırpmadan ekrana bakıyordu.Durmadan akan gözyaşları yüzünü ıslatmıştı.Önündeki saçlarının bir kaç tutamı yüzüne yapışmış bir halde olduğu yerde dikiliyordu.Garson elindeki silahı Suat 'ın kafasına doğru uzatınca Mine nefesini tuttu.Tırnaklarını eline geçirdi.Ama acısını umursamadı.Şuan tek düşündüğü abisiydi.Garson kılığındaki adam silahın tetiğini çekecekken Mine hemen bağırdı.
"Dur!Tamam istediğini yapicam."dedi çatlak çıkan sesiyle hala ağlarken.Bora yüzüne memnun bir ifade koyup elindeki telefonu açıp birkaç tuşa bastı.
Mine ekrana baktığın da abisinin arkasındaki adamın telefonu çaldı.Adam hemen bir hızla silahı pantolonun arkasına sıkıştırdı.Suat ses geldiği için arkasını döndü.Ama silahı görmedi.Adam Suat a bir mahcup bir gülücük yollayıp 'Pardon efendim.'deyip telefonu cebinden çıkarıp açtı.
Bora telefonun açılmasıyla gözlerini Mine den bir saniye çekmeden sert sesiyle konuşmaya başladı.
"Gidebilirsin."deyip telefonu kapattı.Mine hâlâ ekrana bakıyordu.Orda öylece herşeyden habersiz abisine.Tırnaklarıyla avucunau kazdığını bile hissetmiyordu.
Bora büyük televizyonu kapatıp Mine 'ye doğru yürüdü.
Mine donmuş gibiydi.Sadece ekrana bakıyordu.Sanki kapanmamış gibi.Bora 'nin yanına kadar gelip elini eline aldığını bile fark etmedi.Bora Mine nin elini görünce telâşlandı.Ne yapmıştı bu kız kendine?Nasıl zarar verebilir ki kendine?
Hemen salondan çıkıp ilk yardım çantasını almak için yukarıda çıktı.Mine Bora nin gittiğini de fark etmedi.Gözlerinden durmaksızın yaşlar akıyordu.Bağırarak veya hıçkırarak ağlamıyordu.İçten ve sessiz ağlıyordu.
Bora bir kaç saniye sonra geri dönüp hemen Mine 'nin yanına gitti.Mine yi yönlendirip bir koltuğa oturmasını sağladı.Bir yandan da ağzında sinirden bir şeyler geveliyordu.Elindeki pamuğu alıp Mine nin avucundaki kanları sildi.Yavaş olmaya çalışıyordu.Canını yakmak istemiyormuş gibi.Ama canını daha ne kadar yakabilirdi ki.Zaten şuan Mine nin yıkıldığını,canının ne kadar çok yandığını görmüyor muydu bu adam.Kör müydü bu adam ?Yoksa görmezden mi geliyordu.
Mine şoktan çıktığında ,kendine geldiğinde hızla elini çekip koltuktan kalktı.
Bora Mine nin bu hareketine şaşırdı ama çabuk toplayıp o da oturduğu yerden kalktı.Mine ye doğru yürüyüp aralarındaki mesafeyi kapattı.Sinirle
"Geç otur şuraya elini pansuman yapıcağım."dedi parmağıyla krem tonundaki koltuğu gösterirken.Mine burnunu çekip,başını olumsuz anlamda salladı.Ağlamaktan dolayı sesi çatlak çıktı.
"Se...sen..iğrenç.birisin.."deyince Bora kaşlarını çatıp
"Anlaşılan elinin pansumana ihtiyacı yok."deyip
"Polat!"diye bir aslan gibi kükredi adeta.Mine bundan dolayı irkilip yerinde zıpladı.
Bir kaç saniye sonra Polat geldi.Ellerini birbirine bağlayıp saygı duruşuna girdi.Bora ne kadar Polatı öbür adamları gibi görmesede Polat saygıda kusur etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya 'nın AŞKı
Ficción GeneralMine 'nin bileğini ellerinden kurtarmak istemesi canını yaktı. O an ölmek istedi. Yanmak. Parçalanmak. Bora 'nin tek bir isteği vardı.Ömürünü bile adayacağı bu kızın kendisini sevmesi....