7.BÖLÜM "NEZARETHANE"

276 122 101
                                    

-"Tesadüf bir başlangıçtır.Finali sen oynarsın,perdeyi kader kapatır."(Bob Marley)-

Merhaba arkadaşlar.Uzun zamandır bölüm yazmıyordum ama artık dayanamadım.Zaten bundan sonra daha sık paylaşacağım bölümleri :) Neyse inşallah bu bölümü beğenirsiniz.

Multimedia: Yeni Taşş Karakterimiz Barbaros 😍

Sandalyede rahatsız bir şekilde oturuyordum.Karakolda Uzay ile çapraz sorgudaydık ve şimdi bu loş odada kim olduğunu bilmediğim Komiser'in teki bana dik dik bakıyordu.

"Olayı anlat bakalım."dedi ciddi bir sesle.

"Şey biz Meyhanede içiyorduk işte sonra beni hiç sevmemiş olan eski sevgilimde oradaydı bize laf attı falan.Uzay ilk başta aldırmadı ama Arda iyice haddini aşınca dayanamayıp kavga etti burnunu kırdı işte olay bu."dedim olayı anlatırken kalbim nedense hızlı hızlı atmıştı.

"Anlıyorum.Annenizin bugün babanız tarafından gözünüzün önünde öldürüldüğünü biliyoruz yani kardeşinizin sinirleri bozuk olduğu için kavga etmesi normal ama buradan gitmeniz için Arda'nın şikayeti geri çekmesi lazım."dedi Komiser bu cümlesinden sonra gözlerim doldu.

"Peki anlıyorum."dedikten sonra Komiser ile birlikte odadan çıktık.İkimizinde sorgusu birbirini tutunca polisler bizi kolumuzdan tutarak yürümeye başladık.

"Bizi nereye götürüyorsunuz?"diye sordu Uzay kısık sesle.

"Arda şikayetini çekene kadar nezarethanede duracaksanız dua edin de şikayetini geri çeksin."dedi Uzay'ın kolunu tutan komiser bize kötü kötü bakarak. Koridordan sağa saptığımızda bomboş olan nezarethaneyi ve onun yanındaki masada uyuyan bir memuru gördüm.Komiser bizden telefonlarımızı istedi bende zaten kapalı olan telefonumu cebimden çıkartıp verdim.Uzayda telefonunu kapatıp Komisere verdikten sonra Komiser elinde telefonlarla uyuyan memura doğru yürüdü.

"Kalk lan gene sızmışsın!"diye bağırdı alayla.Memur kalktıktan sonra önce Komisere sonrada bize baktı. Derin bir off çektikten sonra telefonları masasının altındaki sepete koydu ve bize doğru yaklaştı.Pantolonun cebinden anahtarı çıkartıp nezarethanenin kapısını açtı.İçeriye bizi ittikten sonra soğuk bir ifadeyle bize bakıp kapıyı kilitledi.Komiser hiçbir şey söylemeyip gittiğinde memurda masasına doğru yürüdü ama bayağı uzaktı bize.

"LANET OLSUN! LANET OLSUN!"diye haykırdı Uzay sinirle evet kardeşimin sesi kısılmıştı ama gene de haykıracak kadar çıkıyordu.

"Bu kadar boktan bir gün hatırlamıyorum."dedim usulca. Bana bakıp kafasını sallayarak onayladıktan sonra demirleri elleriyle sımsıkı tutarak kafasını demir parmaklıklara yasladı.

"ABİ BİR İNSANIN BİR GÜNÜ BU KADAR LANETLİ Mİ OLUR YA? ÖNCE ANNEM GÖZLERİMİN ÖNÜNDE BABAM TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜ SONRA BU LANET YERE GELDİK!"diye haykırarak söylendi Uzay ama bu söylenişinde haklıydı benim canım kardeşim.

"Biraz sessiz bağır lan uyuyacağız şurada!"diye sinirle haykırdı ebesinin nikahındaki masasından ona bir memur.

"Uykunu sikeyim."diye mırıldandı Uzay ve yasladığı kafasını hafiften vurmaya başladı.Hafif hafif vurmasını arttırıp şiddetli bir şekilde kafasını vurmaya başladı. Alnı hafiften kanamaya başlayınca panikle ellerini tutarak parmaklıklardan çektim.Kendisine gelmesi şart olduğu için sert ama oldukça yavaş bir tokat attım.Alnındaki kanayan minik yarasındaki kanı parmağımla sildiğimde kendini zor tutuyordu.

"Çağla dayanamıyorum ben..."dedi Uzay ve ağlayarak bana sarıldı.Saçlarını okşadıktan sonra ona sarılmayı bırakıp elimle gözyaşlarını sildikten sonra sıcacık ellerini tuttum.

YASAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin